İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Karadeniz'de keşfedilen rezervin Türkiye'nin bugüne kadarki en büyük hidrokarbon kaynağı olduğunu belirterek, 'Devamının da geleceğine inandığım bu keşiflerle inşallah ülkemizin doğal gazda dışarıya bağlılığı önemli ölçüde azalacaktır.' dedi.
Erdoğan, Karadeniz'de bulunan Fatih sondaj gemisini ziyaretindeki konuşmasında, keşfedilen hidrokarbon kaynaklarının ekonomik değer olarak çok önemli bulunduğunu, Türkiye'nin bu konuda net ithalatçı bir ülke olduğunu söyledi.
Rusya, İran ve Azerbaycan'dan doğal gaz, Cezayir, Katar, Nijerya ve Amerika gibi yerlerden de sıvılaştırılmış doğal gaz ithal edildiğini ifade eden Erdoğan, 'Ülkemizin çeşitli yerlerinde küçük miktarlarda petrol ve doğalgaz çıkıyor olmakla beraber bunlar toplum olarak toplamda tüketimimiz içinde bir hayli yetersiz düzeydedir. Karadeniz'de keşfettiğimiz rezerv ülkemizin bugüne kadarki en büyük hidrokarbon kaynağıdır. Devamının da geleceğine inandığım bu keşiflerle inşallah ülkemizin doğal gazda dışarıya bağlılığı önemli ölçüde azalacaktır. Bu aynı zamanda milletimize daha ucuz doğal gaz hizmeti verebileceğimiz anlamına da geliyor.' diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye'nin sahip olduğu güçlü alt yapısı sayesinde sondaj çalışmalarını dışarıdan kiralamaya göre gerçekten çok uygun bir maliyetle ve güvenle gerçekleştirdiğini dile getirerek, gazın kalitesinin yüksekliğinin işletme maliyetlerinin de minimum seviyede olacağına işaret ettiğini kaydetti.
Kalkınma ve büyüme çabasının en büyük kalemini oluşturan petrol ve doğal gazda dışarıya ödenen miktar azaldıkça bu hizmetlerin millete daha hesaplı sunulabileceğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
'Böylece ülkemizde kalan kaynağı da yatırıma, üretime, istihdama yönlendirme imkanına kavuşacağız. Ancak bu keşfin en az miktarı ve değeri kadar önemli kabul ettiğim bir diğer husus da Türkiye'nin yürüttüğü tarihi istiklal ve istikbal mücadelesi sürecinde milletimize büyük bir moral vermiş olmasıdır. Yıllarca gıptayla baktığımız hidrokarbon zenginliklerine artık ülkemizin de sahip olabileceğini görmemiz inşallah diğer alanlardaki mücadelelerimizin başarıya ulaşacağının da işaretidir. Dünyada son bir asırda yaşanan çatışmaların çoğu hidrokarbon kaynaklarına sahip olabilmek için çıkmış veya çıkartılmıştır. Türkiye bu çatışmaların tamamen dışında kalarak kendi emeği ve gayretiyle bugün bulunduğu yere gelmiştir. Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon kaynaklarını paylaşım mücadelesinden Türkiye'yi dışlama çabalarına rıza göstermeyerek yeni bir dönemin kapısını açtık. Ülkemizin ve Kıbrıs Türklerinin haklarını yok sayan hiçbir plana, hiçbir girişime, hiçbir oldubittiye izin vermemekte kararlıyız. Buradan bir kez daha tekrarlıyorum. Bizim kimsenin hakkında, hukukunda özellikle de toprağında gözümüz yoktur. Biz sadece kendi haklarımızın müdafaası içindeyiz. Bu mücadeleyi başarıya ulaştırmak için diplomasinin tüm yollarıyla birlikte gücümüzün tamamını kullanmakta kararlıyız. Doğu Akdeniz'de barışı, huzuru, istikrarı egemen kılmanın yolu Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin haklarına saygılı olmaktan, tanımaktan, teslim etmekten geçiyor. Bunun dışındaki hiçbir zorbalığa ve komedi düzeyine varan oyunlara eyvallah etmeyeceğiz.'
