Indiana Üniversitesi'nde yüksek lisans eğitimini tamamladıktan sonra, Askeri Antropoloji üzerine doktora yapmış.
Ancak ne yazık ki planladıkları gibi olmamış. 15 gün kala dedesi vefat ettiği için Aynur Ece hayatında ilk kez Burdur'un Karamanlı ilçesinin Kayalı köyüne gitmiş.
Annesinin, anneannesi ve dedesinin yetiştiği bu okulun kapalı olması ona ve kardeşine çok dokunmuş.
Tabii oradaki hayatını, yazdığı kitapları, başarılı bir bilim insanı olduğu gerçeğini ve ödüllerini bırakmak büyük bir karar.
Ancak ne yazık ki doğuma kısa bir süre kala kızını kaybetmiş.
Burada üst katta anneannesi ile kalıyor. Anne ve babası da aslında Antalya'da yaşarken, o ve kardeşinin almış olduğu kararı desteklemek adına gelip evin alt katına yerleşmişler.
Burada susuz (kuru) tarım teknolojisini kullanarak su kıtlığı ve kuraklığa karşı da mücadele ediyor aslında.
Yalnızca dikim esnasında can suyu vererek, yağmur suyu ve topraktaki neme dayalı yapılan üretim diyebiliriz kısaca.
Önümüzdeki bahar ayında da civanperçemi, ıtır ve aynısefa üretmeyi planladıklarını da belirtelim.
Şu an kurulmakta olan fabrikalarında bu ürünlerin yağlarını çıkarıp toptan ve perakende olarak satışlarını yapmayı planlıyorlar. İlk hedefleri kozmetik sektörüne girmek, ardından da ilaç sektörüne girmeyi planlıyorlar.
Yaklaşık 9 kadar kadın gerekli olan hemen her gün, 15 kadar kadın da rotasyonlu olarak çalışıyor. Fabrika açıldıktan sonra bu sayının artması hedefleniyor.
Ancak Aynur Ece, susuz tarım uygulaması ile ürettiklerinden maddi gelir sağladığını görmeye başlayan halkın yavaş yavaş bu işe yönelmeye başlamasını umuyor.
Kızını kaybettikten sonra nasıl böyle dönüştüğünü soranlara artık iki kişilik yaşadığını söyleyen Aynur Ece'ye hedeflediği bütün işlerde başarılar dileriz!
Her insanın alacağı bir karar değil bu. Tebrik ediyorum.
bi kaç seneye pes eder. ülkemizde maalesef tarımdan pek gelir elde edilemiyor. ancak karın doyuyor.
Delilik bu. Nerede görsem tanırım.