Davutoğlu'ndan Putin'e Empati Çağrısı: 'Olay Türkiye-Suriye Sınırında Yaşandı'

Davutoğlu, yeni dönemde muhalefet partilerinden de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'den de empati' talep etti. Başbakan Davutoğlu, '1 Kasım'ın verdiği en önemli mesaj yapıcı reformlar istenildiğidir. Biz eleştiriden korkmayız. Muhalefet partilerinden tek ricamız empati yapmalarıdır. Objektif olmaya yönelemediler' derken, Putin için de, 'Olay, Türkiye-Rusya sınırında yaşanmadı, olay Rusya-Suriye sınırında da yaşanmadı, olay Türkiye-Suriye sınırında yaşandı. Putin'i de empatiye davet ediyorum. Bizim aldığımız her tedbir sınırımızı korumak, kardeşlerimizi korumak içindir' ifadelerini kullandı.

Davutoğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle:

En geç Ekim 2016'de Türkiye vatandaşları vizesi olarak Avrupa'ya seyahat edebilecekler.

1 Kasım seçimlerinin ardında başlayan süreç adım adım ilerliyor. Hükümetimiz güvenoyu alarak çalışmalarımız yoğun bir şekilde başladı. 29-30 Kasım'da Brüksel'de AB zirvesine katıldım. Bu zirve önemli bir dönüm noktası oldu. Bugün AB liderleriyle ortak bir noktaya geldik, bundan memnunuz. AB'ye tam üyelik bizim için son derece önemlidir. Bu süreci hızladırmakta kararlıyız.

Ulusal eylem planımızı titizlikle uygulamaya geçireceğiz. En geç Ekim 2016'de Türkiye vatandaşları vizesi olarak Avrupa'ya seyahat edebilecekler. Bu zirve bir yeniden başlangıç olmuştur. Bundan böyle yılda 2 kez zirve gerçekleştireceğiz.

AB zirvesinde Suriyeli kardeşlerimizi için de önemli kazanımlar elde ettik. Bu çerçevede AB ülkeleri Türkiye'ye acil insani yardım sağlayacak, mali yardım sağlayacak. Türkiye külfet paylaşımı konusunda diğer ülkelerle hareket edecek. AB, 3 milyar euro ödemeyi taahhüt etti. Türkiye'nin bu paraya ihtiyacı olduğu iddiası yalandır. Biz bugüne kadar mezhep, ırk ayırmadan yardıma koştuk. İleride bugünlerin tarihi yazıldığında Türkiye bağrını açmış olarak altın harflerle yazılacak. Bu zor günler geçer ama aşımızı paylaştığımız Suriyeli kardeşlerimiz onyıllarca bunu gelecek nesillere aktaracaklar.

"1 Kasım'ın verdiği en önemli mesaj yapıcı reformlar isteği"

AK PARTİ'DE DEĞİŞİMLER

Türkiye'yi kuşatan bir kabine oluşturduk. Parti teşkilatı olarak MYK'mızı yeniledik. Büyük reformlar için aşkla işbaşına geçtik. Diğer partilerde kurultay, kongre tartışmaları başlarken, biz partimizi tazeleyerek yolumuza devam ediyoruz. AK Parti kadroları her şeyi bilir de, yorulmayı bilmezler. Siyasetimizin tamamı gençler içindir.

Hükümet olarak bizi yoğun bir takvim bekliyor. Reformlar için hazırlıklarımızı yaptık. Beyannamemizde ve hükümet programımızda yer alan bütün reformları hayata geçireceğiz. Kimse ben seçildim ve mesele kapandı gibi rehavete kapılmamalıdır. Çok kapsamlı, çok yönlü reform paketlerimiz var. Perşembe günü eylem planımızı paylaşacağız.

