HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Fatih'teki bir otelde ilahiyatçı İhsan Eliaçık'ın da aralarında bulunduğu, yazarlar ve bazı dernek temsilcileriyle bir araya geldi.
Toplantı öncesi açıklamalarda bulunun Selahattin Demirtaş, 'Ben çok eskiyi temsil etmek üzere çıktığım geniş bir siyasi hareket olmadı. Her siyasi parti, her siyasi hareket elbette ki ben en yenisiyim, en gıcırıyım diyerek siyaset sahnesine çıktı. Fakat geldiğimiz noktada 2015 Türkiye'sinde yeni adına, gelecek adına üretilen hiç bir siyasetin, hiç bir projenin ne toplumun sorunları, ne toplumsal kalıcı barışa getirdikleri çözümler açısında yeni olmadıkları, eskinin güncellenmiş aktüel hale getirilmiş tekrarından ibaret olduğunu gördük' dedi.
Demirtaş, toplumun bütün ezilen kesimleri olarak yola çıktıklarını belirterek, 'Madem ki bir arada yaşama konusunda önemli bir konsensüse sahibiz, madem ki her koyun kendi bacağından asılır yaklaşımını reddediyoruz, madem ki devletin ve mevcut yönetim anlayışının da ötekileştirdiği geniş yığınları, toplumsal kesimleri temsil ediyoruz... Yeni bir mücadele birliği, anlayışıyla yeni bir geleceği yeni bir anlayışı niye inşaa etmeyelim tartışmasından HDP ortaya çıktı' diye konuştu.
'TOPLUMSAL MÜHENDİSLİK ROLÜMÜZ YOK'
Selahattin Demirtaş açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Demirtaş bir gazetecinin, Bülent Arınç'ın 'Lezbiyenler, biseksüeller, translar da dahil olmak üzere, Türkiye'de ben herhangi bir partide temsil imkanı bulamıyorum diyen farklı seçmen gruplarının oylarını da almıştır' sözlerini hatırlatması ve HDP'nin bir kimlik arayışı içinde olup olmadığı sorusu üzerine, şunları söyledi: 'Bir kimlik arayışı değil, toplumda yeterince kimlik var. Herkes kendini bir kimlikle tanımlıyor, bizim insanlara yeniden kimlik yaratma, onlara kimlik verme gibi bir toplumsal mühendislik rolümüz yok. Tam tersine bu anlayışa karşı mücadele ediyoruz. Herkesin bir veya birden fazla kimliği zaten var. Temel problem bu kimliklerin kabul edilmiyor olmasıdır. Kendini toplumda, demokratik çerçevede ifade etmiyor, ettiremiyor olmasıdır, hakkının, hukukunun teslim edilmiyor olmasıdır. Biz yeni kimlik yaratma adına bu partiyi kurmadık. Cumhuriyet tarihi boyunda, 12 yıllık AKP iktidarı boyunca da bütün kimlikleri tekleştirmeye çalışan, aynı potada tekçi anlayışla, mezhepçi, ırkçı, cinsiyetçi anlayışla yok etmeye çalışan anlayışa sisteme karşı biz mücadele ettik. Bu kimlikleri hepsi var ve toplumun gerçeğidir. Her biri insan olmaktan kaynaklı, kimliğinde bağımsız yaşam tarzından, bağımsız, ideolojisinden, renginden bağımsız, insan onuruyla yaşamaya layık birer varlıktır. Eğer ki biz bunu temel referans alacaksak HDP hiç bir kimlik, inanç arasında ayrım yapmadan herkesin hakkının hukukunu elbette sonuna kadar savunacaktır.'
'ÇOK YÜKSEKLERDEN BAKINCA HALKI GÖREMEZSİNİZ'
Demirtaş, 'Hükümet sözcüleri zaman zaman hakaret etmek için veya kendilerini toplumun muhafazakar temsilcileri, bizi de marjinal grupların temsilcileri olarak göstermek istedikleri bütün grupları, istinasının bütün ayrımcılığa uğrayan bütün grupların haklarını savunmak bizim için utanç değil, onur kaynağıdır' dedi.
Selahattin Demirtaş, Bülent Arınç'ın belki Türkiye'de yaşanan insan hakları ihlallerinin, sorunlarının farkında olamadığını belirterek, 'Hükümet sözcüsü olarak kendi ülkesinde nelerin yaşandığını görmüyor olabilir. Eminim ki oradan bakınca da görmek kolay olmuyordur. Çok yükseklerdeler çünkü. Çok yükseklerden bakınca halkı göremezsiniz. Biz yükseklere çıkmak için siyaset yapmıyoruz. Tam tersine bugüne kadar bize dayatılan bu Bülent Arınç tarzı, Tayyip Erdoğan tarzı, ondan önceki bütün başbakanların ve hükümetlerin tarzı olan üstlenici siyaseti, o anlayışı bitirmek için geliyoruz' diye konuştu.
'CUMHURBAŞKANININ İŞİ DEĞİLDİR SEÇİM KAMPANYASI YÜRÜTMEK, SÜRDÜRMEK'
Demirtaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Afrika seyahati öncesinde ki sözlerinin hatırlatılması üzerine , 'Ülkenin Cumhurbaşkanı muhalefet partilerine bu şekilde cevap veriyorsa, başkanlık sistemine erken bir geçiştir. Hükümet politikası ve pratiği orada eleştiriliyor. Hükümetin, yürütme kurulunun başı başbakandır. Biz bu şekilde cumhurbaşkanıyla siyasi partiler olarak polemiğe girmeyi doğru bulmuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanının da bu tür mevzulara, muhalefet partilerini hedef alarak girmemesinde fayda görüyoruz. Yok eğer, 'ortada bir başbakan yok' diyorsa, 'başbakanda benim, cumhurbaşkanı da benim' diyorsa, önce Sayın Ahmet Davutoğlu'nun bu konuyu netleştirmesi lazım. Kendisi başbakan olmadığını kabul ediyorsa, biz de bunu bilelim ve buna göre hareket edelim. Sayın Cumhurbaşkanı artık muhalefet partilerine laf yetiştirmekten, muhalefet partilerini eleştirmekten vazgeçse iyi olur. Seçim dönemine giriyoruz özellikle. Bir müddet sarayında istirahate çekilmesinde fayda var. Seçim kampanyası sürdüreceğiz çünkü. Cumhurbaşkanının işi değildir seçim kampanyası yürütmek, sürdürmek' ifadelerini kullandı.
Gülseli KENARLI - Özgür ARSLAN / İstanbul DHA