Ama senin vukuatların da sadece o paralı kadınlarla sınırlı değil, burada da bir kadınla görüntülendin...
- İyi hatırlattın onu da anlatayım. Bir akşam Defne’yi aradım, “Ben kızlarla eğleneceğim, gece gelir miyim onu da bilmiyorum” dedim. Hayatımda ilk defa küfrettim. Telefonu kapattım. Madem o kendini evli gibi hissetmiyor, ben de soluğu Lucca’da aldım, içim içimi yiyor, adam burada mı, buluşacaklar mı... Saat üçten sonra “Ben Scotch’a gideceğim, gelmek isteyen var mı?” dedim. Bu kız “Ben gelirim” dedi. Scotch’un önünde gazeteciler vardı, Pera Palas’ın karşısındaki Heaven’a gittik. Niyetim bozuk olsa otele giderim. Flaşlar patladı. Bu arada Defne neredeymiş? Avukatının evinde yemekte. Her şey beni kışkırtmak için tezgahlanmış, beni gaza getirecekler, sonra sokağa çıkacağım...
Eski defterler açılıyosa o zaman Serenayın da Antalyalı evli iş adamıyla birlikte olmasına da anlatın.. Serenayı suçlu bulmak bi yana siz hala aldatılan kadının geçmişini kurcalıyosunuz...
Ne iğrenç bir adam ya, yaptığının manevi iğrençliğini geçtim leş ilişkiler yaşamış kadına söylememiş bile hastalık bulaştırmış nasıl bir pislik ya kadın valla sabırlı kadınmış sırf o pisliklerini kapatabilsin diye kadının sağlığını etkilemiş bile bile, tam ortadoğulu bir erkeğe yakışacak omurgasızlık
Bir erkeğin (ya da kadının) ne olursa olsun beraber ekmeğini yediği paylaştığı insan hakkında ben aldattım şöyle oldu o da beni aldattı gibi şeyler söylemesi, mahremini bu kadar rahat ve futursuzca anlatması aldatmasından da aşağılıkça ve rezilce