Yalnızca düşünce gücüyle ellerinizi bile hareket ettirmeden bu içeriği okuduğunuzu bir düşünün!
Not: Bu içeriği hazırlarken ViBio'nun şu videosundan yararlandık.
Yalnızca düşünce gücüyle ellerinizi bile hareket ettirmeden bu içeriği okuduğunuzu bir düşünün!
Not: Bu içeriği hazırlarken ViBio'nun şu videosundan yararlandık.
Öncelikle bu yanlışı düzeltelim, beynimizin aslında %100’ünü kullanıyoruz. Biliyoruz çevrenizdeki bazı kişiler için “ya bu da mı %100’ünü kullanıyor” diyebilirsiniz. Kötü bir haberimiz var, evet o da kullanıyor!
Tabii biliyorsunuz bu işin gerçeği şu: konu neye sahip olduğumuz değil onu nasıl kullandığımızla alakalı. Beynimizin sınırlarını ne kadar zorlayacağımız elimizdeki bu mucizevi araçtan ne kadar verim alacağımızla ilgili.
O zaman arttırıyoruz: beyin gücümüzü kullanarak birisiyle telepati yoluyla anlaşabilir miyiz? Elimizi bile sürmeden sadece düşünce gücümüzle yapay zeka tabanlı bir robotu hareket ettirebilir miyiz? Rüya gibi gelebilir, bu imkanlara sahip olmanın insanlığı kaosa sürükleyeceğini de düşünebilirsiniz. Ama bu soruların cevabı kocaman bir evet!
İnsan beyni keşfedilen ya da keşfedilebilecek en gizemli organlardan biri. Yıllardır incelememize rağmen hala tüm sırlarını çözebilmiş değiliz. Bazı bilim insanlarına göre 2029’da beyni tamamen simüle edebilecek kadar bilgi sahibi olacağız, işte asıl milat o zaman başlayacak.
Gelecekle ilgili 3 amacımız var: beyinle bilgisayar, beyinle makine ve bir beyinle bir başka beyin arasında bağlantı kurabilmek.
Beyinle bilgisayar arasında bağlantı kurma çalışmaları 2000'lerin başında başladı. 2004'te de felçli bir hastanın beynine takılan çipler sayesinde dokunmadan bir bilgisayarı kontrol ettiğini ve Pong adındaki meşhur oyunu oynadığına şahit olduk. Sizce de mucizevi değil mi?
Zamanında aylar süren iletişim teknikleri beynimizle bilgisayarımız arasındaki uzuv hızımıza kadar indirgenmişken bu bile yavaş geliyor artık.
Düşündüğümüzü aklımızdan geçirdiğimiz anda bilgisayara yansıtabiliyoruz. Özellikle biz Onedio editörleri gibi sürekli bir şeyler yazan insanlar için bulunmaz nimet diyebiliriz. Sadece beynimizden kelimeleri geçiriyoruz ve parmaklarımızı oynatmamıza gerek bile kalmadan bilgisayarda yazıya dökülüyor.
Özellikle benim gibi yazarlık da yapan insanlar için bulunmaz nimet diyebilirim. Sadece beynimden kelimeleri geçiriyorum parmaklarımı oynatmama gerek bile kalmadan bilgisayarda yazıya dökülüyor. Bu arada Facebook kısa süre önce tam da bu amaç üstüne çalıştığını duyurdu: düşünceyi yazıya dökme üzerine.
Elbette ki bu imkana bizden hatta birçoğundan daha çok ihtiyaç duyacak insanlar var; ancak o konuya birazdan geleceğiz.
2004’te beyinle bilgisayar arasında bir bağlantı kurabileceğimizi kanıtlamış olduk. Peki beyinle bir başka beyin arasında bağlantı kurulabilir mi? Evet evet, telepatiden bahsediyoruz.
Washington’da farklı odalarda bulunan insanlar birbirlerine beyin gücüyle sinyaller göndererek ortak bir oyun oynadılar. Klasik bir tetris oyunu aslında.
Tamamen farklı odalarda olan bu kişiler birbirlerine verdikleri beyin sinyalleriyle oyunu doğru şekilde oynamayı başardılar. Yani anlayacağınız beyinle beyin arasında iletişim kurma imkanının olduğu da artık bilimsel bir gerçek haline geldi.
