Farkında olmasak da insan yavaş yavaş evrim geçirmeye devam ediyor.
Farkında olmasak da insan yavaş yavaş evrim geçirmeye devam ediyor.
Genetik mutasyonlar ve çevresel faktörlerle olan bu ilerlemeye 'mikro-evrim' deniyor. Elbette bu evrimi birkaç kuşakta görmek imkansız ama bilimsel çalışmalar bu ufak tefek değişimleri ortaya koyuyor.
Buna göre erkeklerin boyu giderek uzarken, kadınların da giderek kısalacağı ön görülüyor.
Tabii bu aşırı bir kilo değil. Ortalama kilonun artmasından, birkaç kiloluk farklılıktan söz ediyoruz.
Bu da evrimin büyük kanıtlarından biri olarak görülüyor. 2100 yılında doğan neredeyse herkesin bu damara sahip olacağı belirtiliyor.
Yüzün üst kısmı daha belirgin, alt kısmı daha geri planda kalıyor.
İlk çağdan günümüzü yeme alışkanlıkları çok değişti. Günümüzde çok daha az çiğnemeye ihtiyaç duymamız nedeniyle pek çok insanın dişleri çenesine sığmıyor. 20'lik dişlerin çeneye sığmaması evrim kanıtlarından biri olarak görülüyor. Çeneni giderek küçülmesi, kafatasının daha da büyümesine yer açıyor.
Kafatası çenenin küçülmesi sebebiyle büyür ve sertleşirken, beyin ise şaşırtıcı şekilde küçülüyor. Bu konuda farklı araştırmalar var; ama genel olarak kadınların kafasının küçüldüğü gözlemlenmekte.
Bu basit biyoloji bilgisini bilmeyen yoktur. Ancak yapılan araştırmalara göre insanlar giderek daha fazla ayak kemiğiyle doğuyor ve giderek daha kemikli görünümlü ayaklara sahip oluyoruz.
Aslına bakarsanız şu an da yaşayan tüm sağlıklı genç kadınlar, istisnalar dışında büyükannelerinden daha geç yaşta menopoza girecek. Gelecekte de bu durumun devam edeceği ve menopoza girme yaşının çok daha geç olacağı öngörülüyor. Kadınların çocuk sahibi olma aralığı genişliyor.
Bağımlılığa yol açan gen reseptörlerinin çekinik olarak yeni nesillere aktarılmasının zorlaştığını fark eden bilim insanlarına göre görünüş değişse de gelecek nesiller daha zor koşullarda hayatta kalmak için daha sağlıklı vücutlara sahip olacaklar.
Tam tersinin olması gerektiğini düşünmüştüm. Kadın çalışma hayatına katıldığı için ve seks özgürlüğünü elde ettiği için doğurganlığın azalması ve orgazm oranının yükselmesi gerekmez miydi
İnsanların ortalama yaşam süresi uzuyor. Bu da biyolojik değişmeleri zamana yayıyor. Yaşanılan ortama ayak uydurma süreci içerisinde çok uzun yıllar içerisinde mutlaka değişiklikler olacaktır. Fakat bu değişiklikleri keskin bir şekilde "böyle olacak" diye sınıflandıramayız. Ancak içerikteki gibi kanıtlar ile ön görü yapabiliriz.
Bir SJW hayali işte.