Dalgıçların Açık Denizlerde Yaşadığı Size Gerilim Filmlerini Aratmayacak Tüyler Ürpertici 15 Gerçek Olay

Okyanus dediğimiz zaman içimizde karmaşık bir duygu uyanır. Bizi etkiler, aynı zamanda da içimizi korku ve adrenalin ile doldurur. Bu duyguyla baş edebilmek her yiğidin harcı değildir. Okyanus dışarıdan masmavi ve sakin görünse de dalış sporu oldukça zor. Acil durumlarla karşılaşmalarını geçtim, dalgıçların okyanusun engin maviliğine bakarken sakin kalmaları oldukça cesurca. Şu beş cümleden anlayacağınız kadarıyla, bu editörün az da olsa talasofobisi var😂😂.

1. "18 metre aşağıdayken oksijen tüpüm bozuldu. Ağzıma garip metalik, şekerli bir tat geldi ve bilincimi kaybetmeye başladım."

'Kendimi yüzeye doğru doğrultup denge yeleğimi (BCD) çektim ve yüzeye yaklaşık 6 metre kala bayıldım. Uyandığımda bir dalış teknesine çekiliyordum ve kulak zarım patlamıştı. O zamandan beri dalış yapamadım. Çok şanslıydım, boğulabilirdim.'

2. "15 yaşındayken teknemizle açıldım ve kafamı boşaltmak için kendi başıma resife daldım. Bu yaptığım birinci hataydı."

'Dalış sırasında 3,5 metrelik bir mako köpek balığının bana doğru geldiğini fark ettim. Bilmeyenler için söyleyeyim, makolar okyanusun çitaları olarak bilinirler ve iki nedenden dolayı hızlı yüzerler: meraktan (zararsız) ve açlıktan (çok tehlikeli). Bana doğru gelen 'açlık' modundaydı. Kaçmamın bir yolu olmadığı için eğitildiğim gibi kıpırdamadan durdum. 

Bugünlerde köpek balıklarını uzak tutan Shark Shields ile dalıyoruz, ancak o zaman kollarımıza zincir zırhlar giyiyorduk. Kolumuza giydiğimiz zırhın mantığı, köpek balıklarının metal tadından nefret etmesiydi. Kolunu ısırınca tadının iğrenç olduğuna karar verir ve sana saldırmayı bırakır. Neyse köpek balığının kolumu ısırmaması için mükemmel bir hamle yaptım. Ancak kolumu ısırmadan hemen önce zırhın kılıfını yatağımın üzerinde bıraktığımı hatırladım.'

"Bıçağımı çekmiştim, ancak şimdi birtakım problemlerim vardı."

'Kolumda kocaman bir yara vardı ve her yer kan olmuştu. Şoku atlattığımda, tuzlu suda olduğumu fark ettim. Tahmin edersiniz ki tuzlu su ve açık yara çok iyi giden bir ikili değil. Panik içinde ağırlık kemerimi çözdüm ve hiç zaman kaybetmeden yüzeye çıktım. Akıntıya dikkat etmediğim için teknemden yaklaşık 500 metre uzaklaşmıştım, o yarayla bir de tekneme yüzmem gerekiyordu. Alelacele karaya dönerken kanamayı durdurmak yapabileceğim turnikeden başka hiçbir şey yoktu.

Uzun lafın kısası, kendi başıma açtığım talihsiz olaylar bana 172 dikişe ve yüzlerce fizik tedavi seansına mal oldu. Köpek balığı trisepsime zarar verdi ve hayatımın geri kalanında kolumda belirgin bir yara iziyle yaşamama neden oldu. Ah, bir de merhum dedemin bana bıraktığı bıçağı da olay sırasında kaybettim.'

3. "Ben bir kurtarma dalgıcıyım ve biz Bahamalar'da bir Mavi Çukur'a dalarken bir dalgıç kayboldu."

'Bir iki saat süren bir aramadan sonra Mavi Çukur'a geri döndük ve dibe yakın bir yerde saatinin parıltısını gördüm. Cesedi kurtarmak için dibe inmeye başladık ancak dipte muhtemelen üremek için orada olan köpek balığı sürüsünü gördük. O kadar köpek balığı vardı ki asıl dibi görmemizi engelliyorlardı. Karanlık noktaya indim, cesedin kolundan tuttum ve yüzeye doğru yüzmeye başladım. Köpek balıkları da bizi takip etmeye başladı. Etrafımızda dönmeye başlamışlardı. Vurgun yememek için yarı yolda mola vermek zorunda kaldım. Ödüm kopmuştu. Derinliği yaklaşık 20 metre olan bir yerde elimde bir ceset ve bir köpek balığı sürüsüyle yedi sekiz dakika geçirdim.'

