Bu yılki Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlendi. Hak kazananlara plaketlerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan verirken, çeşitli açıklamalara da imza attı.
Bu yılki Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlendi. Hak kazananlara plaketlerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan verirken, çeşitli açıklamalara da imza attı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Bugün de listeye bu toprakların yetiştirdiği değerlerden yeni isimleri ekliyoruz' diyerek takdim ettiği ödüller hepimizin bildiği ve yakından tanıdığı isimlere verildi.
Erdoğan, 'Ödül takdim edeceğimiz isimlerin her birini kültürümüz ve irfanımız için birer abide olarak görüyoruz. Ülkemiz her biri defalarca ödüllendirilmeye layık sayısız kültür ve sanat insanına sahiptir. Her yıl burada özellikle yaptığımız iş bu büyük havuzdan adeta bir avuç su alarak gönlümüzü ve ruhumuzu teskin etmektir' dedi.
Recep Tayyip Erdoğan, “kendine ait kültür ve sanat üretimi, birikimi, politikası olmayan toplumlar bu bakımdan güçlü toplumların gizli veya açık hegemonyası altında ezilmeye mahkumdur” diyerek, verilen ödüllerin ne kadar önemli bir şeyi simgelediğini de vurguladı.
Gelin şimdi ödül verilen isimlere bakalım.
1945 doğumlu Ahmet Yaşar Ocak'a, tarih ve kültür tarihçiliğine yaptığı katkıları, İslam tarihindeki tasavvufi grup, kişi ve yapıları sosyal tarih perspektifinden titizlikle inceleyen akademik çalışmaları dolayısıyla Sosyal Bilimler Ödülü verildi.
1954 doğumlu Mesut Uçakan, Kavanozdaki Adam ve Reis Bey(1988) gibi sinema filmlerinin sahibi olmakla birçok diziye imza atmış bir isim. Türk sinemasının milli ve yerli kimliği için bir ömür boyu süren çabaları ve bu uğurda ürettiği özgün sinema eserleri dolayısıyla kendisine Sinema Ödülü takdim edildi.
Mazhar-Fuat-Özkan'ın şarkılarıyla büyümüş bir nesil olarak onların şarkılarını seneler geçmiş olmasına rağmen hayranlıkla dinliyoruz. MFÖ'ye ödül takdim edilirken, Müzik Ödülü'nün onlara verilmesini, 'Türk pop ve rock müziğinde kültürel kimliğin temsiline verdikleri önem ve kırk yılı aşkın süredir devam ettirdikleri müzik çizgilerindeki istikrar ve başarıları dolayısıyla' şeklinde açıklandı.
Ödülü alan Mazhar Alanson ise daha önce birçok ödül aldığını ancak Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri'nin yerinin ayrı olduğunu dile getirerek, 'Bu ödülü ömrümün sonuna kadar saklayacağım.' dedi.
82 yaşındaki Devrim Erbil, yalnızca bir Türk ressam değil aynı zamanda, bir sanat eğitimcisi ve öğretim üyesidir. Resmettiği önemli yapıtlarla, kültürel geleneklere bağlantılı çalışmaları ve peyzaj tasvirlerine yönelik soyut çalışmalarıyla Türk resmine getirdiği farklılık ve resmin özgün temsilcilerinden biri olması dolayısıyla Resim Ödülü'ne layık görüldü.
Geçtiğimiz ekim ayında vefat eden Nuri Pakdil, Türk yazardır. Yerli düşüncenin egemenliği adına ürettiği özgün eserler, Türk Edebiyatı'na kattığı kelime tercihleriyle dolu estetik anlatım dili ve insanı kalbinden tutmayı öneren değerli fikirleri dolayısıyla ve anısını yaşatmak için Edebiyat Ödülü, Nuri Pakdil adına Necip Evlice'ye takdim edildi.
Fuat Başar bir hattat, ebrûcu ve şairdir. Onu bilemeyenler için, tıp tahsili yaparken 1976 yılında hüsn-ü hat ile meşgul olmaya başladığını söylemekte fayda var. Ardından çeşitli zorluklarla yazıya devam etti, bir süre sonra Hamid Aytaç ile tanıştıktan sonra öncelikle mektuplaşarak sonra hocasının atölyesinde eğitim almaya başladı.
Geleneksel Sanatlar Ödülü, hat ve ebru sanatlarının yeni nesillere aktarılması, sevdirilmesi ve öğretilmesindeki üstün gayret ve çabaları dolayısıyla, kendisine verildi.
93 yaşındaki Doğan Kuban, bir mimar ve aynı zamanda akademisyendir. Mimarlık Ödülü, Türk mimarisinin geçmişine yönelik kuramsal ve kavramsal çalışmaları, restorasyon faaliyetleri, İslam mimarisi içinde Türk eserlerinin kimliğini vurgulayan görüşleri ve bu konulara dair yazdığı kitapları dolayısıyla törene katılan yardımcısına takdim edildi.
Ahmet Halûk Dursun Türk tarih profesörü ve bürokrattı, geçtiğimiz ağustos ayında aramızdan ayrıldığı için Vefa Ödülü kızı Hilal Dursun'a takdim edildi. Ahmet Halûk Dursun'a, Türk kültür ve medeniyetinin günümüz insanına aktarılması yolunda gösterdiği emek ve verdiği eserler ile Osmanlı coğrafyasının her yanına uzanan beraberlik ruhunun yaşatılması çabaları ve Anadolu kültür birliği yolunda gençlere verdiği emek dolayısıyla ve anısını yaşatmak adına bu ödül layık görüldü.
“Çocukluğum, “Allah” demenin bile yasak olduğu bir dönemde geçti. Mahalle mektebinde hoca bize Kuran-ı Kerim öğretirken, polis veya jandarma baskınına karşı biri kapıda nöbet tutardı. Diye yalan söyleyen yalancı bir edebiyatçıya NURİ PAKDİL'e edebiyat ödülü veriyor ve bu ödüller kimlere veriliyor? şimdi anladınız mı!?
Yorumlar yine boşlarla dolmuş. Aşağıda sol çomar dolu aman dikkat.
cumhurbaskanligi odulleri oldugu icin “Akp ve Erdogan” mevzubahis oldugu icin gommeyen birakmamis... yazik