1 Kasım'ın verdiği en önemli mesaj yapıcı reformlar istenildiğidir. Biz eleştiriden korkmayız. Muhalefet partilerinden tek ricamız empati yapmalarıdır. Objektif olmaya yönelemediler. Bahçeli biraz önce yine müfteri bir dil kullandı. Parti içinde diktatörlüğünü ilan eden Bahçeli, bizi, Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef almaktadır. Kendi koltuğunuzu kaybetmemek için sarıldığınız bu hakaretamiz dilin hesabını da bu millet sorar. Bugüne kadar bir daha üzülerek ifade ediyorum ki, rakiplerimizden siyasi olgunluğu göremedik.

"Biz muhalefet partilerine yönelik yapıcı dilimizi kullanmaya devam edeceğiz"

Geçen hafta çok önemli iki temas gerçekleştirdik. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'yle bir araya geldik. Böyle bir dönemde geçici bütçe ile girmeyelim dedim. Her ikisiyle de ayrı ayrı görüştüm. İstediğiniz kadar eleştireceksiniz. Ümit ederdim ki, bu konuda güzel bir başlangıç yapalım isterdim. Mümkün olmadı. Bu TBMM'ye yakışmadı. Bu ana muhalefet partisine yakışmadı. Sayın Kılıçdaroğlu'na bir hususu hatırlatmak istiyorum. Empati yapmasını. Biz muhalefet partilerine yönelik yapıcı dilimizi kullanmaya devam edeceğiz. Hiçbir siyasi partinin hükümete destek verdiği için kaybedeceğine inanmıyorum. İstiyoruz ki bu yeni dönemde ülkenin gelişmesi için elini taşın altına koysun. Muhalefet partilerine reform paketleri öncesi tekrar çağrıda bulunuyorum; gelin Türkiye'nin geleceğini birlikte inşa edelim. Siyaseti her türlü vesayetten kurtaralım. Çalışmalara katkı verin. Eksikleri, doğruları paylaşın. Bu çağrımız samimi bir çağrı.

"Putin'i de empatiye davet ediyorum"

Rusya ile bir gerilim yaşıyoruz. Türkiye'nin hava, deniz sahasını korumak bizim için haktır. Biz Suriye topraklarına müdahalede bulunmadık. Milleti bilinmeyen bir uçağa bizim sınırlarımız içinde müdahale ettik. Herhangi bir ülkeyi hedef almadık, savunma görevimizi yaptık. Belgelerimizi ortaya koyduk, Rusya dışında uluslararasında kabul gördü.

Rus yönetimi beklediğimiz olumlu yaklaşımları göstermedi. Afaki suçlamalara maruz kalıyoruz. Olay, Türkiye-Rusya sınırında yaşanmadı, olay Rusya-Suriye sınırında da yaşanmadı, olay Türkiye-Suriye sınırında yaşandı. Putin'i de empatiye davet ediyorum. Bizim aldığımız her tedbir sınırımızı korumak, kardeşlerimizi korumak içindir.

Bu insanların yardımına koşmayı insani bir görev olarak adlediyoruz. Türkmen Dağı'nda halen kardeşlerimiz katlediliyor. Buna sessiz kalmayız, bunu herkes bilmeli. Bu hassas durumda ülkelerin birbirini anlaması gerekiyor.

"Bize bir şey dikte ettirilmesine asla izin vermeyiz"

Rusya ile her türlü bilgi alışverişinde bulunmaya hazırız, ancak bir şeyin dikte edilmesini kabul edemeyiz.

Kimse bizden sınırlarımızı koruma irademizden taviz vermemizi beklemesin. Rusya bir takım ekonomik, ticari yaptırımlar uyguluyor. Türkiye bu tür şeylerle zora düşecek bir ülke değil. Alternatif planlarımızı yapıyoruz. Kendi planlarımızı devreye sokacağız.

Gerekli her türlü telafi edici tedbirlerimiz hazırdır. Sektör temsilcilerimiz rahat olsun. Alternatifler konusunda tedbirlerimizi alıyoruz. Yaş sebze-meyve ihracatçılarımızın zararını telafi için gerekli önlemleri aldık. Bilsinler ki biz zor günlerde hiçbir insanımızı aç ve açıkta bırakmayız. Dertleri ne ise çözülecek. Turizm sektörünün zarar görmemesi için tedbirlerimizi alıyoruz. Her türlü desteği vereceğiz. Bzi karşılaştığımız olumsuz tavra rağmen caydırıcı tedbirler alma konusunda istekli değiliz.

