Gün geçmiyor ki ülkemizde ilginç bir gündem daha yaratılıp, mantığımız ve düşüncelerimiz sınanmasın...
Bu seferki iddia bilindik bir isim olan Cübbeli Ahmet Hoca'dan geldi.
Ahmet Hoca'nın aktardığına göre, satranç oynayan kişi insanların en yalancısıymış.
İlginç tabi.
Satrancın kumardan beter olduğunu savunan Cübbeli Ahmet'in sözleri üzerine Türkiye Satranç Federasyonu tarafından yapılan yazılı açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
'TSF olarak, satranç sporu ile ilgili bugün negatif değerlendirmelerin yer aldığı bir videonun internet sitelerine ve sosyal paylaşım sitelerine yansıması üzerine, bu konuda açıklama yapılması gereği duyulmuştur. Videoda yer alan 'söz konusu kişi'nin satrançla ilgili sözleri kabul edilemez nitelik taşımaktadır ve camiamız tarafından da tepkiyle karşılanmıştır. Birliğe, beraberliğe, barışa ve satranç sporunun felsefesine en çok gereksinim duyduğumuz bugünlerde, binlerce sporcumuzu ve ailelerimizi de etkileyen, 'Hiçbir temele dayanmayan bu yorum ve değerlendirmeler' ile ilgili Türkiye Satranç Federasyonu olarak hukuki süreç başlatılmıştır. Ayrıca tüm yetkili merciler nezdinde de girişimlerimiz sürdürülmektedir.
Açıklamanın devamı için: http://www.tsf.org.tr/guncel-haberler/10632-satranc-sporunu-hedef-alan-degerlendirmelerle-ilgili-hukuki-surec-baslattik
Uzun soluklu bir satranç karşılaşması gibidir, hayat. İlk bölümde amacınız kazanmaktır, ikinci bölümde üzerinize çöken yılmışlık ve yorgunluktan ötürü ‘’inceldiği yerden kopsun’’ dersiniz, üçüncü ve son bölümde ise buraya kadar geldiğiniz için bari kazanayım demeye başlar ve kendinizi parçalamaya devam edersiniz.
Hayatta ilerlemenin tek yolu kayıplarınızdan ders almaktan geçer, kazançlarınızdan değil; satranç da böyledir.
İkisinde de başarılı olmak için sıfırdan başlayabilir, serüvenleri baştan keşfetmeye çalışabilirsiniz. Ama yine ikisi için de en basit yöntem, sizden önce bu serüveni başarıyla tamamlamış insanların yolunu takip etmektir, birikimlerinden faydalanmaktır.
Ve son olarak belki de en önemlisi;
İki oyunun, en güçlüsü de en güçsüzü de oyun bitince aynı yere atılır.
Taşlar kutuya,
insan toprağa...
1-Bu dinde hiç kimse fetva verme makamı değildir. 2-Bu dinde hiç kimsenin şu helal bu haram deme yetkisi yoktur. 3-Bu dinde hiç kimse alim, şeyh, imam, hoca, gavs, gibi rütbeler kullanamaz. 4-Bu dinde hiç kimse kimsenin ahlak bekçisi değildir kimse Tanrıya manevi rüşvet vermeye kalkmasın. 5-Bu din masal, menkıbe anlatma dini değildir kimse birilerini uyutmaya çalışmasın. 6-Bu din oturup gece gündüz peygamber hayatı anlatma, zikir çekme, kafa sallama, sulugözlülük yapma dini değildir. 7-Bu din iki hadisle sümenaltı edilecek bir din değildir. 8-Bu din tekfir etme, cadı avcılığı yapma, önüne geleni kesme dini değildir. 9-Bu din mitoloji ve hurafe dini değildir. 10-Bu din sakal bırakma, cübbe giyme, sarık takma, şalvar giyme dini değildir. 11-Bu din şekilcilik dini değildir. 12-Bu din sofuluk satma dini değildir. 13-Bu din tespih sallama dini değildir.
EFENDİLER Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. M.K.ATATÜRK KASTAMONU NUTKU
sorsanız osmanlı torunu ama satranç oynayan padişahlar olduğunu bilmez ya da bilmek işine gelmez