TGC: 17 ARALIK KOMİSYONU İÇİN YAYIN YASAĞI SANSÜRDÜR
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu yaptığı açıklamada TBMM Başkanlığı’nın 4 bakan ifade vermeden önce 17 Aralık komisyonu için yayın yasağı kararı aldırmasını sansür olarak nitelendirdi.
Açıklamada bu kararla halkın haber alma ve bilgilenme hakkının ortadan kaldırıldığı belirtildi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu’nun açıklamasında şu görüşler yer aldı:
“17 Aralık operasyonunun ardından görevden alınan eski bakanlar Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar hakkında kurulan Meclis Soruşturma Komisyonu’yla ilgili haberlere yayın yasağı getirildi. TBMM Başkanlığı tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen yazıda, 27 Aralık 2014′e kadar istenen yayın yasağı, Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliği tarafından ‘uygun’ görüldü.
Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesi’nin vermiş olduğu yayın yasağı basın özgürlüğünü zedelemiştir. Basının görevi kamu yararını ilgilendiren bütün konularda bilgi ve fikirleri topluma aktarmaktır. Demokratik rejimlerde basın hürdür ve sansür edilemez.
Kamuoyundan haber gizleme talebinin halkın temsilcilerinden oluşan TBMM’nin başkanlığından gelmesi de üzücüdür. Demokrasilerde her türlü siyasi tartışmanın halk ile paylaşılması esastır.
Yayın yasakları ile olayların kamuoyuna aktarılmasının engellenmesi Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na da aykırıdır. Bilgi edinme yurttaşlara tanınmış bir haktır. Habere ulaşmak, haberi yorumlamak ve haberi serbestçe yayınlamak da basın özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilir. Yayın yasakları bu hakkı zedelemektedir.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu olarak ister siyasi otoritelerce ister mahkeme kararlarıyla halktan haber gizlemenin sakıncalarını da sıkça yineledik.
Yine diyoruz ki, bu tür yasaklamalar, fısıltı gazetesinin yaygınlaşmasına, gerçeklerin çarptırılmasına yol açacaktır. Bir kez daha giderek artan yayın yasaklarının siyasetçiler tarafından sansür amacıyla kullanılmamasını ve çok sesli bir toplum için halkın haber alma özgürlüğünün kısıtlanmamasını istiyoruz.”
BASIN KONSEYİ: YASAKLAR, GERÇEKLERİ DEĞİL; ÖZGÜRLÜKLERİ YOK EDER
Yayın yasağı ile ilgili bir açıklama da Basın Konseyi’nden geldi.Konsey, yayın yasağı getirilmesinin sansür olduğunu vurguladı ve mahkemenin böyle bir yetkisinin bulunmadığını belirtti. Basın Konseyi tarafından yapılan açıklamada şunlara değinildi:
“Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliği’nin böyle bir karar verme yetkisi yoktur. Geleceğe dönük olarak genel bir yayın yasağı getirilmesi şeklinde bir karar verilemez.
Ankara 7. Sulh Ceza Hâkimliği, dört eski Bakan hakkında yürütülen meclis soruşturmasına ilişkin olarak, 27 Aralık 2014 günü mesai sonu bitimine kadar tüm yazılı, görsel ve internet ortamında yapılan yayınlar hakkında yayın yasağı konulmasına karar vermiştir. Ne var ki, ne kararın dayandırıldığı Basın Kanunu m. 3/2′de ne de TBMM Başkanlığı başvurusunda dayanılan Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 157. maddesinde, yayın yasağı kararı verilmesine olanak sağlayan bir düzenleme yoktur. Dolayısıyla, Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliği’nin böyle bir karar verme yetkisi yoktur.
Ayrıca, böyle bir karar verme yetkisi olsaydı bile, bu tedbiri zorunlu kılan fiili ve hukuki nedenlerin kararda açıkça izah edilmemiş olması, Anayasa’nın ‘Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır’ şeklindeki 141/3. maddesine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin adil yargılanma hakkını düzenleyen 6. maddesine aykırıdır.
Kaldı ki, ‘masumiyet karinesi veya soruşturmanın gizliliği ihlal edilmektedir’ gerekçesiyle, geleceğe dönük olarak genel bir yayın yasağı getirilmesi şeklinde bir karar verilemez.
Soruşturmanın gizliliğini ihlal, haber verme hakkı şeklindeki hukuka uygunluk nedeni istisnasıyla, adli bir suçtur; keza, haber verme maksadını aşan, iftira ve hakaret niteliğindeki yayınlar da Türk Ceza Kanunu uyarınca cezayı gerektirir. Bu bakımdan, haber verme hakkının sınırlarını aşan kişiler her zaman sorumlu tutulabilirler. Ne var ki, Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliği’nin verdiği şekilde bir yayın yasağı kararı, Anayasa’yla ve Türkiye’nin tarafı olduğu uluslararası antlaşmalarla bağdaşmadı gibi, demokratik toplumların vazgeçilmez öğesi olan, ‘halkın haber alma hakkı’nı da ortadan kaldırmaktadır”