Ayrıca da sadece vize serbestiyeti değil, 3 milyar euro daha alıyoruz. Biz ilk 3 milyarı, ilk adım olarak söylemiş ve bir yıl içinde demiştik. Onlar da iki yıl için ısrar ediyordu. Aramızda görüş ayrılığı devam ediyordu. Yeni bir boyut getirdik, ‘Bütün masraflar artacak, 3 milyar daha istiyoruz’ dedim. Geri kabulden kaynaklanan bütün masrafları da siz vereceksiniz dedim. Diyelim, Ege Denizi’nden bin kişi bunların hava yolu ile memleketlerine gönderilmesi sırasındaki masraflar da size ait. (Kayserililik pazarlığı iyi oldu.) Artı üç milyar euro yani.
2018' kadar toplamda 6 milyar euro
Onlar bunu açıklamalarında zikretmediler çünkü bunun için zirve kararı lâzım; 18 Mart’a hazırlık yapmaları lâzım. 2018’e kadar 6 milyar olacak. 2016 için 3 milyar, 2017 ve 2018 için 3 milyar. Toplamda 6 milyar.
'5 fasıl açılsın'
Ayrıca beş fasıl var; 15, 23, 24, 26, 31. Fasıllar açılsın. Bu da tabii önemli. Hollanda dönem başkanlığı boyunca bu beş faslın açılmasını bekledik. Rumlar direniyor ama 23, 24’ü kesin açarız, diğerlerinden kaçmak istiyorlar. Tabii bunların hepsi 18 Mart’ta AB Konseyi’nde görüşülüp nihai karara bağlanacak, orada da görmemiz lâzım.
Karar alacaklar. Biz yazdık bunu. Onlar metinden çıkardılar miktarı, orada kendi düzenli zirvemizde ilan edelim dediler. Ben bunu zikredelim dedim, tamam dediler. Vizeler için gerekli kanunları çıkarmamız lâzım. Buradan bir çağrı yapıyorum muhalefete, haziranda vatandaşların vizesiz gidebilmesi için 9 kanunun çıkmasının engellememesi gerekiyor. Meclis’in düzenli ve etkin çalışması lâzım. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile konuştuğumda vize muafiyeti için gerekli desteği veririz demişti. Kişisel verilerin korunması kanununu bloke ediyorlar ama. Biz bunu martta, nisanda çıkartırsak, Mayıs 1’de Avrupa Konseyi raporunu hazırlayıp Konsey’e sunacak, Konsey de AB Parlamentosu’na sunacak. AB parlamentosu Başkanı ile bunun için görüştüm. O da bize 1 Mayıs’ta gelirse, hazirana yetiştiririz dedi. Sonra da her üye ülkenin parlamentosunda onaylanıyor. Bizim hızımız burada önem taşıyor. Tarihi bir dönüm noktası. Bizim vatandaşlarımız için çok önemli bir konu. İnşallah ilk uçağı vizesiz bir şekilde kaldırırız. Gazetecilerin bile vize alması ne kadar zor değil mi? Dolayısıyla bizden hiç böyle hamleler beklemiyorlardı. Kendi içlerinde bir anda bir iç tartışma da doğdu. Kıbrıs Rum kesiminin üzerine de ciddi bir şekilde gitmek zorunda kaldılar. Bu masada, gitmeden benim zihnimde bazı şeyler vardı. Bir oyun değiştiriciye ihtiyaç vardı. Bu şekilde devam edersek mültecilerin gelişini de engelleyemeyiz, Türkiye-AB ilişkileri de sıkıntıya girer. Her seferinde Türkiye’den niçin bu kadar geliyor durumu olacak. Türkiye sınırlarını kontrol edemez hâle düşecek. Bir ay içinde mültecilerin gidişinde ciddi düşüş olacak. Çünkü geri gönderileceğini düşününce bu işe zaten teşebbüs etmeyecek. Bu ikisi de olmayacak. Mülteci akışı dursa da Avrupa kendi tespit ettiği sayıda mülteci almaya devam edecek. Mülteci akışı durdu diye mülteci alışını durdurmayacak.
Kayserili pazarlığı dediği şey aslen insan ticaretidir..silah ticareti ve mülteci ticaretine şimdi de insan ticaretini eklediler, dünyayı titretiyorlar..Ayrıca yarın gazetelere bakın; Avrupa'yı dize getirdik, bileğini büktük, ezdik, biçtik gibi manşetler atılacaktır.. Bu aşağılık kompleksi sadece geri kalmış ortadoğu ülkelerinden çıkar..bunlardan biri de Türkiye..