Dışarıdan bakıldığında görünürde hiçbir şey yoktur. Bambu ağacı tohumuna emek vermektedir. Beşinci yılın sonuna gelindiğinde tohum filiz vermeye başlar ve yaklaşık altı hafta içinde tam yirmi yedi metre boyuna gelir. Şimdi sorulması gereken soru şudur: “Bambu ağacı beş yılda mı büyüdü, yoksa altı haftada mı?” Yanıt kişiye göre değişecektir. Sadece fiziksel gelişimi gören insanlar için yanıt 6 hafta olurken; işin arkasını görebilen ve sürecin farkında olanlar için ise yanıt 5 yıl olacaktır.
Toprağa atılan tohum, belli aralıklarla özenle verilen su, ışığı ayarlama, yağmurdan ve rüzgârdan koruma uzun zamana yayılmış bir emek demektir. Bu emek harcanırken bambu ağacı tohumu filizlenene kadar büyük bir sabır gösterir. İşte insanlar da sabır gösterdiklerinde inandıkları ve istedikleri değişimi ve dönüşümü başarabilirler.
Verilen emeklerin boşa gitmeyeceğine ve sabrın sonunun selamet olduğuna inanmak ve asla vazgeçmemek değişim için şarttır. Bazen verilen emeklerin karşılığı hemen görülmeyebilir, değişim, dönüşüm veya gelişim süresi uzadığında toplum ve aileden baskılar gelebilir, hatta caydırmaya çalışanlar olabilir. Ama her şeye rağmen vazgeçmeyenler, cesaret gösterenler ve emek verenler istedikleri değişimi başarabilirler. Bunun en güzel örneklerinden biri de kartalların yaşadıklarıdır.
İhtişamlı görüntüleriyle dağların, uçurumların, kraterlerin ulaşılmaz noktalarında uçan kartallar ortalama bir insan kadar yaşayabilirler. Ancak ömürlerine ömür katmak için büyük bir seçim yapmak zorundadırlar. Kartallar kırklı yaşlarına geldiklerinde avlanmaları ve hayatta kalmaları için ihtiyaç duydukları tüm yaşamsal organları yaşlanmış olur. Uzayarak göğüs kafesine dayanmış bir gaga, kartlaşmış ve eskisi kadar keskin olmayan pençeler, uçmasını zorlaştıran yaşlı tüylere sahip olurlar. Ve bu durumda iki seçenekleri vardır: ya avlanamadıkları için açlıktan ölmek ya da yeniden doğmak ve zafer uçuşunu büyük bir şölene dönüştürmek. Kartalların çoğu yeniden doğuşu seçer ve gözlerden uzak, güvende olabilecekleri bir dağın zirvesinde beş ay kadar sürecek yaşam orucu tutmaya başlarlar. Önce uzamış gagalarını sert kayalara vurarak kopartırlar, kanlar içerisinde aç bir şekilde haftalarca gagalarının tekrar uzamasını beklerler. Gece ve gündüz yarışırken kartallar hiç bıkmadan beklerler. Yine uzun bir gecenin şafağında daha genç, daha keskin, daha ihtişamlı gagalarının tamamen çıktığını fark eden kartallar yeni gagaları ile kartlaşmış pençelerini yerinden sökerler ve amansız bekleyişlerine devam ederler. Pençeleri yerlerine oturduğunda son bekleyiş için tüylerini ve kanatlarını yolarlar. Hayranlıkla izlenecek zafer uçuşunu yapmak için sabırlar beklerler. Yeni tüyleri ve kanatları çıkan kartallar tıpkı masallardaki Zümrüdü Anka kuşu gibi küllerinden yeniden doğarlar. Ömürlerine otuz-kırk yıl daha ömür eklerler.
Değişim her insanın yaşamının bir döneminde geçirmek zorunda olduğu sancılı ve kaçınılmazdır bir süreçtir. Yaşamınızda sık sık bir yeniden doğuş süreci yaşamak zorunda kalabilirsiniz. Yani kendi zafer uçuşunuzu yapabilmek için size acı veren eski alışkanlıklarınızdan ve bugüne yük olan anılarınızdan kurtulmanız gerekebilir.
çok doğru