“Başkanlık sistemi” üzerinden Başbakan ile Cumhurbaşkanı arasında artık aleniyete dökülmüş bir atışma sürüyor.
Başbakan geçen hafta bu tartışmanın yol açtığı fiilî belirsizlikten şikayet etmiş ve “Parlamenter sistem mi, başkanlık sistemi mi, tercihini ortaya koyamamış bir sistem var. Ortada problem var, bu problemi yaşıyorum.” demişti. Öncesinde ise Cumhurbaşkanı'nın “Cumhurbaşkanı başka telden başbakan başka telden çalarsa o zaman netice alamayız.” sözü ile “Senkronize olmamız lâzım” ihtarı duruyordu. Davutoğlu'nun “Türkiye karma sistemi kaldıramıyor. Net bir sistem olmalı. Türkiye'nin birinci gündem maddesi bu (başkanlık sistemi) değil.” cümlesi ile polemik tırmandı. Ardından Cumhurbaşkanı'ndan Davutoğlu'na serzeniş yüklü bir bombardıman geldi: “Çift başlılığı ortadan kaldırmak lâzım. Aksi takdirde birbirinizi ne kadar sevseniz de, geçmişte ne kadar beraber olsanız da zaman zaman sıkıntılar söz konusu olabilir.”
Demek ki Putin ile Medvedev arasındaki uyumlu ilişki Erdoğan ile Davutoğlu arasında yok. Aslında bu ikilileri mukayese etmek, Türkiye'deki aksaklığı gösterecek ipuçları barındırıyor.
Rus anayasasının peş peşe iki dönemden fazla başkanlık yapılamayacağı hükmü (m. 81) yüzünden Putin devlet başkanlığını Medvedev'e bırakmış, kendisi ise gücü elinde bulundurmak kaydıyla başbakanlık koltuğunda bir dönemi geçirmişti.