Bugün İran'dan gelen seslere dönük olarak, biz tüm riskleri alarak, ambargoların kalkması için oy kullandık, yalnız bırakmadık. Ama bugün İran'dan yükselen sesleri için sağduyuya davet ediyoruz. Bu tür tavırlarını sürdürürlerse Türk-İran dostluğuna büyük zarar verirler.

Davutoğlu, Tahran yönetiminin yanı sıra İran halkına da seslendi

Ukrayna konusunda Rusya’ya uygulanan ya da İran’a uygulanan ambargolara da aynı yaklaşımı sergiledik. Bütün dünya İran'a karşıyken biz BM'de Brezilya ile birlikte ambargolara karşı el kaldırma onurunu yaşadık ama maalesef bugün İran’dan yükselen sesler, hakaretler ve saldırılar karşısında İran’ı sağduyuya davet ediyoruz. En zor zamanlarımızda bu tavırlarını sürdürürlerse dostluğumuza zarar verirler. Bir gün İran halkı sesini yükseltecek, herkes onları terk ederken kendilerini terk etmeyen Türkiye için konuşacak. Rus ve İran halklarının yöneticilerinin Türkiye’ye yönelik saldırgan tavrı benimsemediğini biliyorum.'

Kimsenin toprağında gözümüz yoktur

Türkiye'nin mücadelesi terör ve DEAŞ'ladır. Kimsenin toprağında gözümüz yoktur. Barış hakim olsun, huzur ve istikrar olsun istiyoruz. Eğitim desteği için kurulmuş bir kamptır. Irak'ta 1,5 yılı aşkın zamandır eğitim verilmektedir. Sayın Barzani'nin sözleri gibi en önemli desteklerden biri bu kamplarda eğitim görenlerden gelmiştir. Bu eğitim faaliyeti Irak Savunma Bakanlığı ve Musul Valiliği'nin bilgisi dahilindedir. Büyük acılar çeken Irak halkının huzura kavuşması için adım atmaktan çekinmeyiz.

Asker artırımı rutin bir rotasyondur. Farklı yorumlayanlar maksatlı provakasyon içindedir. Irak'la işbirliği güçlendirmek için çalışmaya devam edeceğiz. Irak'ın teröre karşı verdiği mücadelede yanlarında olacağız.

"PKK'nın DEAŞ'tan ne farkı var?"

Davutoğlu, pazartesi günü Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki çatışmalar sırasında bazı bölümlerinde yangın çıkan Fatihpaşa Camii’nden de bahsetti. Başbakan, 'Diyarbakır'daki tüm kardeşlerime seslenmek istiyorum, o ateş sadece Fatihpaşa Camii'ne atılmadı. Fatihpaşa Camii'ni yakan PKK'nın Palmira'yı tahrip eden DEAŞ'tan ne farkı var? Bunların kardeşliğimize, kültürümüze, Diyarbakır'a saygıları yok. İnsanımıza hayatı zindan etmek isteyenlere izin vermeyeceğiz' dedi.

"Sayın Elçi bir terör kurbanıdır"

Sayın Tahir Elçi bu teröristlerin kurbanı oldu. Ölümüne sebebiyet veren silah hangisi olursa olsun, Sayın Elçi bir terör kurbanıdır. Bütün bu saldırıların arkasında terör örgütünün faaliyetleri var. Bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Kim bu topraklarda terör üzerinden kirli hesaplar yaparsa bizden gereken cevabı alacaklar.

İHA

Popüler İçerikler

Acun Ilıcalı Futbol Yatırımlarına Devam Ediyor: Yeni Takımı Slovenya'dan
Kanseri Yenen Eski Arka Sokaklar Oyuncusu Dizi Setlerine Yeniden Dönme Kararı Aldı
Rasim Ozan Kütahyalı’dan Atatürk Sözleri: “Şeytan Taşlamakla Anıtkabir'de Yapılanlar Benzer Eylemler”