Bursa'da 24 Temmuz'da iki yıldır kira ödemediği için yaşadığı evden tahliye edilen bir kişinin evinde, belediye ekipleri tarafından bulunan 9 yaşındaki çocuğun bir yıldır odada kilitli tutulduğu ve hiç okula gitmediği ortaya çıktı. Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, yaşı geldiği halde zorunlu eğitim sistemine dahil edilmeyen çocukların neden tespit edilemediğini ANKA Haber Ajansı'na anlattı.
“Yönetmeliğine göre 66 ayını dolduran her çocuk sisteme dahil olmak zorunda. Zorunlu eğitime alınmak durumunda. Oysa çocuk 9 yaşına gelmiş ve 5,5 yaşından bu yana geçen süre içerisinde her okul kayıt yılında atlanmış. Bu çocuğun peşine kimse düşmemiş' diyen Kurul, 2006 yılından beri adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre okul kayıtlarının yapıldığını söyledi.
Kurul, devlet okulları arasındaki eşitsizlik nedeniyle 'gözde okullar' ortaya çıktığını, bu nedenle velilerin çocuklarını ikamet adresleri dışındaki okullara kayıt ettirmek istediğini, bunun da çocukların takibini güçleştirdiğini ifade etti. Kurul'a göre, çocukların tespit edilememesindeki bir başka neden okullardaki yoğunluk ve personel eksiği. 'Yoğunluk öylesine fazla ki okul yönetimleri gelmeyen çocukları takip etmekte güçlük çekiyor' diyen Kurul, 'En köklü çözüm tüm okulları birbirine denk, eşdeğer hale getirmek ve mahallelerde kayıtları iyi tutmak' ifadelerini kullandı. Kurul, şunları söyledi:
'Milli Eğitim Temel Kanunu’ndan yola çıkarsak ve buna bağlı olarak çıkartılmış İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’ne göre 66 ayını dolduran her çocuk sisteme dahil olmak zorunda. Zorunlu eğitime alınmak durumunda. Oysa çocuk 9 yaşına gelmiş ve 5,5 yaşından bu yana geçen süre içerisinde her okul kayıt yılında atlanmış. Bu çocuğun peşine kimse düşmemiş. Eğer anne, akrabalar yükümlülüklerini yerine getirmiyorsa ve çocuğu okula kaydetmiyorlarsa devletin; valilik, kaymakamlıkların ve milli eğitim müdürlüklerinin ne yapması gerektiği sorusu son derece önemli.
Çocuğun ilk kayıtlı olduğu yerdeki e-okul sisteminde bu çocuğun okula gideceği gözüküyor olmalı ve okul yönetimi bu çocuğun nerede olduğu sorusunu mutlaka sormalı. Çünkü adrese dayalı kayıt sistemine göre okullara kayıtlar yapılmaya başlandı 2006 yılında. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’na göre bulunduğu yerleşim yerine göre okul sistemine kayıt sistemine geçilmiş oldu.
Bunun olumlu ve olumsuz yanlarını eleştiren görüşler var. Ancak ben şunu ifade ediyorum; eğer Türkiye’deki tüm okullar birbirine denk ve eşit eğitim verebilmiş olsaydı özellikle küçük yaş gruplarının eve en yakın okulda, yani mahalle mektebinde eğitim görmesi beklenirdi. Bu çocuğun muhtemelen doğum belgeleri var. Bu belgeler e-okul kayıt sisteminde gözüküyor. Bir okulda bu çocuk kaydedilmiş olmalıydı. Kaydedilmediğine göre ‘Bu çocuk nerede’ sorusunun ilk önce okuldan sorulmuş olması gerekirdi. Okul soruyu sorduktan sonra çocuk İçişleri Bakanlığı veya Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı üzerinden araştırılması gerekirdi.
Kurul, velilerin o mahallede oturmasa bile çocuklarını ‘gözde okullara’ kaydettirmeye çalıştığını ifade ederek, bu nedenle okullardaki sınıf başına düşen öğrenci sayılarında dengesizlikler oluştuğunu anlattı. Kurul, “Oysa tüm okullar birbirine denk ve eşdeğer hale gelmiş olsa velilerin bu tür arayışları olmayacak” diyerek şöyle devam etti:
'Yoğunluk öylesine fazla ki okul yönetimleri gelmeyen çocukları takip etmekte güçlük çekiyor. Kayıt sistemi içerisinde yer almasına rağmen neden çocuğun kayıt yaptırmadığını takip etmek ve izlemek önemli bir etkinlik ancak okullarda memur kadroları kaldırılmış durumda. Müdür ve müdür yardımcıları bu görevi yapmak durumunda kalıyorlar. Okulun diğer sorunları yanı sıra bu sorunlarla uğraşmak için yeterli zaman kalmıyor. Bu yüzden okullarımızda sosyal hizmetlerin geliştirilmesi, çocuklarımızın izlenmesi ve takip edilmesi, insan hakkına yaraşır bir eğitim alabilmesi için çalışmaların yürütülmesi son derece önemli.
Bu olumsuz örneği hiçbir çocuğun yaşamaması için eğitim sisteminde çocuk ciddi çalışmalar yapılmalı. İl-ilçe milli eğitim müdürlükleri böylesi çocukların hayatlarındaki bu büyük travmaların ortaya çıkmaması için öğrencilerin takip sistemini çok daha iyi yerine getirmeli. Ama bunun en köklü çözümü tüm okulları birbirine denk, eşdeğer hale getirmek ve mahallelerde kayıtları iyi tutmak. Bu kayıtlara göre de öğrenim yaşına gelmiş çocuklarımızı okul sisteminin içerisine dahil ederek onlara nitelikli bir eğitim sunmaya çalışmaktan geçiyor.”
Bir zavallı yavru devletin kurumlarının ihmalini ve çürümüşlüğünü nasıl ortaya çıkardı! Ayrıca bu yavrunun babası nerde acaba?
demek ki neymiş en az 3 çocuk 5 çocuk denmemeliymiş...burda 1 çocuğa sahip çıkılamamış... öyle üremeyle olmuyormuş... çocukların akıbetlerini de takip etmek gerekiyormuş...
Nüfus kaydı varsa TC nosu vardır ve okula kayıt olup olmadığı bellidir... Şimdi Milli Eğitim Bakanına soralım: Bugün Türkiye'de okula kayıt olmamış kaç çocuk var?