Elizabeth babası tarafından kurulan bir kasabada dünyaya gelmişti. Babası hem hakim hem de toprak sahibi olarak görev alıyor, ailesine bakıyordu. Elizabeth hem annesinin hem de babasının ikinci evliliğinden dünyaya gelmişti. Toplamda 15 kardeşlerdi.
6 yaşındayken babasını kaybetmesiyle aile finansal olarak bir boşluğa düştü. Çünkü vasiyet bırakmayan babanın malları üzerinde hiçbir hak iddia edemiyorlardı. Yatılı okuldaki eğitimine sadece bir dönem devam etmesine güçleri yetmişti. Bunun üzerine Elizabeth okulu bıratı ve aile Pittsburgh'e taşındı.
Gazetecilik alanındaki kariyeri de tam olarak burada başlayacaktı.
Küçük kızın cesaretinden etkilenen editör, daha sonra gazetede aynı isimle haftada 5 dolara yazması için Elizabeth'e bir teklifte bulundu. Böylece Elizabeth gazetede yayınlanan ve boşanmaların kadınlar üzerindeki etkisini anlatan 'Kız Bulmacası' isimli ilk yazısını yazmış oldu. Bunun üzerine editör kendisine tam zamanlı bir iş teklif etti.
Bu dönemde gazetelerde yazan kadınların mahlas kullanması yaygındı. Bunun üzerine Elizabeth gitmiş, Nellie Bly doğmuştu.
Kariyerinin ilk yıllarında Bly Pittsburgh'de çalışan kadınlar üzerine bir seri araştırma yazısı yazmış ve fabrika sahiplerinin şikayetlerine maruz kalmış, kadınların 'normal rolleri' olan moda, bahçıvanlık, sosyete gibi konularda yazma görevine atanmıştı. Bu ise ona zevk vermiyordu.
Burada yaklaşık 6 ayını ülkedeki hayat ve gelenekler üzerine yazarak geçirdi. Yazılarından birinde yerel bir gazetecinin hükümeti eleştirdiği için tutuklanmasını protesto etmiş ve Meksikalı yetkililier tarafından tutuklanmakla tehdit edilince ülkeden kaçmıştı. Evine sağ salim dönen Bly, Díaz'ı tiranik bir çar olmakla suçladı.
Ülkeye döndüğünde yine istemediği konular hakkında yazmak zorunda kalan Bly, Pittsburg Dispatch'ten 'Ben New York'a gidiyorum. Beni görmeyi bekleyin.' yazdığı istifa mektubuyla ayrıldı. Dört ayın sonunda beş parasız kalmasının üzerine Joseph Pulitzer'ın gazetesi New York World'ün ofislerinden birinde kendini işe aldırmayı başardı.
Tabii, akıl hastanesine alınmak o kadar da kolay değildi. Akıllı bi kadın olan Bly, kendini öncelikle kadınlar için geçici bir sığınma evine kaydettirdi. Tüm gece uyumayıp gözlerinde rahatsız bir görüntü elde etmeye çalıştı. Daha sonra orada kalan kadınları delilikle suçlamaya başladı. Yatağına yatmayı reddetti ve sonunda o kadar çok kişinin korkmasına neden oldu ki daha sonra mahkemeye götürülmesi için polis çağrılmak zorunda kaldı. Polis, hakim ve doktorlar tarafından incelenen Bly, sonunda Blackwell Adası'na gönderilmişti.
Akıl hastanesine alınan Bly elim koşulları ilk elden deneyimleme şansına sahip oldu. 1000 kişilik tesiste 1500 hasta vardı. Bu 150 hastaya yalnızca 16 doktor bakıyordu. Hastalar buzlu suda yıkanmaya zorlanıyor, banklarda saatlerce hareketsiz oturtuluyordu. Yemekler küflüydü, su ise sık sık kirli oluyordu.
Ayrıca Bly hastanede kalanların çoğunun deli olmadığını fark etmişti. Bu insanlar sadece İngilizce bilmiyorlardı ve bazılarının yardım edecek ailesi yoktu, çok fakirlerdi. Kendilerini koruyamadıkları gibi iletişim de kuramıyorlardı. Bu tesiste gördükleri tedavi aslında kadınlara psikolojik olarak zarar veriyordu. Bu kadınlar hastaneye yatırılmadan önce sağlıklıydılar.
Makalenin yayınlanmasının ardından New York her yıl hastanenin bütçesine 1 milyon dolar ekmeleye karar verdi, koşullar iyileştirildi.
Cosmopolitan isimli gazete ise kendi yazarı Elizabeth Bisland'ı Bly'nin süresini geçmek üzere yolculuğa gönderdi. Bisland ise Bly'nin tam tersi yönde hareket edecekti. Bisland'ın yolduluğunun haberini Hong Kong'da alan Bly, yarışmayacağını söyledi.
Hİkayeye ilginin azalmaması için Bly'nin seyahatini ne zaman bitireceğine dair birçok tahmin yarışmaları yapıldı. Kazananlara Avrupa gezisi hediye edilecekti.
Genellikle buharlı gemiler ve trenleri kullanan Bly, Çin'deki biz cüzam hastanesini de ziyaret etti. Singapur'da ise bir maymun satın aldı.
Kötü hava koşulları nedeniyle San Francisco'ya iki gün geç vardı. Fakat Pulitzer, yazarı için özel bir tren tutmuştu ve Bly 25 ocak 1890 15.51'de New Jersey'e vararak seyahatini tamamlamış oldu. Seyahat 72 gün sürmüştü. Bu bir dünya rekoruydu.
Bisland ise 4 gün sonra seyahatini tamamladı. Rekor daha sonra 36 günün altına kadar düşürüldü.
Bu icatlardan bazıları halen kullanılmakta. Bunlardan birinin ise süt güğümü olduğu iddia ediliyor. Adına alınmış birçok patent bulunuyor. Hatta bir süreliğine kendisi ABD'deki önde gelen fabrikatör kadınlardan biriydi. Fakat Bly'nin ihmali ve müdürlerden birinin zimmete geçirmeleri üzerine fabrika battı.
Kendisi ayrıca Sırbistan ve Avusturya arasındaki savaş bölgesini ziyaret eden ilk yabancılardan biriydi. Britanyalı bir ajana benzetilince tutuklandı.
1913'te Sufrajetler ile ilgili haberler yaptı. Bu konu üzerine yazdığı geçit yazısında 1920 yılına kadar ABD'de kadınlara oy hakkı verileceğini öngörüyordu. 27 Ocak 1922'de 57 yaşındayken zatürreden hayatını kaybettiğinde halen bu konu üzerinde çalışmaktaydı. Bly, Bronx, New York City'deki Woodlawn Mezarlığına gömüldü.
Eğer filmi yapılmadıysa kesinlikle yapılmalı. İlginç bir hikaye 👍