Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Yoksulluğa Karşı Sürü Bağışıklığı Politikası mı Uyguluyor?

Nasreddin  Hoca’nın yün hikayesini bilmeyen yoktur. Nasreddin Hoca'nın  borç batağına girmiştir ve çıkış yolu aramaktadır. Alacaklılar kapısını aşındırmaktadır. Yine bir gün bir alacaklı kapısına dayanır ve Hoca’ya borcunu sorar. Hoca da evin önündeki çalıları gösterir. Bak bunlarla borcumu ödeyeceğim der. Alacaklı ‘’Nasıl olacak bu?’’ Dediğinde Hoca ’’  Koyun sürüsü geçerken yünleri çalıya takılacak.Bizim hatun bu yünleri toplayacak, yıkayacak, tarayacak, eğirecek, dokuyacak, ben de götürüp satacağım.Senin paranı ödeyeceğim’’ der. Adam gülmeye başlar tabi. Hoca da’’Peşin parayı gördün ya gül bakalım’’ der.

Yüksek döviz kuru politikasıyla ihracat desteklenecek. İhracat çok artınca cari açık kapanacak. Cari açık kapanınca enflasyon düşecek…

Bunu duyan bütün ekonomistler de Hoca’nın alacaklısı gibi gülüyor. Başları belaya girmesin diye çoğu bıyık altından gülüyor tabi :)

Peki aslında olan nedir?

Bu ülke insanının emeği ucuzlaştırılıyor. Emeğimiz ucuzlayınca ihracatçı bizim emeğimizi yurtdışına ucuz olarak satıyor ve Tayland benzeri bir yapıya doğru gidiyoruz. Ucuz emeğimizle adeta köle ticaretinin bir parçası haline geliyoruz.

Dolar kuru 1 haftada 1 TL arttı. Gün içinde sert iniş ve çıkışlar yaşanıyor. Hoca’yla başladık başka bir Hoca’yla devam edelim. 90larda Erbakan bir bütçe görüşmesinde ekonominin ne kadar kötü olduğunu dolar bazında verilerle anlatıyordu. İktidar sıralarından ‘’Dolar değil Türk lirası ile konuş’’ denilince Erbakan da ‘’Türk Lirası ile söyleyince sayının sonuna gelmeden değeri değişiyor’’ demişti.

Ekonomide 90ların perişanlığını iliklerimize kadar hisseder olduk. Kemal Sunal’ın Ortadirek Şaban filmindeki gibi her gün gelen zam haberleri sinirlerimizi bozmaya başladı.

Peki hükümet ne yapmak istiyor? Yoksulluğa alışmamızı bekliyor.

Evet çalışan kesimler yoksulluğa alışsın ve bunu kabullensin. Tıpkı günlük Covid-19 nedeniyle günde 200 kişinin ölümüne alıştığımız gibi. Hükümet muhtemelen sadece erken seçim talep eden toplumsal muhalefetin sessizliğinden aldığı güçle ‘’buna da alışırlar’’ diyerek bildiği yoldan devam ediyor.

Bakalım kahramanlarımızı Türkiye simülasyonunda daha nasıl maceralar bekliyor...

Popüler İçerikler

Askerlerine Cinsel Saldırıda Bulunan Komutana 38 Yıl 70 Ay Hapis Cezası Verildi
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
Türkiye Kaçıncı Sırada? Bir Ankete Göre En Güzel Kadınların Bulunduğu Ülkeler Açıklandı
YORUMLAR
19.11.2021

Avrupalı firmalar kendi ülkelerinde fabrika açsalar 1 çalışana en az 2000 euro maaş öderler ama gelip burada açsalar asgari ücret 250 euro bile değil. 1 Avrupalı maaşıyla burada 8 kişi çalıştırabilirler. Şu an bu isteniyor. Pakistan gibi bangladeş gibi ucuz iş gücü olmamız isteniyor. Sonra da diyecek ki ''biz kötü bir ülke olsak avrupa bize fabrika açar mı? İşsizliği şahsım bitirdi bütün gençlerimiz Avruapalının fabrikalarında çalışıyor''

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