Dahilerin hep garip davranışları olduğuna dikkat etmiş miydiniz? Mesela, Victor Hugo saç ve sakalının her zaman yarısını tıraş ediyordu. Charles Dickens sürekli Paris morgunu ziyaret ediyordu ve Sarah Bernhardt bir tabutun içerisinde uyuyordu. Biz de sizler için 13 dahi insanı ve onların birbirinden garip özelliklerini derledik.
Bütün dünyanın tanıdığı Charles Darwin'in enteresan yiyecek tercihleri vardı. Dünyayı gezdiği sırada faunal çeşitliliğin yanı sıra tanıştığı bütün canlıları, böcekler de dahil yedi.
En çok tatu böceğini ve adı olmayan çikolata rengi bir kemirgeni sevdi. Hatta Darwin bir kulübe üyeydi, her hafta toplanıp değişik yiyecekler tadıyor ve üzerine yorumlar yapıyorlardı.
Abraham Lincoln ise önemli olduğunu düşündüğü bütün belgeleri o meşhur şapkasında saklıyordu. Daha da garibi genç bir kız kendisine bütün kadınların erkeklerdeki favori adı verilen saçları sevdiğini söyleyince, sakalını uzatmaya başladı.
Ünlü yazar kendisini değişik çalışma yöntemleri konusunda zorluyordu. Evinde çalışan herkesten kıyafetlerini almasını istiyordu, böylece evden çıkamıyordu. Hatta bir keresinde evden çıkamamak adına sakalının ve saçının yarısını kesti ve makası dışarı fırlattı.
Ünlü tasarımcı boynunun etrafında makaslar taşıyordu. Bir keresinde modellerinden bir tanesi üzerinde başka bir tasarımcının imzası olan bir kıyafet ile geldi ve Chanel modelin elbisesini keserek daha güzel olduğunu söyledi.
Bir keresinde Johann Goethe, Friedrich Schiller'i beklerken kötü bir koku fark etti. Nereden geldiğini anlamaya çalışırken, masanın çekmecesini açtı ve küflenmiş elmalar buldu. Yazar bu kokunun kendisine ilham verdiğini düşünüyordu.
Dickens'ın en sevdiği şey Paris morguna gitmekti. Ve bunu şöyle itiraf etti: 'Paris'e gittiğim zaman, bilmediğim bir güç beni morga götürdü. Ben gitmek istemedim ama gittim.'
Henry Ford yabani otları yemeyi çok seviyordu. Bastığı otları topluyor ve salata yapıyordu.
Lord Byron oldukça eksantrik bir insandı. Hayvanları da çok seviyordu, Cambridge'e girdiği zaman yasak olmasına rağmen köpeğini de yanında götürmeye çalıştı. Yasaklandığı zaman, ayı aldı ve odasına götürdü.
Oscar Wilde değişik hayvanları çok seviyordu. Özellikle ıstakozu ile yürüyüş yapmayı seven Wilde, bir keresinde beyaz bir fare ile tiyatroya gitti.
Clark'ın temizlik takıntısı vardı. Sürekli kıyafetlerini değiştiriyordu ve bir günde birçok kez duş alıyordu. Fakat küvetten nefret ediyordu çünkü küvete dolan suyun pis olduğunu düşünüyordu.
Thomas Edison'ın yeni bir asistan almak için değişik bir yöntemi vardı. Önce akşam yemeğine davet ediyor ve daha sonra çorba ikram edip izliyordu. Tadına bakmadan tuz ekleyenleri eliyordu. Edison, denemeden sonuca varan insanlarla birlikte çalışmak istemiyordu.
Fransız 'tiyatro kraliçesi' Sarah Bernhardt'ın bir tabutu vardı ve nereye gitse onu da yanında götürüyordu. İçerisinde uyuyordu ve kitap okuyordu.
Besteci Beethoven'ın birçok garipliği vardı. Örneğin, nadiren tıraş olurdu çünkü tıraş olmanın yaratıcılığını körelteceğini düşünürdü. Görünüşüne de önem vermezdi, kıyafetleri genelde pis olurdu. Daha da garibi, Beethoven sadece 60 çekirdekle yapılmış kahve içerdi.
David Bowie'nin kaşlarının olmadığı kırmızı saçlı görüntüsü herkesin aklına kazınmıştır. Peki neden kaşlarını tıraş ettiğini biliyor muydunuz? Bir şarkısı reddedildiği zaman yaşadığı bir buhran sonucunda tıraş etti.
Size en garip gelen hangisiydi? Yorumlarda buluşalım...
Bence Clark Gable küvet konusunda haklı...