4. "Ailemle beraber dalmaya gitmiştik. Planımız kumsaldan küçük bir resife yüzmek, oradan da daha derine dalmaktı. Resife gittikten sadece birkaç dakika sonra annemle babam arasında bir şeyler olmaya başladı."

'Annem gergin görünüyor ve göğsünü tutuyordu. Hemen yüzeye çıktık. Annem koyu renkli bir sıvı tükürmeye başladı. Nefes almakta zorlanıyordu. Neyse ki bulunduğumuz kumsal oldukça kalabalıktı. Acil durum şamandırasını şişirdikten sonra cankurtaranlar geldi, annemi kıyıya taşıdı ve bir ambulansa bindirdiler. Annemde dalış ödemi (barotravma olarak da geçiyor) olduğu ortaya çıktı.

Her şey yolunda gitse de, okyanusta böyle acil tıbbi bir durum olması ayrıyeten korkutucu. Tam olarak derin bir dalış olmasa da hayatımın en korkunç anlarından biriydi.'

5. "Arkadaşımın eski ve yıpranmış denge yeleği (BCD) kendi kendine şişmeye başladığında yaklaşık 25 metrelik bir dalış yapıyorduk."

'Bu daha önce benim de başıma gelmişti, ancak o zaman hava hortumunu çıkartıp problemi çözmüştüm. Arkadaşımın aklına bunu yapmak gelmedi, ayrıca zamanı da yoktu. Başı aşağıdaydı ve dipte kalmak için debeleniyordu. Birkaç saniye sonra çoktan yüzeye çıkmıştı. Ben de çok hızlı olmamak kaydıyla onu takip ettim. Yavaş yüzsem de dekompresyon ölçerim bana uyarılar veriyordu. Yüzeyde buluştuğumuzda deneyimli olduğu halde neden basınç valfini kullanmadığını sordum, sonra valfi kullanmak için çekilen ipin eksik olduğunu gördüm. Havayı boşaltmak onun için tam anlamıyla imkansızdı.'

"Dalış yaparken vurgun yememek için yüzeye yavaşça çıkmanız gerekir. Çok yavaş çıkarsanız oksijeninizi boşa tüketirsiniz, ancak çok hızlıysanız emboli atmasına neden olabilirsiniz."

6. "Bir keresinde ailem Meksika'da dalış yapmaya gitti. Annem okyanus tabanına baktığı için babamdan biraz daha derindeydi."

'Annemin etrafında yüzen altın bir kolye vardı. O gün hava güneşliydi ve çok derinde değildiler o yüzden altın kolye pırıl pırıl parlıyordu. Annem aşağısında yüzen canlılara bakarken babam kolunu yakaladı ve dikkatini çekmek için sallamaya başladı. Annem yukarı baktığında hemen önünde parlak kolyeye bakan bir baraküda gördü. Işıltısını engellemek için elini kaldırıp kolyeyi yavaşça hayvanın önünden çekti. Hayvan anne ve babamı daha çok rahatsız etmeden yanlarından ayrıldı. Ürkütücü bir deneyimdi ama anneme dalış yaparken çevresine biraz daha dikkat etmesi gerektiğini öğretti.'

7. "Bir kez vurgun yedim. Dikkatli davrandım, grafiklerimi ve dekompresyon ölçerimi sürekli kontrol ettim. Uygun derinlik ve yüzey beklemem vardı ancak yeterince su içmemiştim."

'Eve gidene kadar hafif bir baş ağrısından başka bir şeyim yoktu. Uyandığımda sol kolumda, dirseklerimde ve parmaklarımda ağrı vardı. Daha sonra hastaneye kaldırıldım. Doktorlar dekompresyon odası kurulurken bana birkaç serum taktılar ve bir hemşireyle beni odaya gönderdiler. Yaklaşık bir araba uzunluğunda ve bir çift kişilik yatak genişliğinde bir tüpte 8 saat geçirdim. Oksijen veriliyordu ve bir IV'ye bağlıydım. IV o kadar gürültülüydü ki! Aynı 'derinliğe' iner inmez ağrılarım kayboldu. Çılgıncaydı!

