Bir zamanlar Türkiye'nin en gözde çiftlerinden biri olan Defne Samyeli ve Eren Talu'nun evliliği, dışarıdan bakıldığında kusursuzdu. Ancak gerçek bambaşkaydı. Yıllar sonra Hürriyet’e verdiği röportajda konuşan Eren Talu, evliliğin karanlık yüzünü, ihanet sarmallarını ve ağızları açık bırakan iddiaları bir bir ortaya döktü. Doha’daki Sheraton otelinden, boşanma itirazlarına, ihanet itiraflarına her şey Ayşe Arman'a verilen o röportajda vardı…
Defne Samyeli'yi 14 Kez Aldattığı İddia Edilen Eren Talu'nun Akıl Almaz İhanet İtiraflarını Hatırlıyoruz!
17
Magazin tarihine damga vuran bir boşanma süreci; ihanet iddiaları, çarpıcı itiraflar ve mahkeme dosyalarına giren deliller... Hazırsanız başlayalım!
Defne Samyeli, 90’lı yıllarda ekranlarda parlayan bir sunucu, zarafetiyle dönemin simge isimlerinden biri haline gelmişti. Eren Talu ise başarılı bir mimar ve iş insanı olarak tanınıyordu. İkili, 1995 yılında dünyaevine girdi ve bu evlilikten iki kızları Deren ve Derin dünyaya geldi. Dışarıdan bakıldığında örnek bir aile portresi çiziyorlardı: davetlerde el ele, magazin sayfalarında gülümseyen pozlar… Ancak zamanla bu kusursuz tablo çatlamaya başladı. Kameralara yakalanan anlarla evliliği sarsan olaylar yaşandı.
2011’e yılına gelindiğinde Defne Samyeli, eşine boşanma davası açtı. Ve ardından, medyaya yansıyan röportajlarla her şey adeta çorap söküğü gibi geldi.
Eren Talu, Hürriyet’ten Ayşe Arman’a verdiği röportajda, ilişkilerinin perde arkasını ilk kez bu kadar açık anlatmıştı:
“Karım, bir başkasına aşık oldu, ‘Ruh ikimizi buldum, bırak gideyim’ dedi; evliliğimizi bitirmek istedi. Onu kaybetmekten ölesiye korktum.”
İlişkilerini kurtarmaya çalıştığını anlatan Talu, Samyeli'nin boşanma isteğini neden reddettiğini bu şekilde açıklamıştı.
Defne Samyeli ve Eren Talu’nun 14 yıllık evliliği magazin tarihine sadece “görkemli düğün” ve “güzel çocuklar” başlıklarıyla değil, aynı zamanda ihanetle örülü dramatik finaliyle kazındı.
Röportajın en çarpıcı kısmı, Defne Samyeli’nin bir medya konferansında tanıştığı gazeteci Richard Gizbert ile olan ilişkisine dair Talu’nun iddialarıydı. “Olgun erkeklerden hoşlanırdı” diyerek başladığı ifadeleri şu detaylara ulaşıyordu:
“İşte ne olduysa o konferansta oldu… Richard Gizbert denilen o adamla tanışıyor… Bizimki de olgun erkeklerden hoşlanıyor…”
Ve o finalin en çarpıcı kısmı, Eren Talu’nun şu sözlerinde saklıydı
“Alo, ben Eren. Eşiniz sizi karımla aldatıyor.”
Eren Talu, Defne Samyeli'nin birlikte olduğunu iddia ettiği Richard Gizbert’n karısını bizzat arayıp bu cümleyi söyledi. Ve bu cümle, ikilinin evliliğinde iplerin tam anlamıyla kopmasına neden oldu.
Eren Talu, Defne Samyeli’nin El Cezire’de program yapan Richard Gizbert’le bir konferansta tanıştığını, hemen ardından Doha Sheraton’da gizli buluşmaların başladığını söylemişti.
“Konferansta tanıştılar. Ardından Sheraton Oteli’ne gittiler. O odada birlikte oldular. Bunu kendi gözümle görmedim ama tüm deliller oraya çıktı.”
Evlilik boyunca yaşanan cinsel uzaklık, duygusal yıpranma ve maddi krizlerle örülen sürecin sonunda Samyeli’nin başka birine gönlünü kaptırdığını iddia eden Talu'nun şoke eden sözleri unutulmayacak magazin skandallarının arasına girmişti. 'Onu geri kazanamayacağımı biliyorum. Ben de boşanmak istiyorum. Ama parasız... Ve onun sütten çıkmış ak kaşıkmış gibi konuşması hoşuma gitmiyor. Bu röportajı vermek istememin nedeni, “Bir de beni dinleyin...” demek. Madem rezil olduk, o zaman bari tamamı ortaya dökülsün...' şeklindeki o sözler skandalların bir bir ortaya döküleceğinin fragmanı gibiydi...
