Cumhuriyetten İmparatorluğa Roma’nın Antik Dünya’ya Şekil Veren Hükümdarları

M.Ö. 753’te kurulup M.S. 395’te ikiye bölünene değin krallık, cumhuriyet ve imparatorluk rejimleriyle yönetilen Roma, tarihe izini bırakmış, vakti zamanında kasabadan hallice bir şehir devletini, 50 ila 90 milyon insanın yaşadığı 6,5 milyon kilometre karelik bir cihan devletine dönüştüren pek çok isim tarafından yönetildi. Acımasızlıkları ve yolsuzlukları kadar yenilikçi ve akıllı olan bu hükümdarlardan en etkililerini merak ediyorsanız içeriğimize buyurun. 👇

1. Jül Sezar (M.Ö. 49 – M.Ö. 44)

Roma Cumhuriyeti’nin son konsülü olan Gaius Iulius Caesar, hiçbir zaman imparator olmadı. Fakat Hispanya ve Galya’nın fethinde pay sahibi olmanın yanı sıra, Roma İmparatorluğu’nun kuruluşunda önemli bir yeri olan bir dizi reformu gerçekleştirdi. Roma Senatosu’nu genişleterek Jülyen takvimini buldu, Roma sınırlarının içinde yaşayan herkese vatandaşlık verdi ve devletin sahip olduğu zenginlikleri yoksullar arasında paylaştırdı. Bu reformlar, Sezar’ı Roma halkı arasında popüler bir figür hâline getirirken seçkin zümreden uzaklaştırdı, ki bu durum da düzinelerce Senatörün elinde bıçaklanarak ölmesine neden oldu. Sezar’ın ölümüyle Roma resmen imparatorluk düzenine geçti.

2. Augustus (M.Ö. 27 – M.S. 14)

Octavian olarak da bilinen Gaius Octavius Thurinus, Roma İmparatorluğu’nun ilk imparatoru olarak ülkeye hükmetti. Ağustos ayına ismini veren imparator, Roma ekonomisinin, tarımsal üretimin ve sanatın canlanarak geliştiği Pax Romana adlı barış dönemini başlattı. Bu dönemde Roma nüfusunu artırmak için üçten çok çocuklu ailelere vergi teşvikleri ve çocuksuz evlilere cezalar da dâhil olmak üzere bir dizi reform yaptı. İnşaata önem veren bir hükümdar olarak Roma’daki pek çok büyük tapınağın inşasını ve bakımını yaptırırken, ünlü su kemeri ağını da genişletti.

3. Tiberius (M.S. 14 – M.S. 37)

Roma’nın topraklarını genişletme konusunda büyük çaba gösterip başarılı olan Tiberius Caesar Augustus, imparator ve siyasetçi olmakla pek de ilgili bir şahıs değildi. Öyle ki, Romalı filozof İhtiyar Pliny tarafından ‘insanların en kasvetlisi’ ilan edilmişti. Ancak konu komşuların topraklarını işgal edip Roma’ya yeni vilayetler katmaya geldiğinden kimse eline su dökemezdi. Antik Roma’nın en büyük askeri fetihlerinden birine öncülük eden imparator olarak ülkenin sınırlarını günümüzün Hırvatistan’ından Almanya’ya kadar genişletti.

4. Vespasianus (M.S. 69 – M.S. 79)

İmparator Nero’nun zalimane hükmünden sonra bir yıl içinde tahta geçen dördüncü imparator olan Caesar Vespasianus Augustus, Roma’yı yönetsel istikrarsızlık krizinin tam da ortasında devraldı. Roma’ya istikrar ve refahı yeniden getiren, ülkeyi tekrardan rayına sokan Vespasianus oldu. Hükmü sırasında mali sistemde reform yaptı ve Kolezyum gibi pek çok görkemli inşaat projesini başlattı. Aynı zamanda Flavius Hanedanı’nı kurarak kendisinden sonra tahta oğullarının geçmesine vesile olarak otuz yıllık bir mali ve kültürel refah devrini getirmiş oldu.

5. Trajan (M.S. 98 – M.S. 117)

Roma’nın altın çağı olarak nitelendirilen Nerva-Antonin Hanedanı yönetimindeki imparatorluğun ikinci hükümdarı olan Caesar Nerva Trajanus, fetih hareketleriyle Roma’yı 57 milyon insanın yaşadığı, Avrupa, Afrika ve Asya’da 1.7 milyon kilometrelik bir alana hükmeden bir devlete dönüştürerek en geniş sınırlarına ulaştırdı. Askeri başarılarına ek olarak hâlâ ayakta duran Trajan Sütunu gibi pek çok inşaat projesini başlattı. Augustus’un uzun zaman önce başlattığı yoksul vatandaşlara yardım programlarını iyileştirip kapsamlarını artırarak Roma’yı, tarihteki ilk refah devletlerinden biri yaptı.

