İlkokul eğitimi, belki de şu an bile karakterimizi şekillendiren en önemli süreçlerden biriydi. Hepimiz o sıralardan, o okullardan geçerken hemen hemen aynı şeyleri yaşadık. Şimdi dönüp bakınca az buz şeyler görüp geçirmemişiz arkadaşlar. Bakın bazıları aşağıda yazıyor:
Bitlenmek, her çocuğun kaderi gibi bi şey. Bunu ancak annesi tarafından kafasına gaz yağı boca edilenler anlar. Bir de o iğrenç kokulu şampuanlar vardı ki offf off! Üstelik daha saçlarınızın incecik tarakla yolunmasından bahsetmedim bile.
Sağa, sola bakıp 'Acaba hangi ev bu ya?' diye aradıysanız bizimlesiniz! Köyü olanlar neyse de, olmayanlar için epey zor bir durumdu.
Özellikle teneffüslerde 'Biri düşse de tentürdiyot götürsem' diye sağı solu kesen bir çocuk gördüyseniz, bilin ki o Kızılay koludur.
Öğretmen diyor ki 'Ahmet sen muz getir'. Babana 'Öğretmen muz istedi' diyorsun, adamcağız işten çıkınca manava uğrayıp ithal Çikita muz alıyor. Herkes Anamurlu değil ki muzun hasını alsın!
Çakallık ciğerlerimize ta o zamandan işlemiş işte, yapılacak bir şey yok.
Ateş bulunuyor, olaylar gelişiyor. Yok o da yetmiyor, onun cilalısı çıkıyor hadi bi daha... Fatih Sultan Mehmet gemileri karadan yürütüyor, bu sırada Fransızlar boş durmuyor ALLAH ALLAH BEEE!!!!
Ayran içmek bile bazen lüks kaçıyordu. Bakın hamburger konusuna falan hiç girmiyorum dikkat ederseniz!
Bunu düşünürken bile burnuna o müthiş(!) koku gelen elini kaldırsın!
İnsan oraya fasulye yazar, kereviz yazar ne bileyim başka bir şey yazar. Neden yaz tatilini dört gözle bekleyen çocukları üzdünüz örtmenim?
Koskoca öğretmenin elçisi olmak kolay değil. Nerden baksan vekil tayin etmiş, onu temsil ediyorsun.
Hala daha aramızda durup dururken bu şiirleri söyleyen 30 yaşında eşek kadar insanlar var :(
Çünkü en güzeli onları oyup oyup boyamaktı. Bu işte başarılı olan çocukların her biri, şu an tasarımcı olmuştur herhalde.
Sınıf başkanı dediğin kaymakam gibi, vali gibi adamdı tabi be!
o günlere geri dönmek istiyorum. simit yiyip ayran içmek, okulun korosuna katılıp şarkılar söylemek, okulda kat nöbetçisi olup sınıftan arkadaşımı aldırmak istiyorum.
bi de çubuklar ve fasulyeler vardı haaa abaküste..fişler vardı hergün 100 tane yazmak zorunda olduğumuz.defter kenarlarını süslemek vardı kırmızı kurşun kalemi olan şanslıydı..özledim ne diyim..
11. Hala aklımdadır "yediyordu elif kağnısını, kara geceden, geceden" El kadar çocuğum, yediyordu ne demek, kağnı nedir, hiç haberim yok. Anlamadan okuyorduk. Hala bilmem 'yediyordu'nun anlamını.