HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, HDP’ye yapılan saldırının bir provokasyon olmadığını, devletin “kafanızı keseriz” mesajı verdiğini kaydetti. İmralı ziyareti için Adalet Bakanlığı’na resmi başvuru yapıldığını söyleyen Demirtaş, Abdullah Öcalan ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın karşılıklı irade beyanları sürdüğü müddetçe çözüm sürecinin devam edeceğini kaydetti.
Kobani eylemlerinin ardından hükümetin sert eleştiriler yönelttiği HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında HDP’ye yapılan saldırı, çözüm süreci, partinin kapatılacağına yönelik tartışmalar ve Diyarbakır uçağında yaşadıklarına ilişkin önemli açıklamalar yaptı. Demirtaş’ın açıklamaları şöyle:
30 yıllık Hizbullahçıyım dedi
O kişinin bütün ailesi partilimizdir. Kardeşi partimizin yöneticisidir. Benim çocukluğumdan beri taşındığımız üç ayrı mahallede de bu aile komşumuzdur. Karakolda kendisini tanıdım. Kendi aramızda konuştuk oradan çıktık. 5 gün sonra bu gündeme geliyor. Bu kişiyle asla husumetimiz yoktur. Hiç kimse bu kişiyi hedef göstermeye kalkmasın. Ben uçakta kayıt yaptığını gördüm, planlıydı. Fotoğraflar da çekildi. Kesmişler, ses kaydında şu da vardır: Ben o bağırdıktan sonra yanına gittim. “Senin yaralı çocuğun varsa benim kardeşimdir” dedim. Karakolda da kayıt yapıyorlardı. Müdahale etmedim. “Ben 30 yıllık Hizbullahçıyım, beni herkes tanır” dedi. Karakolda bana bu lafı söyleyen kişiyi çıkardım.
HDP’ye ‘kafanızı keseriz’ mesajı
Saldırı bir provokasyon falan değil, bu çok açık partimize dönük planlanmış bir mesajdır. HDP’ye kafanızı keseriz, koparırız mesajıdır. Saldırgan Ahmet Karataş’ı öldürmek için elinden gelen her şeyi yapmış. Allah canını almamış. Başbakan bizi hedef göstermediğini, yalnızca eleştirdiğini söylüyor. 8 Ekim’de yaptığı konuşmada “Herkesi HDP’ye karşı tavır almaya çağırıyoruz” demiştir.
İmralı için resmi başvuru yapıldı
HDP heyeti, Adalet Bakanlığı’na İmralı Adası’na gitmek için resmi başvuru yaptı. Biz bu başvuruya olumlu cevap verilmesini bekliyoruz. “Sürecin arkasındayız” diyorlarsa başvuruya hızlı bir şekilde cevap verilmesini bekliyoruz. Görüşmeler durmuş durumda. Hükümet ile heyetimiz arasında bir görüşme yok. Son bir yıllık periyoda bakıldığında bu olağanüstü bir durumdur. Heyetlerimiz hükümetle her hafta, 10-15 günde bir temas kurardı. Neredeyse 15-20 gündür hükümetle hiçbir temasımız gerçekleşmedi. Heyetimizin görüşme talebine rağmen gerçekleşmedi. Adalet Bakanlığı’ndan resmi cevap bekliyoruz. Öcalan ya da Erdoğan istemeden bitmez: Çözüm süreci İmralı Adası’ndaki görüşmeyle başladı, bitecekse de orada yapılacak görüşmeyle biter. Bizim heyetimiz süreci bitirme sevdalısı değil. Dolayısıyla Sayın Öcalan “Süreç bitti” demediği sürede süreç devam eder. Karşılıklı Öcalan ve Erdoğan irade beyanlarını sürdürdüğü sürece süreç devam eder.
AKP A.Ş. olmaktan çıkmalı
Başbakan “HDP parti gibi davranırsa belki bakarız” diyor. Ne söylediğinin farkında değil. HDP AKP’den daha partidir. Asıl kendileri bir parti olsalar biz çok memnun oluruz. A.Ş. olmaktan çıksalar; para, yolsuzluk, rüşvet yerine biraz siyasetten baksalar; tüccar kafası yerine biraz vicdan ölçüleriyle meselelere baksalar, süreci ilerletmeye hazırız. Başlarında bir CEO var: Recep Tayyip Erdoğan. Partiyi şirket gibi yönetiyor. Benim ismim üzerinden bu tartışmalar yürütülüyor. Kimse kusura bakmasın, eli kanlı devletin en son hesap soracağı kişi benim, en son hesap soracağı parti HDP’dir. Bingöl suikastında Başbakan açıklamasında “Alçaklar anında cezalandırıldı” demişti. Biz de bulguların farklı olduklarını, bu kişilerin suikastla alakalı olmadığını ifade etmiştik. Balistik sonuçları da bizi doğruladı. Bingöl çıkışında infaz edilen kişiler Emniyet Müdürü’ne yapılan suikastla alakalı kişiler değilmiş. Şimdi
Başbakan’a sormak istiyorum: Anında açıklamıştınız, “Alçaklar hak ettiği cezayı buldular” diye. Bir başbakan olarak bu infazın arkasında mısınız hâlâ? Velev ki onlar örgüt üyesi, tutuklanırlar, yargılanırlar, varsa cezaları yatarlar. Ama infaz cinayettir. Devlet cinayet işlemiştir.
Mahmut lıcalı | Cumhuriyet