6. Hadrianus (M.S. 117 – M.S. 138)

Caesar Traianus Hadrianus, Roma’nın içinde ve sınırlarında güvenliği sağlaması ve bunu yaparken sergilediği benzeri görülmemiş mühendislik hünerleriyle en büyük imparatorlardan biri olarak tarihe geçti. Yaklaşık 120 kilometre uzunluğundaki Hadrian Duvarı’nı inşa ederek Britanya’daki Roma topraklarının güvenliğini sağladı. Betonu kullanarak yenilikçi biçimlerde yapılar inşa ettiren Hadrianus’un hükmünden geriye kalan en önemli yapılar arasında Panteon da yer alıyor.

7. Antoninus Pius (M.S. 138 – M.S. 161)

Titus Aelius Hadrianus Antoninus Augustus Pius, barışın hâkim olduğu bir dönemde Roma’ya hükmetti. Savaş ve kargaşanın olmaması sayesinde selefi Hadrianus’un altyapı projelerini ve sivil reformlarını sürdürmeye odaklandı. Roma’ya yaptığı en büyük katkı ise hukuk alanında gerçekleşti. ‘Doğa hukukunu’ uygulayan ilk imparatorlardan olan Antoninus Pius, çok sonraları Britanya, Fransa ve Almanya gibi kendi hukuk sistemini geliştiren ülkelerin başvurduğu bir hukuk sistemi geliştirdi ve uygulamaya soktu.

8. Marcus Aurelius (M.S. 161 – M.S. 180)

‘Filozof imparator’ olarak bilinen Marcus Aurelius Antoninus, günümüzde esaslı felsefe metinleri arasında yer alan yazılar yazdı. Açık ve tarafsız bir düşünür olmanın evrensel akıl edinmenin anahtar olduğunu iddia eden Helenistik felsefe okulu Stoacılığın şiddetli bir taraftarı olan imparator, en önemli filozoflardan biri olarak adını tarihe yazdırdı. Kendisinin elinden çıkma Kendime Düşünceler kitabı, bir şaheser olarak kabul edilir.

9. Valerianus (M.S. 253 – M.S. 260)

Yaptıklarından çok kendisine yapılanlarla tarihe geçen ve Hristiyanlara uyguladığı zulümle bilinen Publius Licinius Valerianus, M.S. 260’da Sasanilerle yapılan Edessa Muharebesi’nde esir alınarak düşmanları tarafından esir edilen ilk imparator oldu. Daha önce benzeri görülmeyen bu tutsaklık, İmparatorluk tebaasını şok ederken Valerianus’un asla kurtarılmaması durumu daha da kötüleştirdi. İmparator esarette bilinmeyen koşullar altında öldü. Roma’nın kendi imparatorunu kurtaramaması, Romalıların gücüne büyük bir darbe indirdi ve o güne değin ‘yenilmez’ olarak kabul edilen Roma’nın devrilebilir olduğunu gösterdi.

10. Diocletianus (M.S. 284 – M.S. 305)

Gaius Aurelius Valerius Diocletianus, Roma’yı iç savaş, siyasi istikrarsızlık, isyanlar ve istilalarla dolu imparatorluğun çöküşün eşiğine geldiği, yaklaşık 50 yıl süren Üçüncü Yüzyıl Krizi’nden kurtarması ve tetrarşi yönetimine geçmesiyle biliniyor. Tetrarşiyi uygulayarak, doğu ve batıda birer imparator, bir de yanlarında iki müşterek imparator olmak üzere dört lider tarafından yönetilmesini sağladı. Tetrarşi yönetimi uzun süre uygulamada kalmasa da Roma’nın Doğu ve Batı olarak ikiye bölünmesine zemin hazırladı. Yine de bu hareketle imparatorluğun ömrünü uzatmayı başardı.

11. Büyük Konstantin (M.S. 306 – M.S. 337)

Çoğu insan tarafından son Batı Roma İmparatoru olarak kabul edilen I. Konstantin, Roma’yı geri dönüşü olmayacak şekilde değiştiren pek çok hamle yaptı. M.S. 313’te Milano Fermanı’nı ilan ederek Hristiyanlığa hoşgörü gösterdi ve de Hristiyan olan ilk imparator olarak tarihe geçti. Ayrıca sonraki bin yıl boyunca ülkenin merkezi olacak olan Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkenti Konstantinopolis’i (günümüzde İstanbul) kurdu.

Bu içeriklere de göz atabilirsiniz 👇

Bugüne Kadar Antik Roma ile İlgili Tarih Derslerinde Asla Duymadığınız Birbirinden Enteresan 14 Bilgi
Biraz da Genel Kültür: Roma İmparatorluğu'nda Günlük Hayatın Nasıl Olduğunu Merak Edenleri Şaşırtacak Bilgiler
Antik Roma Hakkında Daha Önce Duymadığınız Hepsi Birbirinden İlginç Detaylar

Popüler İçerikler

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Karşıtlarına Mesaj Yolladı: "10 Yıl Daha Yaşasa Bambaşka Olurdu"
İzmir'de 5 Küçük Kardeşin Öldüğü Yangın Faciası: Bakanlık, Aileyi 18 Kez Ziyaret Etmiş!
Eski Bakan Işın Çelebi'den Fenerbahçe'ye Sert Yanıt: ''Devletin İmkanlarını Kullanıp ‘Yapı’ Diyemezsin''