MURSİ'YE İDAM KARARI
Kılıçdaroğu bunu kınayan bir şey yayınladı mı, Bahçeli bir şey söyledi mi, Demirtaş'tan böyle bir şey duydunuz mu?
SINIR GÜVENLİĞİ
Askeri, istikbali, diplomatik her türlü değerlendirmeleri yaptık. Zaten elimizde mevcut bir tezkere var. Genelkurmay Başkanlığımıza açık bir direktifle Türkiye'nin sınır güvenliği için ne yapılması gerekiyorsa yapılması talimatı verdim. TSK'ya Türkiye'nin sınır güvenliği için alınması gereken tedbir neyse bunun alınmasından bir an dahi tereddüt edilmemesi için her türlü talimat verilmiştir.
SURİYE'DE NELER OLUYOR?
Türkmen ve Araplara baskı yapılıyor. Göç dalgasıyla yapılmak istenen demografiyi değiştirmek. Bütün Orta Doğu'da haritayı yeniden şekillendirmek. Yeni Ortadoğu terör grupları tarafından mı kurulacak?
KABİNEYİ KURAMAZSA NE OLUR?
Önemli olan bu ülkeyi hükümetsiz bırakmama iradesi göstermek. Bu iradeyi gösterirken ülkeyi düşünmek. (7 Haziran gecesinden sonra) Biz de hiç zihni dağınıklık, opsiyonlara kapıyı kapatma, fevrilik 'dönüp ne halleri varsa görsünler denesinler bakalım' gibi bir tavır gördünüz mü?
Ülke için siyaset yapıyorsanız karara saygı duyacaksınız.
KILIÇDAROĞLU'NA: BU FIRSATÇILIK
Bizim için birinci soru şuydu, partimizin iyi bir değerlendirmesini yapıp partimizi güçlü bir şekilde ayakta tutmak, nihaiyetinde çok bir başarıdır elde ettiğimiz. Avrupa'da herhangi bir partinin yüzde 41 alması hayaldir. Bizim tavrımızda hiçbir değişiklik yok. Diğer partilerin açıklamalarına, diğer genel başkanların açıklamalarına baktığınızda fırsatçılıkla kapı kapatma arasında gelip-gidiş görüyorsunuz. Bir dakika sen yüzde 41 almadın ki, yüzde 50 de almadın.
CHP'nin son retoriği daha da ilginç, yüzde 60 ile yüzde 40. 1950'den bu tarafa yüzde 60'ı temsil ettiği ne zaman görülmüş. CHP yüzde 41'i bir kere görmüş bütün tarihi boyunca. İşi buraya getirdi, bu fırsatçılık. Sayın Bahçeli de dün cevap verdi. Doğru Bahçeli'nin söylediği. Olmayacak bir senaryo üzerinden şimdiden kamuoyunu buna yönlendirmek hem kendi kitlene... Bir liderin yapmaması gereken kendi kitlesini aldatmasıdır.
Kılıçdaroğlu diyor ki 'Ben başbakan olacağım'. Halkın vermediği bir şeyi sen nasıl yapacaksın? Bunları sadece izliyorum.
'TEKRAR SEÇİM MİLLETVEKİLLERİNE DE HAKSIZLIK OLUR'
Herkesin yapması gereken tabloyu realist bir şekilde okumak, ülke çıkarını öne almak. Bu ülkeyi hükümetsiz bırakmamak için hangi opsiyonlar bunları birer birer denemek. Denerken de 'bunu deneyim, sonunda bu iş başarılmasın tekrar seçime gidelim' gibi bir oyun içine girmemek. Bu şu anki milletvekillerine de saygısızlık olur, seçilen milletvekillerimize de...
Demokles'in kılıcı altında siyaset yapmayı istemem. Benden kaynaklanmayan, konuşamayacağım bir gücün denetimine iradeyi vermek istemem. Azınlık hükümeti nihayet bir başka parti oy verdiğince ayaktasın. Bunu geçmişte Türk siyasetinde gördük.
Onun yerine mertçe gerekirse kıran kırana bir pazarlık sonucunda bir ortakla doğru dürüst şirket kurmayı tercih ederim. Birlikte bir şirket kuracağız, dürüstçe, güvenerek kuracağız. Şirken derken Türkiye'yi şirket gibi gördüğümden değil de bir ortaklık şeyi vermek için. Samimi, dürüst bir muhattap bulduğumda ben koalisyon hükümeti kurmayı tercih ederim.
AZINLIK HÜKÜMETİ OLUR MU?
Adil bir paylaşımla, temel ilkelerimizle koalisyonun protokolünü birlikte yazarız. Bütün bunları deneriz başka da yol kalmaz, Türkiye'nin bu kadar kritik bir ortamda hükümetsiz kalmaması için en son şeylerden biri olarak azınlık hükümeti denenebilir. Buna da kapıyı kapatmayız. Başta niyetimiz onunla başlamaz.
Azınlık hükümetine bir parti oy verdiği sürece ayaktasınız. Bir ortakla mertçe bir ortaklık kurmayı tercih ederim.
DÖNÜŞÜMLÜ BAŞBAKANLIK: EŞYANIN DOĞASINA AYKIRI
Her gün başka bir formül üretmek, şimdi yüzde 60 çöktü Bahçeli'nin açıklamalarıyla. Böyle olmaz. Kendi istişareni yap. Müzakereye hazır ol.
Şu oy rakamlarına bir baksınlar. Bir şey getirirken makul olmak icap eder. Eşyanın doğasına aykırı bir şey yürür mü? Dönüşümlü başbakanlık olacak bu yetmez, ilk başbakanı da Kılıçdaroğlu olacak. Eşyanın doğası zorlanmaz. Siyasi etik zorlanmaz.