Damat Kabul Edilmezse Kadınlar Sağdıçla Kaçıyordu! Romantik Düğün Geleneklerinin Karanlık Hikayeleri

Düğünler, iki kişinin sevgi dolu bir ilişki içinde birbirine bağlandıkları romantik bir törendir. Hayatlarının geri kalanında birlikte kalmaya yemin eden iki kişi, arkadaşları ve ailesinin önünde birleşirler. Peki, bu törendeki bazı geleneklerin arkasındaki sırları biliyor musunuz?

1. Nedimeler

Büyük gününüzde yanınızda bir grup en iyi arkadaşın olması güzel bir fikir gibi görünebilir, ancak bu geleneğin geçmişi oldukça rahatsız edicidir.

Antik Roma’da başlayan bir inanca göre mutlu olaylar kötü ruhları çekerdi. Bu geleneğin ardındaki gerçek ise aynı renk kıyafetler giymenin kötü ruhların kafasını karıştırması ve çiftin mutlu gününde yanlış bir şey olmasını önlemekti.

2. Sağdıç

Sağdıç geleneğinin kökeni de kimsenin tahmin edemeyeceği bir şeydir. Bu geleneğin yüzyıllar önce 16. yüzyıl Alman gotlarına kadar uzandığına inanılıyor. Bu gelenekte, eğer kızın ailesi damadı kabul etmezse, kızı sağdıcı ile beraber kaçırıyorlardı.

Bugün ise sağdıç genelde damadın en iyi arkadaşını temsil eden ve kalpten bir konuşmanın yapıldığı sembolik bir gelenek haline geldi.

3. Çiçek Buketi

Bütün düğünlerde çiçekler görmek yaygındır.  Düğün gününde en çok dikkat çeken çiçekler ise gelinin elinde tuttuğu buketlerdir.

Bir hikayeye göre bu gelenek aslında 15. yüzyıldan kalmadır. Ortaçağda insanlar Haziran ayında sadece bir kez banyo yaparlardı. Durum böyle olunca gelin yanında çiçek taşıyarak kendi kokusunu saklamak isterdi.

Hikayenin başka bir versiyonunda ise buketin kötü ruhları kovmak için önemli olan bazı otlar içerdiğini söylüyor. Ayrıca bu otların çiftin hayatlarına doğurganlık ve şans getirdiğine inanılıyordu.

4. Balayları

Günümüzde balayı, evlendikten hemen sonra gelin ve damat için romantik bir kaçamaktır. Ancak bu geleneğin günümüzdeki hali 18. yüzyıldan sonra oluştu.

Aslında bu geleneğin başlangıcı 5. yüzyıla denk gelmektedir. Yeni evlenen çiftler, düğünlerinden sonraki ilk dolunayda birlikte ”bal likörü' adlı bir içki içerlerdi. Bal likörü, afrodizyak özelliklere sahip alkol ve balın karışımıdır. Bu geleneğin adı da buradan gelmektedir; balayı.

5. Evlilik Yüzüğü

Günümüz evlilik tekliflerinin ayrılmaz bir parçasını olan evlilik yüzüğünün ise çok ilginç bir hikayesi var. 

Düşünülenin aksine eski zamanlarda yüzük takmak sevginin sembolü olmaktan çok sahiplenmeyle ilgiliydi. Nişan yüzükleri temelde bir Roma geleneğidir. O zamanlar yüzüğün üzerinde genellikle bir anahtar ve kilit bulunuyordu. Yüzük, karısının kocanın mülkü olduğunu gösterirdi.

Arşidük Max, karısı için özel bir pırlanta yüzük yaptırdığında, yüzük geleneği daha çok aşkın bir semboli haline geldi ve yavaş yavaş günümüzdeki halini aldı.

Diğer kültürler ise Romalılar kadar vahşi değildi.

