Meclis çatısı dışındaki tüm arayışlar her seferinde mahkum olmuştur. Bakın Kılıçdaroğlu, topluma güvensizlik psikolojisi aşılamaya çalışıyor. Kendisinin siyasi tarihi zaaflar ve yenilgiler tarihidir, bunu yansıtıyor. Dayanışma göstereceğimiz yerde, terörle mücadeleye köstek oluyor. Sürekli olarak devleti, hükümeti yıpratmaya çalışıyor. Paralel yapı ile marjinal sol örgütlerle işbirliği yaparak bize muhalefet yaptıklarını sanıyorlar. CHP'ye oy veren vatandaşlarımız da partilerinin bu hale düşmesinden rahatsızdır. Onlar da partilerine ve Kılıçdaroğlu'na 'Nereye gidiyoruz' diye soracaktır.
Demirtaş'ın sözlerinin neresinden tutalım. Aklınca AB ülkelerine mesaj veriyor, 'Türkiye'ye vizeyi kaldırmayın' diyor. Bunların muhalefeti AK Parti'ye karşı olmak için Türkiye'ye karşı olmak gibi hastalıklı bir hale dönüştü. Demirtaş yandaş aradığı için Kılıçdaroğlu'na çağrıda bulunuyor. Bunlar Baas örgütünün Türkiye şubesi. Onların koalisyonu hayırlı olsun, millet bize 'Koalisyon istemiyoruz, bize AK Parti yeter' dedi.
Bu Meclis çatısı altında atılan her adım çok önemlidir. CHP'nin paralel yapının ipoteği altına girdiği netleşmiştir. Onların sözcüsü haline geldiler. HDP de kendisini teröre ipotek etmiş haldedir. Hiç kimse bu Meclis'te belli sıfatları kullanarak siyaset yapıyor görüntüsü altında terör örgütü sözcülüğü yapamayacak. Akıllarını, iradelerini ve vicdanlarını terör örgütüne teslim edenlerin adalete teslim edilmesi için elimizden geleni yapacağız. Onlar bir oyun oynadılar. Sonrasında timsah gözyaşları dökeceklerdi.
'Türkiye'nin kabuğunu kırdık, dünyaya açıldık'
Hükümet olarak, AK Parti iktidarı olarak yeni istihdam kapıları açma peşindeyiz. Türkiye'nin kabuğunu kırdık, dünyaya açıldık. Kişibaşı 10 bin dolar yetmez diyoruz, ikinci nesil reformların vakti geldi diyoruz. Biz takip eden değil, takip edilen bir ülke olacağız. Biz borç isteyen değil, borç veren bir ülke olduk. Gece gündüz büyük bir özveriyle çalışarak milletimize verdiğimiz sözleri tamamlıyoruz. 3 ay içinde 1 Kasım'da verdiğimiz sözlerin tamamını gerçekleştirdik. Bu eski Türkiye'de alışkın olunmayan bir tabloydu. Biz söz verdik mi, sözümüz yiğit sözüdür, millet sözüdür, gereğini yaparız.
Dün Bakanlar Kurulu'nda reformlarla ilgili istişarelerde bulunduk. Siyasi Etik Kanunu da bu hafta Meclis'e sevk edeceğiz. 6 ay için verdiğimiz bazı sözleri de erkenden gerçekleştirmiş oluyoruz. Önümüzdeki hafta geniş kapsamlı bir sunumla hem 3 aylık karnemizi gösterecek, hem bir sonraki 3 aylık sözlerimizi özel bir toplantıda değerlendireceğiz.
zırhlı araçlarla bilmem kaç bin tane korumayı bana da verin,eve girmem...
Birlik ve beraberlik istiyorsan önce CB'nin kabadayı, agresif, ayrımcı söylemlerini durdur, sonra bizden bir şeyler bekle..
evet abi yaa buyrun çıkın korumalar olmasın yanınızda falan çıkın tamam mı halkın arasına karışın