Davos 2016 zirvesi tüm hızıyla devam ederken, zirveden şimdiden insanlığın geleceğini şekillendirecek konular hakkında çok önemli ders ve yönlendirmeler çıktı.
Davos 2016 zirvesi tüm hızıyla devam ederken, zirveden şimdiden insanlığın geleceğini şekillendirecek konular hakkında çok önemli ders ve yönlendirmeler çıktı.
Yani yiyeceğe olan talep bugün olduğunun %60 fazlası olacak.
Birleşmiş Milletler'in 2030 yılı için belirlediği 17 maddelik 'Sürdürülebilir Büyüme Hedefleri' (Sustainable Development Goals - SDGs) içerisinde, açlığı bitirmek, gıdanın güvenliğini sağlamak, daha iyi beslenmek ve sürdürülebilir tarımı desteklemek konuları 2. sırada yer alıyor.
Peki ya başarısız olursak? Dünyayı bekleyen riskler yetersiz beslenme, açlık, ve hatta kaos...
Üretim (açık mavi) ve tüketim (koyu mavi) bazında kişi başına kg/yıl biriminden israf edilen yiyeceklere dair bu tabloya baktığımızda, en çok yiyeceğin Avrupa, Kuzey Amerika ve Okyanusya'da israf edildiğini görüyoruz.
Ekonomik büyümedeki ivme, elbette küresel ölçekte önemli miktarda bir nüfusun refah seviyesini de olumlu etkiledi. Ancak diğer yandan dünyada şu an mevcut olan sosyal, siyasi ve ekonomik sistem, gelir eşitsizliğini azaltacağı yerde daha da körüklemekte.
*Harita gelir eşitsizliğinin dünya ülkeleri bazında dağılımını gösteriyor.
Büyümeyi arttırırken pazarda yaşanan kayıpların büyümesinin de önüne geçebilmek için, dünya çapında ekonomik tüm aktivitelere ivme kazandıracak tedbirleri almamız ve bu ivmenin tüm toplumların her kesimine eşit fayda sunabilmesini sağlamamız gerekmekte.
The International Labour Organization'ın tahminleri, küresel ekonomik krizin başladığı 2008 yılından bugüne dek dünya genelinde 200 milyon insanın işini kaybettiği yönünde.
Bu şu demek oluyor; şimdiki işsizleri ve yeni genç nüfusu düşündüğümüzde 2020 yılında yaklaşık 500 milyon yeni 'iş' yaratılmış olması gerekecek.
*Harita ülkeler bazında işsizlik oranlarını gösteriyor.
Pek çok endüstri kolunda kalifiye eleman ihtiyacı had safhada. 2015'te yapılan bir araştırma, dünya çalışan nüfusunun %38'inin aslında bulunduğu pozisyon için yetersiz olduğunu gösteriyor.
Dünyanın ortalama sıcaklığı son 50 yılda yaklaşık 1°C arttı ve bunun etkileri gündelik hayatlarımızda dahi görülebilir durumda. Intergovernmental Panel on Climate Change'e göre bu artış 2°C ile sınırlı tutulmazsa küresel ısınmanın etkileri katastrofik boyutta olacak.
*Harita kutuplarda erimekte olan buzullardaki artışı gösteriyor.
Aralık ayında Paris iklim değişikliği zirvesinde alınan karar, küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlı tutabilmek yönünde idi. Varılan anlaşmaya göre her ülkenin bu konuda, 2018 yılında tekrar gözden geçirilmek üzere bir takım tedbirleri uygulamaya alması bekleniyor. Gelir düzeyi yüksek ülkeler, düşük ülkelere bu tedbirleri alabilmeleri için finansal destek sağlayacak.
Küresel ekonomik kriz, finansal anlamda dünyada uygulanan sistemin açıklarını ve eksiklerini net biçimde gösterdi.
Krizden yıllar sonra şu an, dünyanın her yerinde ülke ekonomileri zorluklar içerisinde; hatta bir kısmı battı veya batmak üzere.
Öncelikle bu güvenin yeniden kazanılması gerekecek. Banka kredileri ve finansal yardım ve teşviklere erişim her geçen gün zorlaşıyor. Dünyada hiçbir şekilde verimli bir finansal yardım alamayan 2 milyar insan ve 200 milyon KOBİ var.
*Harita ülkelerin finansal yardım alabilme oranlarını gösteriyor.
İnternet yaşama, çalışma, üretme ve tüketme biçimlerimizi tümden değiştirdi ve değiştirmeye devam ediyor. Dijital teknolojilerin alıştığımız iş modellerine yapacağı yıkıcı nitelikte etkiler de devam edecek.
Ve bu devrin temelini dört bir yandan dünyayı kuşatan mobil internet oluşturuyor. Sorun, bu sismik değişimi interneti gelecekte de stabil ve mobil kullanabileceğimiz biçimde yönetip yönetememek sorunu.
Önümüzdeki 10 yılda, internetle birbirine bağlanabilir şeylerin sayısının bir trilyondan fazla olması bekleniyor.
Her şey olması gerektiği gibi giderse eğer, bu dünyadaki tüm iş yaşamını da kökünden değiştirecek.
Toplam dünya nüfusunun %43'ünün internet kullanıcısı olduğu günümüzde henüz bu sorunun cevabı tam bir muamma...
*Harita ülkeler bazında online olma oranlarını gösteriyor.
Ahlaki olduğu kadar ekonomik anlamda da dünyanın en büyük dertlerinden biri olan cinsiyet eşitliği ne yazık ki beklenenin henüz çok altında. Ve dahi Global Gender Gap Report'a göre 2133 yılına kadar da kapanması beklenmiyor.
* Grafik 2006 - 2015 yılları arasında kadın ve erkeklerin çalıştıkları işlerdeki kazanç farkını gösteriyor.
Uluslararası ticaret ve yatırımlar elbette dünya ekonomisinin lokomotifi. Ancak iş hayatı da diğer her şey gibi çok hızlı değişiyor. Dijital dünyanın gelişimi, yatırımlar konusunda aracıları aradan komple çıkaracak; ancak halen ihracat ve ithalat kanunları konusunda atılması gereken çok adım var.
Özellikle şu yemek sorunu beni çok korkutuyor. Yiyecek ve su için yapılacak savaşlara konuk olmak istemiyorum. Bir önlem alınmalı. Çok fazla tüketim var ve düşünmeden bir harcama var. Bir modeli daha bitmeden öteki model telefon alınıyor ve insanlar gerisini düşünmeden harcama yapıyor. Gerçekten midem bulanmaya başladı.
Açgözlü kapitalist sistemin daha çok para kazanması için daha çok talebe yani nufusa ihtiyacı var, hem malını üretecek ameleye hem de ürettiği malı satacak ameleye ihtiyacı var özetle, bu yüzden 3 çocuk yapın biri üni okusun polis olsun doğuda şehit olsun diğeri okumasın işçi olsun sermayenin kölesi olsun, üçüncüsü de pezevenk olsun kadın satsın -.-
Nüfus artışını önlemek için bir virüs salgını başlatacaklar ve toplu önlemler olucak bu sayede nüfus dengelenicek büyük veba salgınını hatırlayın çok insan öldü ama bu sayede Avrupadaki işsizlik azaldı ve ilerleme oldu bu bir gerçek simdiden kabullensek iyi olur