İlk yüzük konsepti, yüzükleri geliştirmeye ve dördüncü parmağa veya sol eline takmaya başlayan eski Mısırlılara kadar uzanıyor. Mısırlılar parmak damarının doğrudan kalbe gittiğine ve bu nedenle iki kişiyi sonsuz bir sevgi bağıyla birbirine bağladığına inanıyordu.

6. Duvak

Orta Çağdaki insanlar son derece batıl inançlıydı. Karanlık güçlerin büyük günlerini mahvedeceğine inandılar ve büyük ölçüde cinsiyetçiydiler.

O günlerde gelinin giydiği duvak kırmızı rengindeydi ve ateşi andırıyordu. Bunun arkasındaki fikir karanlık ruhları korkutmaktı.

Bir diğer sebebi ise gelinin düğünden kaçmasını engellemenin bir yolu olmasıydı.

Duvak ile gelinleri diğer kadınlardan ayırmak daha kolaydı ve böylece kocalarının rızası veya ailelerinin bilgisi olmadan kaçmalarını engellemek için kullanılıyordu.

7. Gelinlik

Eskiden evlenmek için yeni kıyafetler almak kraliyet ailesinin ve son derece zenginlerin yapabileceği bir şeydi. Çoğu insanın kiri ve lekeleri gizlemek için koyu renklerde sadece birkaç kıyafeti vardı. Zengin aileler, gelinliklerini yalnızca bir kez giyilecek kıyafetler alacak kadar paraları olduğunun bir işareti olarak beyaz elbiseler giyerdi.

8. Gelini eşikten geçirmek

Gelini eşikten geçirmek gelinin ailesine olan sevgisinden dolayı onları istemeyerek terk etmesinin simgesiydi.

Ayrıca Romalılar kötü ruhların çifti eşikte son bir kez lanetlemeye çalıştığına inanıyorlardı. Bu nedenle damat, gelini bu ruhlardan korumak için ayaklarını yerden kaldırmak zorundaydı.

9. Yaz Düğünleri

Aslında Yaz düğünlerinin bu kadar popüler olmasının nedeni önceki zamanlarda insanların Mayıs ayında yıllık banyolarını yapmasıydı. 15. yüzyıla kadar uzanan bu gelenek aynı zamanda kokuyla da ilgili. İnsanlar Mayıs ayında yıllık banyolarını yaptığından, Haziran güzel kokulu bir düğün için mükemmel bir zamandı.

10. Babanın geline eşlik etmesi

Gelinin babasının kızı ile yürüme geleneği 1549 yılına kadar uzanır. Aslında, bu bir ticari işlemdi çünkü İngiltere'de, birçok yerde olduğu gibi, kadınlar önce babalarının, sonra kocalarının mülkü olarak görülüyordu.

Bu içerikler de ilginiz çekebilir:

Mektubu Ulaşsaydı Her Şey Çok Farklı Olabilirdi! Oksijen Elementini Aslında Kim Keşfetti?
Şaka Günü: Fransızlar 459 Yıl Önce Bugün Takvimlerini Değiştirdiler, Saatli Maarif Takvimi: 1 Nisan
'Elinin Hamuruyla' Tarihe ve Dünyaya Yön Vermiş Başarılı Kadınlar

Popüler İçerikler

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Karşıtlarına Mesaj Yolladı: "10 Yıl Daha Yaşasa Bambaşka Olurdu"
Çanakkale'de AK Partili Belediyenin Tepki Çeken Atatürk Afişi Kaldırıldı!
Eski Bakan Işın Çelebi'den Fenerbahçe'ye Sert Yanıt: ''Devletin İmkanlarını Kullanıp ‘Yapı’ Diyemezsin''
YORUMLAR
08.04.2023

Bu düğün geleneğini kim çıkardıysa mezarında ters dönsün be 🙏🏻😅

08.04.2023

Amin amin amin 😅😅

08.04.2023

Ayrıca dolunay zamanı kadının en doğurgan olduğu spiritüel bir zamandır

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