Dalgıçların Açık Suların Karanlık Derinliklerinde Yaşadıkları Birbirinden Korkutucu 12 Olay

Derinliklerde yaşanan bu olaylar oldukça korkutucu... 😱

...bir balıkçının eldivenini bulduk, ancak adamın eli hala eldivenin içindeydi. Yerel polise gidip eldiveni teslim ettik ancak bize kayıp eli olan biriyle ilgili bir ihbar almadıklarını söylediler.'

...ve bir timsahın üstüne uçtum. Nefes almaya çalışırken bacağımın ona çarptığını hissettim, neredeyse göz göze geldik. Daha sonra timsah derinlere daldı ve bu saniyeler hayatımda yaşadığım en gergin anlardı. Bacağımı ısırıp beni aşağıya çekeceğini düşündüm ve tekne bana gelene kadar çığlık attım. 2-3 dakikanın ne kadar uzun olduğunu açık sularda yalnız kaldığınızda hissediyorsunuz. Bir daha asla.'

... okyanusun dibinde oldukça korkutucu durumda olan bir ceset bulduk. Birkaç gün önce kaybolan bir sörfçünün cesediydi ve kafasının, kollarının ve bacaklarının gözüktüğü bir dalgıç kıyafeti giymişti. Vücudunun açık kısımlarında bulunan etleri yengeçler yemişti, bu ceset adeta bir iskelet gibi duruyordu.'

...saat gece 1 civarıydı ve yaklaşık 30 metre derinlikte, hayal edebileceğiniz en karanlık yerdeydik. Arkadaşlarımla birlikte geceleri daldığımızda, suyun içindeki bulunan ve ışık yayan canlıları izlemek için bir çember oluşturup fenerlerimizi kapatırdık. Bu sefer ışıklarımızı kapattığımızda, etrafımızdaki canlıların ışığı yanımızda bir kişi daha olduğunu anlamamıza yetecek kadar aydınlattı. Bulunduğumuz yer dalgıçlar için popüler bir yerdi ve başka bir dalgıç görmemiz oldukça normaldi. Ancak saat gece 1 ve iskelede hazırlanan birini görmedik. Ayrıca tek başındaydı ve gece dalışlarında tek başına olmak oldukça tehlikelidir. En garibi ise palet ya da eldiven takmıyordu. Hava soğuk olduğu için dalgıç kıyafetlerimiz vardı ancak bu adamın bacakları ve kolları açıktaydı, ayrıca bacaklarından birinde kocaman açık bir yara vardı. Üçümüz de bu adamı fark ettik ve hareket edemeyecek kadar korkmuştuk. Adam bize gülümsedi, el salladı ve uzaklara doğru yüzdü...'

...yüzlerce balık ve minik kaplumbağalar vardı ve bizden başka kimse yoktu, çok keyifliydik. Daha sonra neredeyse araba boyutunda bir deniz kaplumbağası bize doğru yüzmeye başladı. Bu kaplumbağa denizin karanlıklarından bir anda bize doğru geliyordu, hayatımda daha önce bu kadar korktuğumu ve bu kadar hızlı yüzdüğümü hatırlamıyorum. Kıyıya çıktığımızda bir tepeye çıktık ve denize baktık. Kaplumbağanın kabuğu suyun üstünden gözüküyordu ve cidden minik bir araba büyüklüğündeydi.'

...20 metre kadar derindeydim ve bir balık sürüsünün yanında yüzdüğümü fark ettim. 30-40 tane balık vardı ve bu balıkların boyutları 60 santimetre -1.5 metre arasında değişiyordu. Parlak ve canlı renkleri vardı, farklı renkler yansıtılıyorlardı ve çok güzellerdi. Bu sırada bir anda bacağımı bir şeyin çekiştirdiğini hissettim. Bacaklarıma yani aşağıya baktım ve bir kaplan köpek balığının paletimi çekerek beni sürüklemeye çalıştığını gördüm. Saniyeler içinde paletimi kopartmıştı. Köpek balığı daha sonra uzaklaştı ancak yakınlarımda dolaşmaya devam etti. Sanırım tadımı merak ediyordu. Tekneye dönerken gözümü ondan asla ayırmadım. Suda yaşadığım en korkunç andı.'

...burada küçük bir tekne gördüm. Oldukça eskiydi, sanki eski bir filmden fırlamıştı. Suyun derinliklerindeydi ve çok iyi bir şekilde korunmuştu. Kolumu uzatsam dokunabilirdim. Herhangi bir hasarı ya da neden battığı hakkında hiçbir iz yoktu. Nedense bu olay beni çok ürkütmüştü. Anlayamadığım bir nedenden dolayı korktum ve geri döndüm. Suyun altında, havaya santimetreler kadar yakın olduğu halde yıllardır batmış bir şeyi böylesine görmek beni ürkütmüştü.'

