DBP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Mardin Büyükşehir Belediyesi`nde, yanında DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, HDP milletvekilleri Burcu Çelik Özkan ve Ali Atalan, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak ile birlikte basın toplantısı düzenledi.
Şırnak'ın sokağa çıkma yasağı süren Cizre ilçesinde bir evin bodrum katında yaralılar bulunduğunu söyleyen Demirtaş, kendisinin de içinde bulunduğu bir heyet ve gönüllü sağlıkçılarla 12 gündür hastaneye kaldırılmayı bekleyen ve 4 gündür haber alınamayan yaralıları almak için bulundukları binaya girmek istediklerini söyledi.
Demirtaş, 'Bu meselenin ciddi kırılmalara ve geri dönülmeyecek şekilde tahribatlara yol açabilecek bir mesele olduğu görülmelidir' dedi.
Demirtaş, savaşın ve çatışmalı ortamın son bulması için parti olarak ellerinden geleni yaptıkları ve yapmaya devam edeceklerini söyledi. Demirtaş şöyle dedi:
'Cizre`de sağlar mı, yaralılar mı, açlar mı, susuzlar mı bilmediğimiz onlarca insandan 4 gündür haber alamıyoruz. Bu konuda partimizin tüm yoğunluğunu bu konuya vermiş durumdayız. Ama maalesef şu dakikaya kadar kesin bir sonuç almış değiliz. Yaralıların sağlık durumu ile ilgili net bir bilgi edinebilmiş değiliz. Kürt sorununun çözümü belki bir günde gerçekleşmez ama bu yaşanan insanlık dramını şu anda durdurmak mümkündür. Belediye başkanlarımız, milletvekillerimizle birlikte vahşet bodrumundaki durum netleşinceye kadar buradan ayrılmayacağız.'
Demirtaş, kendisinin de içinde yer alacağı bir heyet ve gönüllü sağlıkçılar ile Cizre`ye giderek o binaya girip yaralıları alma taleplerini olduğunu belirterek, bu konuda Başbakan Ahmet Davutoğlu`na çağrıda bulundu. Demirtaş, şöyle dedi:
'Ortaya çıkacak tablo hiçbir şekilde geri dönülmeyecek bir köprü yıkılmasına yol açabilir. Müzakereden, çözümden bir daha bahsetmenin yolu bile kalmayabilir. İnsani beklentiyi karşılayacak bir cevap vermeniz gerekiyor. Hiçbir spekülasyona mahal vermemek adına, ben ve sağlık ekibi o binaya gitmek istiyoruz. Bu meselenin ciddi kırılmalara ve geri dönülmeyecek şekilde tahribatlara yol açabilecek bir mesele olduğu görülmelidir. Umut ediyoruz ki oradaki insanlar yaşıyordur. Cizre tümüyle abluka altında. Biz oraya gidersek oradan alacağımız sağ mıdır, ölü müdür, kimi oradan alırsak hastaneye gönderilecek. Bunu bir kriminal olay olarak göstermenin anlamı yok.'
Cizre`de halen bir çatışma ve elinde silah olan varsa koşullar ne olursa olsun ateş etmemesini istediklerini belirten Demirtaş, Cizre`ye girme taleplerinin yaşanan insani trajedinin ortadan kaldırılması amacıyla olduğunu ve bunun siyasi bir talep olmadığını söyledi. Demirtaş, şöyle dedi:
'Halkımız bizden gelecek çağrıları, uyarıları dikkatle dinlemelidir. Her yerde halkımız büyük bir duyarlılıkla hazır olmalıdır. Çünkü biz orada bir vahşet tablosu ile karşılaşmak istemiyoruz. Hükümet bunun altında kalır ve kimseye bunun açıklamasını yapamazlar. Oradaki insanlar çatışma pozisyonunda değillerdi, yardım ulaştırılmasını bekliyorlardı. Bugün heyetimizin oraya gitmesinde büyük fayda var. Hükümet bu olumlu girişimimizi pozitif bir şekilde değerlendirmeli. Bu çağrımız ciddiyetle değerlendirilsin. Buradaki çabamızın derinlikli olarak ele alınmasını istiyoruz. Günlerdir duyarlılık gösteren tüm halkımıza teşekkür ediyorum. Bu tutumun bu kararlılığın mutlaka sürmesi lazım. Bu zorlukları aşabilmenin en etkili yolu da halkın birlikteliğidir.'
Gazetecilerin Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu`nun, 'Oraya girilemiyor' sözlerini hatırlatması üzerine Demirtaş, 'Ben belediyemizin sağlık ekibi ile oraya gitmeye hazırım. Oraya gidilemiyor diye bir durum yok. Hiçbir bahane ortaya koymasınlar bunun önünü açsınlar biz gideceğiz onları alıp hastaneye bırakacağız' dedi.
BDP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek ise yaşanan durumun ve yaralıların gün gün hayatını kaybetmesinin toplumda büyük bir yara açtığını söyledi. Devletin yaralılara yaklaşımına dikkat çekerek, yaralıların durumuna kin ve nefretle yaklaşmanın ortak gelecek açısından ağır sonuçlar doğuracağını söyleyen Yüksek, 'Orada doğacak sonuç hem siyasi hem toplumsal yaralar oluşturacaktır. Oradaki yaralı insanların kurtarılmasını sağlamak için bir yaşam koridoru açılmasını istiyoruz. Hepimiz elimizi taşın altında koymaya hazırız.' dedi.
DHA
E git al canım... Ne güzel arada kaynarsın işte :)
hiiç faşist havamda değilim, küfür etmek zaten hoş değil, ama bir bölgede 30 kişi aynı anda nasıl yaralı olur?* yaralıların olduğu binada canlı kalanların ihtiyaçları, ve mühimmatları (cephane) nasıl tükenmez?? ambulansa neden ateş açılır (son yazdığım haberlerden duyduğumdur,)
başını alırsın anca.