Şu an iyiyim. Bir ay boyunca dalış yapmama izin verilmedi ama hepsinin acısını sonradan çıkarttım.'

8. "Kendimden çok daha deneyimli bir dalgıç grubuyla yerel bir gölde dalış yapıyordum. Bir grubu yönetmenin baskı ve sorumluluğuna alışmak için dalışa ben liderlik ediyordum ama aynı zamanda onlar da bana rehberlik ediyorlardı."

'Diğer dalgıçların işaretlediği yerleri takip ederek yönümüzü bulmaya çalışıyorduk. Bu işaretler, dalgıçların bir batık nesneden diğerine bizi yönlendiriyordu. Görüşümüz çok kısıtlı olduğu için bir tekneye çarpmak üzere olduğumu biliyorum ama hangisi olduğunu hatırlamıyorum çünkü art arda bir yürü batık bulunuyordu. Gruba liderlik ettiğim için en önde ben gidiyordum ve gözüme bir batıkta bir postal çarptı. Yeni görünüyordu, batıklardan çıkartılan eşyalara benzemiyordu. Daha önce dediğim gibi, su çok çamurlu olduğu için görüşümüz oldukça kısıtlıydı, bu yüzden bir postal teki olduğunu düşünüp elime almaya çalıştım ancak sanki ağır bir şeye bağlıymış gibi geldi. Bir türlü kaldıramadım. Elimi postaldan yukarı doğru ilerlettim ve bir bacak, sonra bir pantolon ve bir baldır hissettim. Artık iki bacağı da görür hale gelmiştim.'

"Arkamı döndüm ve gruba yüzeye çıkmaları gerektiğini belirten işareti yaptım. Herkesin burun kıvırdığını ve hiçbirinin yüzeye çıkmak istemediğini biliyordum ancak biri 'yukarı' işaretini yaparsa grup sorgulamadan yüzeye çıkmak zorundaydı."

'Yüzeye çıkmadan işaretlerle açıklamamı söylediler ama bir cesedi nasıl işaretleri kullanarak anlatabilirdim ki? Bana sakin olmamı ve yavaşça yukarı çıkmamı söyledilerse de, ben biraz acele ettiğimi düşünüyorum. Yüzeye çıktığımda yaşadığım adrenalin patlamasından düzgün bir şekilde nefes alamıyordum. Gruba aşağıda bir ceset bulduğumu söyleyince hepsi adeta gözlerini devirdi. Tam olarak gördüğümü açıklayınca cesedi bulmak için tekrar daldık. Tekneleri bulduktan sonra ileri mi yoksa geri mi gitmemiz gerektiğinden emin olamadık çünkü yüzeye çıkarken ne kadar sürüklendiğimizden ve cesedin hangi teknede olduğundan emin değildik. Cesedin olduğu tekneye gelmeden önce tüm teknelere baktık. Gemiyi bulduğumuzda liderimiz teknenin kabinine girdi ve bu noktada gerçekten cesur davrandığını kabul etmeliyim. Bir çamur bulutu ile beraber tekneden çıktı ve bize yüzeye çıkmamız gerektiğini belirten işareti yaptı. Daha sonra öğrendiğimiz bilgileri birleştirdiğimizde polislerin gölde aynı gün bir kurtarma eğitimi yaptığını öğrendik. Öğle yemeğine çıktıklarında anatomik olarak insanla birebir olan giydirilmiş lastik bebekleri gölde bırakmışlar.'

9. "Bir kasırgadan 1 gün önce Güney Pasifik'teki küçük adalardan bir tanesinde dalışa gittim. Ansızın siyah beyaz zehirli bir deniz yılanı koluma dolandı."

'Bunu büyük kasırgalardan önce yapabiliyorlarmış. Kasırgaları hissedebiliyor ve sudan çıkmak için çok fazla çaba harcamamak için kıyıya doğru giden şeylere dolanabiliyorlarmış. Deniz sığlaştığında kolumu bıraktı, karaya çıktı ve bir ekmek ağacının altına gitti. Yılanın beni ısıracağını ve öleceğimi düşünmüştüm. Anlaşılan o ki, sakin ama aceleci bir sürüngen için sadece bir taksiymişim.'

10. "Dalış lisansımı alırken eğer su altında nefessiz kalınırsa uygulanacak acil durum prosedürlerini canlandırmamız gerekiyordu. Yaklaşık 10 metre civarı olan dibe daldığımızda eğitmen, arkadaşıma ve bana havasız kaldığımızı simüle etmemizi söyledi."

'Bu durumda parmağınızla boğazınızı kesiyor gibi yapmak gibi kullanabileceğiniz birkaç el işareti var. Yapmanız gereken el işaretlerini yapmak ve karşınızdaki insanın vurgunu önlemek için yavaş ve kontrollü bir şekilde sizi yüzeye çıkartması. Ben yapmam gerekeni yaptım ve her şey yolundaydı. Acil çıkış simülasyonunu yapma sırası arkadaşıma gelmişti, bu yüzden dibe geri dönüyorduk. Ancak nefes almak benim için gittikçe zorlaşıyordu. Oksijen seviyeme baktım ve tamamen boştu.'

"Rahattım çünkü izlenmesi gereken porsedürü daha yeni yaptığım için tam anlamıyla biliyordum. Havamın bittiğini söylemek için eğitmene gerekli işareti yaptım, ancak o tatbikat sırasının arkadaşımda olduğunu söylemek için parmağını iki yana salladı ve arkadaşımı gösterdi."

'Bu noktada hiçbir şekilde nefes alamıyordum. Ben işareti daha sert bir şekilde yaptıkça eğitmenim daha da alaycı bir şekilde parmağını hayır anlamında sallıyordu. Göstergemi elime aldım ve eğitmene gösterdim ve onun alternatif hava teçhizatını aldım. Eğitmen kendi hava almak için kullandığımız ağızlığını ağzıma soktu. Prosedürden uzaklaşması benim paniklememe neden oldu. Sonra yanlışlıkla gözlüğümün gözümden düşmesine neden oldu ve soğuk su nedeniyle hiçbir şey göremez oldum. Yeleğimi manuel olarak şişirdim. Benim iskeleye uzaklığım yaklaşık 20 metreydi, o yüzden eğitmen arkadaşımın yanına geri döndü. Bu sırada arkadaşım okyanusun dibinde paletlerinden bir tanesini kaybettiği için kelimennin tam anlamıyla çıldırıyor. İskeleye geri döndüğümüzde arkadaşımla günün geri kalanındaki hiçbir aktiviteye katılmadık. Eğitmen gözlüğümü ve arkadaşımın paletini almak için geri döndü. Kursu tamamladım ve ondan sonra sadece bir kere dalmaya gittim. Son dalışımda bir anksiyete krizi geçirdim, belki de dalış bana göre değildir.'

11. "Bahamalar'daki Dean's Mavi Çukur'da yaklaşık 50 metrede serbest dalış yaptım. Daha önce hiç 30 metrenin üstünde bir serbest dalış yapmamıştım fakat akıntının olmadığı için Mavi Çukur bunun için mükemmel bir yerdi."

'Bu derinliğe dalmayı korkunç yapan şey, dolayı batamamanız ve bu aslında bakarsanız oldukça kötü. Yapmanız gereken çok az hava kullanarak kalçanızı aşağıya çekmek. Dalış sırasında sanki nefes borum çökecekmiş gibi bir baskı hissettim. Uyandığımda 50 metrenin işaretlendiği çizgiye kadar geldiğimi fark ettim. Çok korkutucu bir andı. Vücudumun baskıya dayanıp dayanamayacağımdan ve yüzeye yetecek kadar havam kalıp kalmadığından emin değildim çünkü yüzeye çıkmak yavaş ve yoğun bir süreçtir.'

12. "16 yaşındayken Grenada'da bir gemi enkazına tüplü dalış yapıyordum. Daldığımız yerin yaklaşık derinliği 20-30 metreydi. Eğitmenim dalıştan önce suda köpek balıklarının olabileceğini söylemişti."

'Sudayken bir delikten içeri girdi ben de onu takip ettim. Elimi deliğin bir köşesine sürtünce kesildi ve size yemin ederim ki Jaws filmindeki gibi elimden kanlar çıktığını gördüm. Nefes alışım ağırlaştı ve bu noktada bir köpek balığının beni kesinlikle gelip yiyeceğini düşünmeye başladım, ancak kanamayı durdurmak için elimi yumruk yapıp yüzmeye devam ettim. Yaklaşık 10 dakika sonra herkes keşif yapmak için dağıldı. Ben de sahip olduğum hava miktarını kontrol ettim ve gösterge sayacın kırmızı bölgesindeydi.'

"O sırada görebildiğim tek kişi abimdi."

'Abim bizden oldukça uzakta olan eğitmenin yanına yüzdü. Abim benden kat be kat deneyimliydi ve bu durumda ne yapacağımı bilmeden, sanki tüm eğitimimi unutmuşum gibi sadece ona bakıyordum. Eğitmen geldiğinde her şey yolundaydı. Yedek maskesini ve havasını kullanarak yüzeye çıktım. O ekibin yanına döndüğünde de beni alması için teknenin gelmesini bekledim. Sonunda her şey yolundaydı ama dalış sırasında köpek balığının beni gelip yemesini hareketsiz bir şekilde beklediğimi hatırlıyorum. Oksijensizlik daha büyük bir problem olsa da, o sırada köpek balıklarından gerçekten daha çok korkmuştum. Bu olay oldukça sinir bozucuydu çünkü ben tekneye çıktıktan sonra herkes güzel bir yılan balığı görmüş.'

13. "Neredeyse bir yıl boyunca suya girmemi engelleyen iki mağara dalışı deneyimim oldu."

'İlk önce nereye gideceğimizi gösteren kılavuzumuz bir yere takıldı ve onu kaybettik. Onu bulmak için epey bir odacık geri gittik. Sonra arkadaşımla benim oksijenimiz bitti. Dalışımızı iki saat planlamıştık ve tanklarımızda yaklaşık dört saat yetecek havamız vardı, ancak o kılavuzu bulmak gerçekten çok zamanımızı almıştı. Acil durum tanklarımızı kullanmak zorunda kaldık. Sadece 50 kere nefes alabileceğinizi bilmek, aklınızın bir köşesinde geri sayım yapmak ve kapalı alanda daha ne kadar yüzmeniz gerektiğini bilmemek kadar korkutucu bir şey yok.'

14. "İlk dalışlarımdan bir tanesi sırasında koşullar oldukça kötüydü. Güçlü bir akıntının yanında kum ve enkaz yüzünden görüş mesafemiz 30 santim kadardı."

'Nedense eğitmenimiz 13 metrenin altına indiğimiz zaman her şeyin iyi olacağını söyledi. Bir kılavuz tele tutunarak derine inmeye başladık ve yaklaşık 16 metreye indikten sonra kardeşim ve ben etrafımızda gruptan kimseyi göremedik. O derinlikte telin altında 10 dakika kadar bekledik. Kimse gelmeyince grubun geri kalanının yüzeyde beklediğini düşünmeye başladık. Yüzeye çıktığımızda grubumuzdan bir adam şamandırada oldukça kafası karışmış bir şekilde duruyordu ve bizi getiren tekne de gitmişti.

Görünüşe göre koşullar o kadar kötüydü ki tekne, dalgalar yüzünden bizim üzerimize çıkmasın diye uzaklaşmış. Ancak dalgaların büyüklüğünden dolayı bizi bulamamış. Onlar yerimizi tespit edene kadar bir saat boyunca suda bekledik. Hayatımda hareket yüzünden hiç bu kadar midem bulanmamıştı. Ayrıca şu ana kadar yaşadığım en kötü dehidrasyon süreciydi.'

15. "Kerevit ve ıstakoz avlamak için dalış yapan bir adam tanıyorum. Bu hayvanlar genellikle okyanus kenarlarındaki kayaların altında saklanırlar."

'Av sırasında bir mağaradan çıkan bir kaplan köpek balığı ona çarptı, kolunu ve kaburgalarını kırdı. Köpek balığı ona başka bir şey yapamadan kayalara tırmanmayı başardı. Hayvanın sadece onu test ettiğini söylemişti.'

Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım...

Bu içerikler de ilginizi çekebilir 👇

Talasofobisi Olanlar Bakmasın! Okyanuslar Hakkında Tamamen Gerçek Olan Birbirinden Ürkütücü 13 Bilgi
Okyanusların Korkulu Rüyaları Köpek Balıklarını Bile Dize Getirilebilen Bir Rahatsızlık: Tonik Hareketsizlik Etkisi
Dalgıçlar 'Batmayan Gemi'ye Yıllar Sonra Tekrar Daldı: Titanik'in En Net Görüntülerine Ulaşıldı

Popüler İçerikler

HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu
Okullardaki Yılbaşı Kutlamalarına Gelen Yasağa Mustafa Sandal'dan "Onlara İnat 'Duble' Kutlayacağız!" Tepkisi
Önce Meydan Okuyup Sonra R Yapmıştı: Murat Övüç "Bülentinkiler Sahte" Dediği Diva'nın Eteklerine Kapandı!