Türkiye'nin dört bir yanından gelen çocuk istismarı haberlerine bir yenisi daha eklendi.
Bu sefer söz konusu durum o kadar geniş kapsamlı ki, Ensar Vakfı olayından sonra Türkiye'nin en korkunç, en şok edici skandallarından biriyle karşı karşıyayız.
Türkiye'nin dört bir yanından gelen çocuk istismarı haberlerine bir yenisi daha eklendi.
Bu sefer söz konusu durum o kadar geniş kapsamlı ki, Ensar Vakfı olayından sonra Türkiye'nin en korkunç, en şok edici skandallarından biriyle karşı karşıyayız.
Saadet öğretmen, çok sevdiği mesleğini icra etmek üzere İzmir'de bir ilkokula atandı. İzmir'de, doğru düzgün otobüs yolunun bile olmadığı bu köye yerleşen öğretmen kısa sürede çocuklarla yakın bir ilişki kurdu.
Okulun müdürünün, 22 yıldır aynı yerde görev yaptığını öğrendiğinde 'Ne güzel, o da benim gibi idealist biri!' olarak düşünmesine rağmen, zamanla çocukların okul müdürü karşısındaki ürkek tavrını görünce bir şeylerin ters gittiğinden şüphelenmeye başladı.
Çocukları odasına alıp, kapıyı kilitlediğini öğrendiğinde; Saadet Öğretmen bu olayı çözmeye karar verdi ve gizlice müdür odasının kapı kilidini bozdu. Sonrasında ise kalem almak bahanesiyle odaya dalan öğretmen, çocukları müdürün masasının altında saklanmış vaziyette buldu.
Bunun ne olduğunu sorduğunda ise 'gıdıklama oyunu' yanıtını aldı.
Saadet Öğretmen çocukların psikolojilerini daha fazla bozmadan ağızlarından laf almak için, 'iyi sevmek' - 'kötü sevmek' tabirleri ile mahrem yerler ayırdını yaparak, çocuklara müdürün onlara nasıl yaklaştığını sordu. Aldığı yanıtlar kan dondurucu cinstendi.
İstismara uğrayan çocuklardan birinin annesi, öğretmen karşısında gözyaşlarını tutamayarak kendisinin de bir zamanlar o müdürün öğrencilerinden biri olduğunu söyledi.
Çocuklardan birinin babası ise 'Ben çocuğumu koruyamadım' diyerek intihar girişiminde bulundu.
Milli Eğitim Müdürlüğü konuya dahil olmak istemezken, Saadet Öğretmen o zamanki Milli Eğitim Müdüründen 'Keşke daha önce söyleseydin, hocayı emekli ederdik' cümlesini işitti.
Yani, ceza değil, emeklilik... Bu derece normal bir olay olarak görülüyor.
Saadet öğretmen bu süreçte konunun üstünü kapamak isteyen pek çok makamla karşı karşıya geldi fakat asla pes etmedi.
'Erkek çocuklara bile yapılıyor, alışın.' cümlesini dahi işitti. Sanki kız çocuklarının payına düşen, alışılması gereken ve normal bir durummuş gibi.
Saadet öğretmen bu konunun peşini bu kadar kolay bırakmadı. Fakat geçirdiği trafik kazası sebebiyle omuriliği zedelenmesinden dolayı bir yıla yakın yatağa bağlı yaşamak zorunda kaldı.
Bu süreçte çocuklarını yalnız bıraktığını hissettiği için vicdan azabı hisseden Saadet Öğretmen, ayağa kalktığı gibi bu davaya yeniden dört elle sarıldı.
Saadet Öğretmen, bu hikayenin kahramanlarının öğrencileri olduğunu söylüyor. Müdürün tüm tehditlerine rağmen, öğretmenlerine güvenen bu çocuklar, yaşadıklarını anlatmaktan ve şikayet etmekten çekinmediler.
Öğrencileri okul dışında da evine davet eden ve 'Ev işi yaptırıyorum' bahanesiyle kendi evinde istismar eden müdür, tehdit etmekten de çekinmemiş.
4 yıldır süren bu davada, mahkeme 4 başkan değiştirdi. Lakin Saadet öğretmen, kadın derneklerinin de desteğini aldı ve bu davanın peşini bırakmamaya kararlı.
Zihinsel engelli bir öğrenciye de tecavüz ettiği iddiası ve odasında öğrencilere zorla izlettiği pornografik filmler bulunan müdür; bu sefer kadın dernekleri, Ayşe Arman ve Saadet Öğretmen'in oluşturduğu kamuoyu sayesinde umuyoruz ki hak ettiği cezayı alacak.
Tüm bu çabasından ötürü Saadet Öğretmen'e teşekkür ediyoruz.
saadet öğretmen hangi sudan bahaneyle işten atılacak yada disiplin cezası alacak sizce?
Adelet sistemine ters orantı yapmışlar. Sucsuzlar yatıyor ne kadar suc işlersen o kadar az ceza. Vay be goruyormusun ulkemi
vallahi usandım bu haberlerden bunlara küfür etmekten halimize üzülmekten .