CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Salı günü TBMM'de düzenlediği basın toplantısında Temelli'nin sözleri sorulunca şu yanıtı verdi:
'Bir Kürt sorunumuz vardır ve bunun yegane çözüm merci TBMM'dir. CHP, bunun üstünde bir güç, kuvvet, yetki, organ tanımıyor. Sayın Sezai Temelli'nin söylemi kendini bağlar, cevap vermek durumunda değilim. Kürt sorununda adres Meclis'tir, Meclis'teki siyasi partilerin tamamıdır, doğal olarak buna HDP de dahildir.'
Tartışmaya İYİ Parti'den bir isim de katıldı. Habertürk Gazetesi yazarı Muharrem Sarıkaya'ya konuşan İYİ Parti Grup Başkanvekili Musavat Dervişoğlu'nun sözleri, Sarıkaya'nın Salı günkü köşe yazısında yer aldı:
'HDP'li TBMM Başkanvekili oturumları yönetiyor ve hepimiz de onun yönetimine katılıyor muyuz? Bu meşru mu, gayrı-meşru mu tartışmasına en iyi cevaptır. HDP ile AK Parti arasına sıkışan seçmen çıkış yolunu, üçüncü alternatifi arıyor. Hiç kimse Kürt seçmen kitlesini HDP'nin sadık bendesi olarak görmesin. Siyasetin görevi onlara gidecek yeri göstermektir.'
Dervişoğlu, Kılıçdaroğlu'nun 'İmralı'yı gayrı meşru olarak görmesini anlamlı bulduğunu ve desteklediğini' de sözlerine ekledi.
Büyüyen tartışmaya aynı gün MHP lideri Devlet Bahçeli de yazılı bir açıklama yaparak katıldı.
'Kılıçdaroğlu, olmayan bir sorunu varmış gibi sunarak HDP'yle sürdürdüğü yasak ilişkiyi ve ahlaksız ortaklığı resmileştirme, kaldı ki meşrulaştırma arayışına girmiştir.' ifadelerini kullanan Bahçeli, açıklamasında şu sözlere yer verdi:
'HDP'yi meşru organ görmek demek, PKK'yı muhatap almak demektir. HDP, meşru bir organ değil, terör örgütü PKK'nın mazbata almış maskeli halidir. Türkiye'de Kürt sorunu diye bir sorun yoktur. Var diyen, olduğunu ısrarla dayatıp iddia eden kim varsa kalbi Türk milletiyle bir atmayan namertlerdir.'
Bu sözlere DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da sosyal medyadan yanıt verdi. Babacan 'Kürt meselesi vardır ve çözümün adresi siyasettir.' açıklaması yaptı.