İlmin ortadan kalkıp cehaletin yerleşmesi,
Sarhoşluk veren içkilerin yaygınlaşması,
Zinanın alenî hale gelmesi,
Köle kadının efendisini doğurması,
Çobanların zenginleşerek bina yapmakta yarışması,
Zekât verilecek kimse bulunamayacak kadar servetin çoğalması,
Aynı davayı güden iki büyük topluluğun birbiriyle savaşması,
Adam öldürme olaylarının ve fitnelerin fazlalaşması,
Elli kadına bir erkek düşecek şekilde kadın nüfusunun artması,
Müslümanların kıldan ayakkabı giyen, küçük gözlü ve geniş yüzlü insan gruplarıyla savaşması,
İnsanların hayatlarından bıkarak ölülere gıpta etmesi,
Allah’ın elçisi olduğunu iddia eden otuza yakın yalancı deccâlin türemesi,
Yeryüzünde Allah veya lâ ilâhe illallah diyen bir kimsenin kalmaması,
Gece ile gündüzün birbirine eşit hale gelip kopuş zamanının yakınlaşması,
Ye’cûc ve Me’cûc Seddi’nin açılması,
Depremlerin sıklaşması,
Güneşin batıdan doğması,
Dâbbetü’l-arzın zuhur etmesi,
Doğuda, batıda ve Arap yarımadasında kara parçalarının batması
(Suriye’de bulunan) Busrâ’daki develerin boyunlarını aydınlatacak bir ateşin Hicaz bölgesinden çıkması.
(Buhârî, “Fiten”, 4-5, 22, 24, “ʿItḳ”, 8, “Cihâd”, 95, “Nikâḥ”, 110; Müslim, “ʿİlim”, 8-10; İbn Mâce, “Fiten”, 25-36; Tirmizî, “Fiten”, 35, 42-43)
Deccal kimdir biliyor musun? Onca uyarılara rağmen önlem almayan, bilime karşı dinî bağnazlığı savunan Erdoğangillerdir.
Ülkemizde yaşanan yıkıcı deprem felaketi, vatandaşların aklına Deccal'i getirmedi! Aklımıza yıllarca bizi uyaran Naci Görür'ü, biim insanlarını asla umursamayan yerel yönetimleri, imar affı diyip kaçak binaları ruhsatlandıran hükümeti, ruhsatsız binalar için yeterince denetim yapmayan yetkilileri, yardım ulaşmayan Antakya'yı, nereye gittiği belli olmayan deprem vergilerini getirdi.