'İlişkimiz, biraz arkadaş ilişkisi gibi olmuştu, seks pek yoktu, minimum bir ortak hayat. Yine de konduramıyorum. Benim karım güzel bir kadın. Ben onu televizyon dünyasında hiç rahatsız olmadan yüz tane herifin arasında bıraktım. O hep mesafe koymayı bilirdi. Hakikaten geçmişe dair, en ufak soru işareti bile yok aklımda.'
Bu noktadan sonra kıskançlık, kaçamaklar, sorgulamalar derken olaylar içinden çıkılmaz hal almıştı. Talu bir yandan kendi yaşadıklarını da itiraf etmekten geri durmuyordu.
'Ya kaybedersem, ya biri varsa gerçekten hayatında gibi şeyler geçmeye başladı beynimden. Zaten iş açısından batmış bir vaziyetteyim, bir de evliliğim gümbürtüye gidecek! Ve kesinlikle onu kaybetmek istemiyorum. Hemen toparlamaya çalıştım. “Gel seninle kaçamak yapalım” dedim Defne’ye, “Aramızdaki sorunları konuşalım, ben seni çok ihmal ettim...” Bir butik otele gittik, ilanı aşklar, güller, onu etkilemek için elimden geleni yapıyorum. Arada da “Kim bu adam ya” diye soruyorum. Hep şahane hikayeler yazıyor. İçimden “Avusturalya Konsolosluğu’ndan araştırayım şu adamı” diyorum, aklınca hedef şaşırtıyor. Sonra, “Benim Doha’ya konferansa gitmem gerekiyor” dedi. Adam çağırıyor... Tutturdum, “Ben de geleceğim” diye... O hiç istemedi ama sonunda kabul etmek zorunda kaldı. Bana “Sen modern otel seversin, W’da kalalım” dedi. “Tamam” dedim ama konferans Sheraton’da. Meğer o esnada karım, frenleri iptal etmiş, yeni bir aşka yelken açmış. Adamla buluşacaklar. Ve sakın yanlış anlama. Benim itirazım neden bunu yaptı diye değil, her boku ben yapmış gibi duruyorum, buna bozuluyorum. Ben hem çapkın oldum, hem salak. Bir de işler iyice zıvanadan çıktı, 5 yıl hapsim istendi, ne yapmışım ya...'
Bakın Arman'ın "Peki sen Doha’da Defne’nin onunla buluştuğunu, onun odasına gittiğini, o adamın Richard Gizbert olduğunu nereden biliyorsun?" sorusuna ne yanıt geliyor.
'Defne kendisi anlattı. Ben Doha’dan Dubai’ye geçtim, o da geldi. Ağlayarak ayrılmışlar. Zaten havaalanından bir saatte çıkamadı, herkes çıktı Defne yok. Adamla tuvalette telefonda konuşuyormuş.'
"Her şeyi nasıl itiraf etti?" sorusuna Eren Talu'dan gelen yanıt ise ağızları açık bırakan cinsten...
'Votkanın gözünü seveyim! İki şişe votka içtik, birbirimize her şeyi anlattık. Seviştik de. Ama daha önce dedi ki, “Benden şüpheleniyorsun, al bak telefonumu hiçbir şey yok.” Verdi telefonu. Nasıl olduğunu bilmiyorum ama sildiğini zannetmiş fakat her şey içinde. Bütün mailler, SMS’ler. Karımın çeşitli fotoğraflarını görüyorum, kendi kendine çekmiş, hiç tanımadığım bir adama göndermiş. Beynimden vurulmuşa döndüm. “Bu ne ya?” dedim. Gerisi, çorap söküğü gibi geldi. Artık inkar edecek hali kalmadı. Zaten ben anlamalıydım, daha güzel olmaya çalışıyordu, memelerine falan bir şeyler yaptırıyordu, “Zaten güzelsin, kimin için daha güzel olmaya çalışıyorsun?” diyorum.'
“O arada sen neler itiraf ettin?” sorusuyla Talu, kendi hatalarını da masaya yatırıyor ama bu itiraflar onu suçlu olmaktan da alıkoymuyor.
