Trabzon'un Hiç Bilmediğiniz Halüsinojen Gıdası "Deli Bal"ın Şaşılası Hikayesi

Siyah kızılımsı renkte olan ve Türkiye’de “deli bal” olarak bilinen bu madde, ormangülü bitkisinin özünde bulunan ve doğal bir nömrotoksin olan grayanotoksin bileşenini içeriyor. Az miktarda kullanıldığında dahi denge kaybı ve halüsinasyonlara neden olan grayanotoksin, 1700’lü yıllarda Karadeniz Bölgesi’nden Avrupa ülkelerine ihraç ediliyordu ve Avrupa’da içecekler ile karıştırılarak, alkolün etkisinden çok daha güçlü bir etki yarattığı için, piyasaya sürülüyordu.

Deli Bal aşırı derecede tüketildiğinde düşük kan basıncına ve bulantı, uyuşukluk, görme bozukluğu, bayılma, halüsinasyon, felç ve hatta ölüm gibi nedenler doğuran kalp atış ritminde düzensizliklere neden olabiliyor. Günümüzde deli bal zehirlenmesi her beş yılda bir –genellikle Türkiye’yi ziyaret eden kişilerde- gözlemlenmektedir.

Meraklı her gıda tüketicisi tarafından sorulabileceği gibi: bu güçlü balın arkasında yatan sır nedir ve neden çay kaşıklarımızı deli bal ile doldurup bu doğa mucizesinin tadına bakamıyoruz?

Ormangülü çiçekleri dünyanın her tarafında bulunmaktadır, fakat deli bal çoğunlukla Türkiye’nin en büyük bal üretim bölgesi olan Karadeniz Bölgesi’nde üretilmektedir.

Deli Bal’ın etkileri üzerinde çalışan ve bugüne kadar 200’den fazla deli baldan zehirlenme vakası ile karşılaşmış Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıb Fakültesi doktorlarından Süleyman Turedi’nin açıklmasına göre: “Dünyada 700’den fazla

ormangülü çeşidi bulunmaktadır, fakat yapılan araştırmalara göre yalnızca iki ya da üç çeşit ormangülü özlerinde grayanotoksin içermektedir. “

Zehirli ormangülünün bu bölgede bol miktarda bulunmasının yanı sıra, Karandeniz Bölgesi bu çiçeklerin yetişmesi için harika bir ortam oluşturan ılıman ve dağlık bayırlar da içermektedir. Arılar bu alanlarda diğer hiçbir çiçek özü ile karışmadan yalnızca deli bal ürettiğinde, elde edilen sonuç saf ve etkili olmaktadır.

Deli bal Karadeniz Bölgesi’nin ürettiği tüm bal miktarının çok küçük bir yüzdesini oluşturmasına karşın, bu bal çeşidi Türkiye’de oldukça rağbet görmektedir. Doktor Süleyman Turedi bu durumu şöyle açıklıyor: “İnsanlar bu balın bir çeşit

ilaç olduğuna inanıyor ve yüksek tansiyon, şeker hastalığı ve bazı diğer mide rahatsızlıkları için bu balı kullanıyor. Bununla birlikte, bazı insanlar cinsel performanslarını arttırdığı gerekçesiyle deli bal kullanıyor.”

Deli bal oldukça az miktarda kullanılıyor ve genellikle süt ile birlikte kaynatıldıktan sonra kahvaltı öncesinde tüketiliyor. Doktor Turedi’ye göre, deli balı kızarmış ekmek üstüne sürmek veya normal bal kullanılır gibi çay ile karıştırmak tercih

edilen yöntemler değil. Deli balın insanlar tarafından rağbet görmesi, arı yetiştiricilerini teşvik etmekte ve normal bal üretiminin yanı sıra deli bal üretimi için sık sık ormangülü alanlarını ziyaret etmelerine neden olmaktadır.