...tekneye geri döndüğümde mayomun içinde ağır bir şey hissettim. Bunun mayomda kalan bir miktar su olduğunu düşündüm, şortumu salladım ve içinden oldukça zehirli bir yılan düştü.'

...1-2 tane köpek balığı gördüm ancak beni görmemezlikten geldiler. Ama ıskarmozlar oldukça meraklı... Suyun içinde aşağıya baktığımda neredeyse 1 metre kadar yakında bir ıskarmoz ve korkunç dişlerini gördüğümü hatırlıyorum. Sakin bir şekilde durmadan yüzdüm, daha sonra durup arkama baktığımda balık hala orada aynı şekilde duruyordu. Kıpırdamamıştı bile.'

...sonrasında gördüğümüz mağaranın içine girdik ve birden içerideki ışık garipleşti, suyun maviliği kırmızılığa dönüşmüştü. Şimdi bütün dalgıçlar bilir, garip olan sadece renk değişikliği değildi çünkü belli bir derinlikten sonra ilk kaybolan renk kırmızıdır ve biz 23 metreden daha derindeydik. Kırmızı rengin kaybolma derinliği ise 10-13 metre arasıdır. Daldığımız zaman ise güneşli bir sabahtı. Sonrasında olacakları söylemeden önce konu deniz yaşamına geldiğinde bir aptal olduğumu söylemek zorundayım, daha küçük bir çocukken deniz yılanlarını ellerime alır, ıskarmoz balıklarını izlemek için onları arardım, neredeyse 1 metre genişliğe sahip deniz kaplumbağalarını elimle severdim ama beni en çok korkutan olay deniz kabuğu çıkarmak için yaklaşık 6 metre derine inip kabuğu kaldırdığım sırada bileğim kalınlığında bir ahtapot vantuzunun kolumu tutup kabuğa doğru çekmesiydi kendimi ondan kurtarmayı başardım ve yüzeye parmaklarım yerinde güvenli bir şekilde çıkmayı başardım. Yüzeyde son bir kez daha suçluya bakıp oradan sağlam parmaklarımla sahile yüzdüm. Şimdi bulunduğum duruma bir bakın, yakın arkadaşımlar birlikte karanlık bir mağarada dalıyoruz ve birden hiçbir neden yok iken her taraf kırmızıya bürünüyor ve günün bu saatinde ve bu derinlikte neredeyse imkansız bir durum. Mağaradan çıkar çıkmaz renk tekrar maviye döndü. Sorunun benden kaynaklı olduğunu düşünmeye başlamıştım ki çıkar çıkmaz arkadaşım da aşağıda kırmızı görüp görmediğimi sordu. Bugün hala bunun bir cevabını bulamadık. Dalış kulübündeki insanların da söylediğimiz şeyler konusunda hiçbir fikirleri yoktu.'

... kanyonu çevreleyen tepelerde resif yapıları vardı ve dibine geldiğimde ise kum bir zeminle karşılaştım. Kum zeminde ise 1 ila 5 aralıklı bir sırada taş yapılar vardı ve taşlardaki delikler yaşamla doluydu. İki tepenin arasındaki zeminde yüzerken karnımda sert bir darbe hissettim ve korkuya kapılıp hemen geri çekildim. Dalış eğitmenime bu bilgiyi verdim ve ne olduğunu anlamak için incelemeye koyulduk. Sonrasında ise dev bir Müren balığı gördük (sonrasında bana dev bir Müren balığı olduğu söylendi.) Gerçekten dev gibiydi, hiç böylesine büyük bir şey görmemiştim. Uzunluğu rahat bir kaç metre vardı ve kalınlığı kafam ile aynı kalınlıktaydı. Düşündükten sonra muhtemelen yuvasına çok yakın bir mesafeden fark etmeden geçerken karnıma saldırdı. İnatçı olmadığı için şanslıydım.'

... akıntıyla birlikte kendimi ona doğru sürükledim ama yaklaştıkça düşündüğümden daha büyük olduğunu fark ettim ve giderek tehlikeli olmaya başladığını düşündüm. Bu şey rahatlıkla beni dibe çekebilir, ekipmanıma zarar verebilir ve muhtemelen beni bayıltabilirdi. Daha önce dev orfozların 1.5 metre büyüklüğündeki köpek balıklarını yedikleri videolar görmüştüm ve inanın bana bu onlardan bile büyüktü, şanslıyım ki bana bir şey yapmadı. Bu dalıştan sonra çok etkilenmiştim.'