“Kocam o tarihte İstanbul Polis Okulu’nda hoca idi. Gümüşhane’ye tayin edildi. Gitmedik. Burada kalmak için çok çalıştık. Menderes’e bu işi yaptırmanın çarelerini aradım. Bir gün Tarabya’da, Piliç Osman (Osman Aytuğ) ile tanıştım. Bize Başbakan’ı çok iyi tanıdığını ve beni Menderes ile tanıştırabileceğini söyledi. Ertesi gün, Menderes telefon ettirdi ve imzalı kitabımı istetti. Kocama sordum, muvafakat etti. Bu şekilde tanıştık, eve gelmeye başladı. O geleceği vakit, kocam hasta dahi olsa evden çıkardı. Pencerede parolamız vardı. Kocam başvekilin gittiğini anlar, dönerdi.”
bu sapık başbakanın aşklarını gayrimeşru çocuğunu ve onu öldürtmesini suzan sözerin göz göre göre eşini boynuzlaması ve eşinin bişey diyememesi menderesin eşinin de aynı surumda olması ve bunları yeni duyan menderese tapan yurdum insanı bu ülke 1950 den sonra herşeyini kaybetti şuan bağımsız da değiliz özgür de değiliz ahlaklı da değiliz zengin de değiliz herşey bu menderes le başladı kenan evran özal ve hüloğğğğ ile devam ediyor
boşuna şerefsiz demiyoruz menderes ve aynı kafadakiler için .ülkeyi abd ye sattı , karısını kızını da kim bilir kime?
Ayrıca Menderes'in yassıada'da görülen "bebek davası" vardır. menderes'in ayhan aydan'dan olan bebeği dr. fahri atabey'e öldürttüğü gerekçesi ile de yargılandı. fahri atabey'de ceza almamak için menderes ile ağız birliği yaparak bebeğin doğumda kordon bağının boynuna dolanmasından dolayı doğumda öldüğünü beyan etmesi üzerine bu davadan yırtmıştır