'Ben de karıştırdığım haltları anlattım. “Ama duygusal bir şeyim olmadı” dedim. Benim itiraflarımda aşk yoktu. “Gel” dedim, “Tüm bunları doğuran sebepleri konuşalım, ailemizi yıkmayalım...” dedim'
O zamana kadar Defne Samyeli tam 3 kez röportaj vermiş ve Eren Talu'nun kendisini 14 kez aldattığını iddia etmişti. Eren Talu bu zamana neden kadar sustuğunu ise şu sözlerle anlatıyor:
'Beni engellediler. “Konuşursan paranı alamazsın kardeşim” dediler, daha da fazla mağdur olmamak için bekledim. Ama anladım ki, susunca iyice mağdur oluyorsun. Artık yeter! Ben de kendi açımı anlatmak istiyorum. Çünkü sana bir imaj biçmeye başlıyorlar, seni olmadığın bir adam haline sokuyorlar. Tamam kabul bütün paramı kaybettim ama işimdeki beceriksizliğime ek olarak, karısını aldatan rezil, iğrenç bir herif oldum. Gel gör ki, işin gerçeği bu değil. Bir kere boşanmak isteyen ben değilim. Karım, bir başkasına aşık oldu, “Ruh ikimizi buldum, bırak gideyim” dedi; evliliğimizi bitirmek istedi. Onu kaybetmekten ölesiye korktum. “Beni istemeyeni ben de istemem. Zaten beni aldattın. Yolun açık olsun” demedim, diyemedim. “Benim de kaçamaklarım oldu, yurtdışında paralı ilişkiler kurdum ama jimnastik gibiydi, bir şey ifade etmedi. Gel bunu, onlara sayalım, unutalım” dedim. Onu vazgeçirmek için elimden geleni yaptım ama olmadı; o adamdan vazgeçmedi. Aylar içinde geldiğimiz nokta şu: “Ruh ikizim” dediği adamla birlikte olmak istiyor; ‘ruh özgürlüğüne’ kavuşmak için de benden para!'
Bu olaylı boşanma süreci; itirafların, karşılıklı suçlamaların ve çarpıcı iddiaların iç içe geçtiği, magazin tarihinin en sansasyonel evlilik dosyalarından biri olarak kayıtlara geçti.
Eren Talu’nun satır aralarındaki kendini aklamaya çalışan ifadeleri, Defne Samyeli cephesinden gelen ağır suçlamalarla birleşince ortaya hem trajik hem de şaşırtıcı bir tablo çıktı. Aradan yıllar geçmiş olsa da bu röportaj hala okunduğunda “bu kadarı da olmaz” dedirten cinsten.
Aşkın, ihanetin ve ayrılığın iç içe geçtiği bu hikaye, Türk magazininin en büyük şoklarından biri olarak hafızalardaki yerini koruyor.
İlginizi Çekebilir:
Mankenler Kraliçesi Sibel Turnagöl'ü Nazan Şoray'la Aldatan Kerem Alışık'ın Ebru Gündeş'li İhanet Çıkmazı!
"Kolay Gelsin" Diyebilmişti: Sevgilisini Arkadaşıyla Yakalayan İzel'in Yüzündeki İzlerin Nedenini Anlatıyoruz!
İzleyenler "Gözümüz Doydu" Demişti: Çağla Şıkel'in Dahil Olduğu "Kişiye Özel Defile" Skandalının Detayları!
Popüler İçerikler
İzmit'te Atatürk Büstüne Saldıran Kişi Tutuklandı
Cezaevinde Bulunan Fatih Altaylı'nın Mektubunu Kızı Zeynep Altaylı Seslendirdi
Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’ndan Leman’da Yayınlanan Karikatür Hakkında Açıklama
Ben bu hikayede hataları olan bir kadın ve leşşş bir adam görüyorum. Aranızdaki özel şeyleri ulusal gazetede yayınlamak nedir? Aynı gazete bu herifin karısına escortlardan cinsel hastalık getirdiğini de yazmış geçmişte.
Çok afedersiniz ama adam resmen ben gavatım diyor.. Ben bu hikayeyi hiç bilmiyordum her şeyi geçtim nasıl anne babasınız siz bilhassa çocuklarınız için özelinizde kalması gereken detayları neden magazine meze yaparsın insan hiç olmazsa çocuklarını düşünür...Ve böyle anne babadan böyle kızların olması çok normal katranı kaynatsan olur mu şeker...
Les bir adamla evlenmis kadının sonu gibi. O kadar aldatildiktan sonra ruhunu mutlu etmeyi bosandiktan sonraya bırakmaması hata olabilir. Ben Defnede bir hata göremedim başka. Bir yanlış adam secmesi 2 boşanmadan intikam olayı. Değmezmiş bu herife