Seyehat gazetecisi Johnny Morris, deli balın Türkiye ile birlikte anılmasının tarihsel bir süreçten ileri geldiğine dikkat çekiyor. “Grail Trail” adlı popüler gazete köşesinde tanıtmak üzere deli balı denemek için 2003 yılında Trabzon şehrini

ziyaret eden Morris: “İstila ordularını yok etmek için geniş çaplı bir silah olarak kullanılmış olan deli balın Türkiye’de oldukça uzun bir geçmişi bulunmakta.”

Milattan önce 67 yılında, Roma İmparatorluğu askerleri tarafından general Pompey’in komutasında istila edilen Karadeniz Bölgesi Kral Mithridates komutası altındaydı. Mithridates’in sadık askerleri, Roma askerlerinin sık sık kullandığı yollara oldukça lezzetli görünen deli balı gizlice yerleştirir. Roma askerleri yol üzerinde gördükleri bal yığınlarını iştahla yerler ve halüsinasyona neden olan bu bal yüzünden sarhoş olarak kendilerinden geçerler. Kolayca avlanabilecek birer hedef haline gelen bu askerler neticede bozguna uğratılır ve Mithridates’in askerleri deli bal sayesinde zafere ulaşır.

Deli balın günümüzde geniş kitlelerce bilinmesinde, Türkiye’nin 1700’lü yıllarda ticaretini de yaptığı bu balın zengin tarihi oldukça büyük bir paya sahip. Deli balın Karadeniz Bölgesi’nde yetiştirilmesinin ardında bazı sebepler bulunmakta, fakat yine de, bu balı bulmaya çalışmak bir hazine avına çıkmak anlamına geliyor.

Yüzyıllar önce Roma askerlerinin zehirli bal ile hezimete uğratıldığı yer olan Trabzon’da deli bal köklü bir yere sahip. Fakat bölgeyi ziyaret eden Morris’in deneyimine göre, deli bal bulmak için bir süre arama yapılması gerekiyor.

Morris, deli bal bulabilmek için Trabzon dağlarında araştırma yapmaya gitmiş ve yol boyunca bu balı nasıl bulabileceği hakkında bilgi toplamış. Araştırmalarının sonunda, şehrin eski mahallelerinden birinde, kendisine gizlice deli bal vermeye razı olan ve arıcılık malzemeleri ile birçok çeşit bal satan bir dükkan buldu. (Trabzon’da geçirdiği zaman için kendisine bir arıcılık kıyafeti de alan Morris, bu kıyafeti giyip giymediği sorulduğunda “yalnızca kıyafet balolarında” cevabını verdi). 

Üstü köpükle kaplı halde tezgah altından çıkarılan büyük bal kavonozu, dükkan sahibi tarafından orman komar balı olarak adlandırılıyordu ve Morris’in hikayesine göre, bu kavanoz, balın çok fazla tüketilmemesi gerektiği hakkında uyarılar yapıldıktan sonra kendisine teslim edilmişti. Deli balın efsane gücü hakkında bilgi sahibi olan Morris, yalnızca bir çay kaşığı kadar deli bal tüketmiş ve balın etkisini derhal beyninde hissetmiş. Morris’e deli balın etkisi sorulduğunda, “kendimi oldukça başım döner bir halde buldum” cevabını veriyor.

Deli bal kullanımının ardından meydana gelen etkilerin insanlar için tehdit oluşturduğu bir gerçek. Morris’e göre:  “Sorumluluk sahibi işletmeciler bu balı yabancılara satmamaları gerektiğini biliyor ve bu nedenle, deli balı satarken oldukça dikkatli davranıyorlar.”

“Yerel halk deli balı diğer bal türlerinden rahatlıkla ayırabiliyor. Deli bal boğazda keskin bir yanma hissine neden oluyor ve bu nedenle, acı bal olarak da biliniyor” diyen Doktor Süleyman Turedi’ye göre, bölge halkı deli balın nasıl tüketilmesi gerektiğini çok iyi biliyor.

