Tabulara meydan okuyacak, çatlakları sonsuza dek savunacağız!
Tabulara meydan okuyacak, çatlakları sonsuza dek savunacağız!
'Bu vücudumu da yavaş yavaş sevmeye başlıyorum, vücudumdaki çizgiler beni o kadar da rahatsız etmiyor. Bu çok güzel ve doğal bir şey ve yavaşça alışıyorum.'
'Kendi tamamen seven ve kendisiyle mutlu ve barışık olan insanlar, başkalarının nasıl göründüğüyle ilgilenmez. Bu yüzden onları yok sayın. Kendinizi sevin. Kusurlarınızı sevin.'
'Bu çatlaklar bana karnımda büyüyen küçük bir insanın mucizesini ve onu bu dünyaya getirme fırsatı bana verildiği için ne kadar şanslı olduğumu hatırlatıyor.'
'Sonra onunla tanıştım ve beni değiştirdi. Çünkü o kendimde görmek istediğim her şeye sahipti. Kendimi sevmeyi öğrenmem çok uzun zaman aldı. Ama bu süreçte en önemli işimin onun kim olduğu konusunda bir şeyler ummak değil, toplumun beklentilerini ve inandıklarımı engellemek olduğunu anladım. Onu kaçınılmaz olan güne hazırlamak zorunda olduğumu anladım.
O da benim gibi olmayı seviyor, örneğin bu fotoğrafta olduğu gibi, ben de her gün onun gibi olmak için çabalıyorum.'
Çoğu zaman kendi vücuduyla barışık olan kadınlar bile çevredekilerin kötü bakışlarına ve acımalarına maruz kaldıkları için bedenlerini saklama ihtiyacı hissediyor.
Aman ''Çocuk doğurmak zorunda değildi ki, doğurduysa katlansın. .s .s'' diyecek yarım akıllılar gelmeden... Tatlı bir içerik olmuş. Ayrıca çatlaklar sadece kilo alıp vermekle de olmuyor, şu eksik bilgiyi düzeltelim. Yıllardır aynı kiloda olmama rağmen benim de çatlaklarım var.
Ergenken bende bacaklarımdaki çatlaklara takıyodum. Büyüdüm artık hiç umrumda değil salmışım göbeği geziyorum istediğim gibi. Kafam çok rahat. Buradan vucüdunun görünüşüne takan gençlere sesleniyorum: Takmayın :D Cidden o kadar önemsiz ki büyüyünce ben bunları mı kafaya takmışım amk dedim :D Rahat olun ya üç günlük dünya canınızı sıktığınıza değmez
Ben bu çatlakları kaplan çizgilerine benzetiyorum. Karizmatik ve hoş geliyor gözüme bu nedenle