- 'Avrupa Birliği'nin güvenilirliği zaten azalmıştı'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliğinin (AB) bu konuda Yunanistan ve Rum kesiminin adeta esiri haline gelmiş olmasının en çok yine AB'ye zarar verdiğini dile getirerek, şöyle konuştu:
'Ülkemize bugüne kadar savunduğu tüm değerleri hiçe sayma pahasına uyguladığı çifte standart sebebiyle Avrupa Birliği'nin güvenilirliği zaten azalmıştı. Şayet hali hazırdaki tartışmalarda Doğu Akdeniz'de adil bir tutum takınmaz ise bu durum artık Avrupa Birliği'nin sonunun geldiğinin resmen ilanı olacaktır. Irkçılık ve İslam düşmanlığı bataklığında çırpınan, İngiltere'nin ayrılmasıyla güç kaybeden Avrupa Birliği, doğal kaynakların adil bölüşümü konusunda devre dışı kalmasının yükünü taşıyamaz. Biz her şeye rağmen Avrupa ile kadim tarihi geçmişe sahip siyasi, ekonomik, kültürel ilişkilerimizi geliştirerek sürdürmekten yanayız. Burada cevap bekleyen tek soru: Avrupa Birliği'nin bunu isteyip istemediğidir. Salgının da etkisiyle küresel ve bölgesel düzeyde bir yeniden yapılanma sürecinden geçildiği şu kritik dönemde bunun cevabını Avrupa Birliği'nden başka verebilecek merci yoktur.'
- 'Karadeniz'de ve Akdeniz'de hidrokarbon kaynakları aramayı sürdüreceğiz'
'Türkiye olarak biz kendi işimize bakıyoruz.' diyen Erdoğan, bundan sonra da böyle devam edeceklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Karadeniz'de ve Akdeniz'de hidrokarbon kaynakları aramayı sürdüreceğiz. Suriye'de, Libya'da, Azerbaycan'da, Hakk'ın ve haklının yanında durmayı sürdüreceğiz. Sınırlarımız içinde ve dışında terör örgütleriyle mücadelemizi kesintisiz şekilde yürütmeyi sürdüreceğiz. Ekonomimizi, üretim, ihracat, istihdam odaklı olarak büyütmeyi sürdüreceğiz. Dünyanın neresinde olursa olsun gözünü ve kalbini ülkemize yöneltmiş tüm mazlumlara ve mağdurlara el uzatmayı sürdüreceğiz. Milletimize her alanda hak ettiği hizmetleri getirmeyi, dev projeleri hayata geçirmeyi, yenilerini devreye almayı sürdüreceğiz. Bu uğurda gerekirse canımızı ortaya koymak dahil, hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacağız. Türkiye'yi girdiği bu yoldan döndürmeye ne darbeler ne ekonomik tuzaklar ne siyasi ayak oyunları ne de içi boş tehditler kafi gelir.'
Son yıllardaki girilen her mücadelede elde edilen başarıların gerisinde, milletin sergilediği sağlam birlik ve beraberlik ile devletin tüm kurumlarının ahenk içindeki çalışması olduğunu kaydeden Erdoğan, 'İnşallah bu güzel tabloyu bozmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. 2023 hedeflerimize ulaşana, bizden sonraki nesillere 2053 vizyonunu hayata geçirebilecekleri büyük ve güçlü bir Türkiye bırakana kadar durmayacağız, duraksamayacağız. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.' dedi.
Erdoğan, Fatih sondaj gemisinin personelini tebrik ederek, 'Tuna-1 kuyusundan çıkaracağımız yeni rakamıyla 405 milyar metreküp doğal gazın ülkemize milletimize ve hayırlı bereketli olmasını diliyorum.' ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından kaptan köşküne geçerek, kaptanlar Selçuk Koyuncu, Mustafa Özdal ve Barış Ersoy ile de görüştü.
Erdoğan'a, Fatih gemisinin rezerv keşfi dolayısıyla, Osmanlı'da zafer kazanan donanma gemilerine asılan sancak hediye edildi.
(Bitti)