Morris’in deneyimlerine göre, güvenlik konusundaki uyarılara rağmen, deli bal kullanırken kişiyi kısıtlayacak tek şey yalnızca kişinin kendi iradesi.  Doktor Turedi’ye göre, deli bal Türkiye’de yasal ve “bu balı kolaylıkla alıp satabilirsiniz.” Texas A&M Üniversitesi’de polen uzmanı olan ve bal içerisindeki polen izleri üzerinde çalışmalar sürdüren Vaughn Bryant’a göre, internet üzerinden deli bal bulmak ve satın almak oldukça kolay.

‘Bal Detektifi’ olarak da bilinen ve uzun yıllar boyunca bal üzerine araştırmalar yapmış Bryant’ın, deli balın etkileri tarafından büyülenmesinin nedeni, bu balı tüketmekten çok incelemek istemesinden ileri geliyor. “Yıllardır deli balın içerisinde gerçekten ne olduğu konusu ile ilgileniyorum” diyen Bryant, üzerinde inceleme yapmak için deli bal bulmanın oldukça zor olduğunu sözlerine ekliyor.

166 dolarlık internet fiyatından kaçınmak ve gerçek deli bal aldığından emin olmak isteyen Bryant, ormangülü tarlaları içerisindeki kovanlardan elde ettiği balı kendisine gönderen bir Türk arkadaşı sayesinde, üzerinde inceleme yapacağı bir miktar deli bal bulmuş. “Bir iş arkadaşım dilinin üzerine bir kaç damla deli bal damlattı ve bu balın uyuşturan bir etkisi olduğunu söyledi” diyen Bryant, bu bal hakkında daha fazla bilgiye ulaşmak için kimyasal analiz yapmak istediğini söylüyor. 

Herhangi bir işleme maruz kalmadığı ve saf haliyle tüketildiği için deli balın uyuşturucu ve baş döndürücü etkisinin devam ettiği biliniyor. Konuya bu noktadan baktığımızda, organik ürünleri olduğu gibi tüketme konusunda oldukça hassas olan bir gıda tüketicisi, bu durumda ne yapacaktır? Doktor Turedi’nin açıklamalarına göre: “Eğer bir kaşıktan daha fazla miktarda grayanotoksin içeren bal tüketirseniz, deli bal zehirlenmesi riski altındasınız. Bahar ve yaz aylarında ballar taze olur ve diğer mevsimlere kıyasla daha fazla miktarda grayanotoksin içeriyor olabilir.” Eğer bu gerçek bile deli balı organik olarak tüketmek isteyen gurmeleri caydırmıyorsa, Doktor Turedi’nin bir uyarısı var: “balı bir çay kaşığından daha az miktarda tüketin ve eğer deli bal ile özdeşleştirilen herhangi bir problem ile karşılaşırsanız derhal tıbbi yardım alın.”

Türkiye’de geçirdiği zaman esnasında tursit heyeti arasında bulunan bir görevli ile şakalaşan Morris, deli balın maceraperest tüketiciler için bir market olarak kullanılmadığını savundu. “Deli bal hedonistik tarafını da kendine saklıyor” diye anlatan Morris, bu durumu batı dünyasının taktir ettiğini de sözlerine ekledi. Deli Bal’ın bir market olarak kullanılmamasının gerekçeleri sorulduğunda, Byrant, ucuz alkolün piyasaya sürülmesini ve 1800ler’de ortaya çıkan kokaini önleyici nedenler olarak gösterdi. 

Bu tehlikeli tatlı şurup şimdilik gizemini korumakta ve bulması oldukça zor olan dükkanlarda bir hazine gibi gizli tutulmaktadır.

Popüler İçerikler

Sonunda Bu da Oldu: Antalya'daki Bir Otelde Türk Müşteriden 120 Euro "Milliyet Farkı Ücreti" Alındı
Cezaevinde 37 Kiloya Düşen Nihal Candan İçin Tahliye Kararı Verildi
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'dan 1 Mayıs Açıklaması: "Taksim Uygun Değildir"