Kıymetli Müslümanlar!
Doğruluk, imanın özü, müminin şiarıdır. Yalan, toplumun huzurunu bozan, insanları birbirine düşüren kötü bir hastalıktır. Doğruluk, ailede güveni tesis eder, sevgi ve saygıyı kalıcı kılar. Bin bir emekle kurulan yuvaları dağıtan ise bir yalandır. Doğruluk, ticaretin bereketi; yalan ise felaketidir. Dürüst ve güvenilir tüccar, peygamberler, sıddîklar ve şehitlerle beraberdir. Doğruluk, mal ve mülkü hayırlı kılar. Yalanla kazanılan maldan hayır gören yoktur.
Değerli Müminler!
Maalesef, günümüzde yalanın en çok ve en hızlı yayıldığı yerlerin başında sosyal mecralar gelmektedir. Oysaki gerçek âlemde haram olan yalan, sanal âlemde de haramdır. Hakikat dünyamızdan kopmadan, sanal ortamlara mahkûm olmadan sosyal medyada doğruluğu hâkim kılmak da biz müminlere düşen bir vazifedir. Duyduğumuz her haberi araştırmadan paylaşmak, bilerek veya bilmeden yalanın yayılmasına sebebiyet vermek, dini ve ahlaki bir sorumluluktur. Nitekim Peygamberimiz (s.a.s), “Her duyduğunu söylemesi kişiye yalan olarak yeter!” buyurmaktadır.