Kadına yönelik şiddet, yalnızca fiziksel bir eylem değil, derinlerde yatan psikolojik dinamiklerin bir yansımasıdır. Bu şiddetin kökeninde; öğrenilmiş davranışlar, travmatik deneyimler, toplumsal cinsiyet rolleri ve bilişsel şemalar yatar. Peki, hangi psikolojik mekanizmalar kadına şiddeti besliyor? Şiddet uygulayan bireylerin zihninde hangi şemalar hâkim?
1. Şiddetin Kökeni: Öğrenilmiş Çaresizlik ve Nesillerarası Aktarım
Şiddet, çoğunlukla 'öğrenilmiş bir davranış' modelidir. Çocukluk döneminde şiddet gören veya şiddete tanık olan bireyler, yetişkinliklerinde bu davranışı normalleştirebilir. Sosyal Öğrenme Kuramı'na (Bandura) göre, rol model alınan figürlerin davranışları taklit edilir. Örneğin, babası annesine şiddet uygulayan bir çocuk, ileride benzer davranışları sergileyebilir.
Hangi şemalar burada devreye giriyor?
'Kurban/Baskın' şeması: Şiddet uygulayan kişi, gücün kontrol yoluyla sağlanabileceğine inanır.
'Duygusal Yoksunluk' şeması: Sevgiyi şiddetle karıştıran bir bağlanma stili gelişebilir.
2. Toplumsal Cinsiyet Rolleri ve 'Erkeklik' Şeması
Geleneksel toplumlarda erkekler; güçlü, kontrol eden ve duygularını bastıran bireyler olarak yetiştirilir. 'Toksik maskülenite', erkeklerin şiddeti bir güç gösterisi olarak kullanmasına neden olabilir. Burada devreye giren şemalar:
'Kusursuzluk/Dayanıklılık' şeması: 'Erkek ağlamaz' algısı, duygusal ifadeyi engeller ve öfke birikimine yol açar.
'Boyun Eğme' şeması: Bazı erkekler, otorite figürlerine boyun eğerken, kendilerinden zayıf gördüklerine şiddet uygulayabilir
3. Narsisistik Yapılanma ve Kontrol İhtiyacı
Şiddet uygulayan bireylerde sıklıkla narsisistik eğilimler görülür. Kendini üstün gören, empati yoksunu ve aşırı kontrolcü kişiler, partnerlerini bir 'uzantı' olarak görüp onların davranışlarını denetlemeye çalışır. Bu durumda devrede olan şemalar:
- 'Haklı Görme/Güçlü Olma' şeması: 'Benim dediğim olmalı' düşüncesi, şiddeti meşrulaştırır.
Çözüm Ne Olabilir?
Erken müdahale ve psikoeğitim: Şiddet döngüsünü kırmak için bilişsel-davranışçı terapi (BDT) ve şema terapi etkili olabilir.
Toplumsal farkındalık: Erkeklik algısının yeniden tanımlanması gerekir.
Güçlendirme programları: Kadınların ekonomik ve psikolojik özgürlüğünü desteklemek şiddet döngüsünü kırabilir.
Peki Kadınlar Neden Kalıyor?
Travma Bağları ve Şiddet Döngüsü ve Şiddet mağduru kadınlar, çeşitli psikolojik mekanizmalar nedeniyle bu ilişkilerde kalabilir:
Stockholm Sendromu: Mağdur, kendisine zarar veren kişiye bağlanabilir.
Öğrenilmiş Çaresizlik: 'Kaçsam da kurtulamayacağım' inancı, pasifliğe iter.
'Yetersizlik' şeması: 'Ben de suçluyum' düşüncesi, özgüveni zedeler.
Şiddet Bir Tercihtir, Kader Değil!
'Terkedilme' şemasına sahip olan bireyin, partnerini kaybedeceği korkusu, sahiplenici ve şiddet içeren davranışlara yol açabilir.
Şiddetin psikolojik kökenlerini anlamak, önleme ve rehabilitasyon süreçlerinde kritik öneme sahiptir. Hem şiddet uygulayan hem de mağdurlar için terapötik müdahaleler, bu karanlık döngüyü kırmada en güçlü araçlardan biridir. Unutmayın: Şiddet asla çözüm değildir!
Instagram
Twitter
YouTube
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio