Tıp dünyası birbirinden ilginç hastalıklara şahitlik ediyor takdir edersiniz ki. Bu hastalıklar arasında tedavisi bulunan da var bulunmayan da... Fakat bazı hastalıklar bir o kadar ilginç ve ürkütücü gelebiliyor. Tıp dünyasının bile ağzını açık bırakan o hastalıklara gelin beraber bakalım. Aralarında Guiness Rekorlar Kitabı'na giren bile var! Detaylar...👇
Küçük kız, iki bacağı da kaynaşmış bir şekilde dünyaya geldi. Doktor raporlarına göre kızın çalışan tek bir böbreği vardı. Bunun yanı sıra iki bacağın da tamamen kaynaştığı rapor edilen bilgiler arasında.
Minik kız 2009 yılında, 10 yaşında şiddetli akciğer iltihabından hayatını kaybetti.
Doktorlar, Katie'nin beyni etkileyen bir büyüme ve gelişme bozukluğu olan 'megalencepahly' hastalığına sahip olabileceğini tespit etti. Doktorlar sadece görünüşe bakarak böyle bir sonuca varsalar da küçük kızın gösterdiği diğer belirtiler başka hiçbir hastalıkla örtüşmüyor.
'Kafasından kist bile alındı. Onu sonsuza dek mutlu edeceğimize inanıyoruz. Katie bizi mutlu ediyor'
Annesi ilk doğurduğunda uzun uzun bakıp 'kızım nerede?' deyip ağladığını söylüyor.
Juliana yüzü için 45 kez ameliyat olsa da vücudu ve beyni her zaman sağlıklıydı.
Annesi henüz Virsaviya'ya hamileyken kızının daha doğmadan göğüs kafesinin ve karın kaslarının düzgün oluşmamasına sebep olan nadir bir bozuklukla doğdu. Bu durum küçük kıza herhangi bir ağrı ya da acı hissettirmese de kalbi vücudunun içinde değil!
Doktorların olumsuz düşüncelerine rağmen kendisi hayatta kaldı ve şu an ergenlik çağında!
Trimetilanüri isimli genetik bir duruma sahip olan Alyssa, vücudundaki keskin kokuya sebep olan kimyasal trimetilamin'i parçalayamıyor. Bu nedenle vücudu keskin bir balık kokusu üretiyor.
Merrick'in deformiteleri çocukluğunda ortaya çıkmaya başladı. Önce dudağında yüzüne yayılan bir tümörle, sonra da alnında kemikli bir yumruyla, sağ kolu ve ayakları anormal şekilde büyüdükçe ve cildi pürüzlü, çukurlu bir doku kazanmaya başladı. Buna karşılık sol kolu gibi diğer uzuvları da normal gelişimlerini sürdürdü.
1909'da dermatolog Frederick Parkes Weber, Merrick'i Von Recklinghausen hastalığı veya tümörler ve pigmentasyon lekeleri üreten genetik kökenli bir bozukluk olan nörofibromatozis tip 1 (NF-1) vakası olduğunu söylese de bu bozukluk Merrick'in derisinde mevcut değildi. Ayrıca yirminci yüzyıl boyunca, Fil Adam'ın Maffucci sendromu ve McCune-Albright sendromundan mustarip olduğu ancak her iki durumda da ikna edici kanıtlar olmadığı öne sürüldü.
Çin'deki doktorlar bu durumun son derece nadir olduğunu bildirdiler.
İlk başlarda 1 cm uzunluğunda olan bu 'boynuz' sonrasında 13 cm'ye kadar büyüme katetti.
'Şu an sadece acı veriyor. O kadar acıtıyor ki beni uykumdan uyandırıyor'
28 yaşındaki Nadia Lauricella, kısa veya uzuvsuz doğduğu Phocomelia adı verilen nadir bir durumla doğdu. Kolsuz ve hatalı deformasyona sahip bacaklarla dünyaya geldi.
Okulda hiç kimsenin onu aşağılamadığını söyleyen Nadia, yabancılardan da ilginç bakışlar aldığının da altını çiziyor.
Dünya çapında, fetüsün beyninin öne doğru büyümesini ve bölünmesini önleyen Holoprozensefali (HPE) rahatsızlığı olan sadece on yedi çocuktan biriydi.
Bazen günlerce bazen de haftalarca uyuduğunu dile getiren Jody, tuvalete ya da yemek yemeye kalktığında uyurgezer olduğunu da söylüyor.
Kendisinin enine doğru yüz yarığı bulunuyordu. Bu da ağzının her iki tarafından kulaklarına doğru giden iki büyük boşluk olduğu anlamına geliyor.
Hamileliği esnasında üç ultrason taraması geçiren kadın, doktorların hiçbir deformasyon tespit edemediğini dile getirdi. Çin'deki geleneksel yerleşkede yaşayan aile, çevresi tarafından da aşağılandığının altını çiziyor.
Koswara, insan papilloma virüsü (HPV) enfeksiyonlarına ve ağaç kabuğuna benzeyen pullu siğillerin büyümesine neden olan Lewandowsky-Lutz displazisiyle yüzleşiyordu.
İlk doğduğunda bebeğe mikrohidranensefali teşhisi kondu.
Kendisine polidakitili teşhisi kondu. Polidaktili doğuştan gelen fiziksel bir anormallik olarak el ya da ayak parmaklarının normalden çok sayıda olması halidir.
Dünya çok garip bir yer, eğer bu sayfada gördüğümüz insanlar dünya nüfusunun en az %90'nını oluşturuyor olsalardı, annelerimiz bizleri görünce üzüntüden ağlayacaklardı.Onlarca ameliyatı bizlere yapıp, onlara benzetilmemiz için uğraşacaklardı. Yani acı çekmiyor olsalardı bile tek sorunları bizlerin bakış açısı ve empati yoksunluğumuz olacaktı.Acil şifalar dilerim