Mars'ta yaşamaktan şoförsüz otomobillere, elektriğin gücünden kripto para borsasına kadar her alanda etkin rol oynayan Musk, yapay zekanın gelecekte dünyayı ele geçirme ihtimalinin çok yüksek olduğuna inanıyor.
Bunun önüne geçmek ve insanı her daim etkin kılabilmek için de 2016'da Neuralink adında bir şirket kurdu. Bünyesinde alanında dünyanın en zeki insanlarını barındıran bu şirket, insanların teknoloji ile iç içe bir gelecek yaşamasını amaçlıyor. Bu amacı da beyin-bilgisayar arayüzü olarak adlandırıyorlar. Peki bu nasıl olacak?
Evet bildiğiniz bu dikiş işlemi için üretilen bir makineleri var ve bu Kablolar sadece parmak ucu küçüklüğünde 4 adet çipe bağlanıyor. Çipler de kulağımızın arkasındaki bir cihaza uzanıyor. Hatırlar mısınız eskiden telefonunda Bluetooth olan insanlar daha havalı olurdu. Artık direkt kendimiz Bluetooth’lu olacağız. Kulağımızın arkasındaki küçük makine Bluetooth benzeri bir çalışma sistemiyle telefonumuzdaki bir uygulamaya bağlanacak ve bu uygulama sayesinde bilgisayar klavyesi, mouse veya direkt olarak telefonumuzu kontrol edebileceğiz.
Kulağımızın arkasında cihaz falan olmayacak yani! Musk, insanlar üzerindeki deneyin 2020'de başlayacağını söylemişti, ancak buna izin çıkmayınca o da hayvanlar üzerindeki denemelerine tam gaz devam etti. Neredeyse başarısız hiçbir deneme de olmadı. Yani uygulamanın bekleneni verme olasılığı çok ama çok yüksek!
9 yaşındaki makak maymunu Pager’ın beyninin iki tarafında da Neurolink çipleri bulunuyor.
Beyinde gerçekleşen tüm etkinlikleri sadece kaydetmemize değil onları kullanmamıza da imkan sağlıyor. Bu sayede alzaymır gibi çeşitli demans hastalıkları artık tarih olacak! Yani herhangi bir konu hakkında konuşurken unuttum kelimesini duymayacağız, çünkü bu bilimsel olarak imkansız olacak! Ayrıca internet gibi ağlardan da beslenebileceğimiz için beynimizin kapasitesini artırabileceğiz.
Örneğin İngilizce veya Almancayı saniyeler içinde öğrenebileceğiz. Ya da bir kitabı artık bilgisayarımıza değil direkt olarak beynimize indireceğiz. Yani “unuttum” ile birlikte “bilmiyorum” kelimesi de tarihe gömülecek.
Örneğin felç gibi hastalıkların en basit tanımı, beynin vücudu hareket ettirecek kaslara hükmedememesi olarak yapılır. Ancak Neurolink sayesinde belki de felç hastalığı bile yok olacak.
İleride özel güçlere sahip robotlar üretilse bile, bu çipler sayesinde beynimizi geliştirebileceğimiz için onlardan aşağı kalır yanımız olmayacak! İnsanlık, çevresinde gelişen ve geri döndürülemeyecek şekilde değişen dünyaya ayak uydurmaya devam edecek. Çeşitli kalıtsal hastalıklar tarih olurken belki de yepyeni bir insan türü ortaya çıkacak.
Var olduğumuz ilk günden beri bizi diğer canlılardan ayıran düşünce gücü, belki de hiçbir zaman olmadığı kadar etkili olacak. Bizi motive etmek için “her şey kafanda biter”, “düşünmen, inanman, istemen yeter” derlerdi ya hani, gelecekte bu soyut bir motivasyon konuşmasından ziyade, somut, başlı başına gerçek bir kavrama dönüşecek.
Çünkü bizi geleceğe taşıyan insanların yaptığı şey bundan başka bir şey değil.
Bugünden geleceği düşünmek, hareket etmeden önce hayal etmek, hayaline en büyük aşkla bağlanmak, sağlam temeller üzerindeki kocaman bir gerçeği inşa etmek lazım. Çünkü unutmayın her şey kalpte başlar ama beyinde biter.
İnsanlıktan çıkmayalım ama tüm dilleri konuşabilsek fena olmazdı gerçi...
pelinsular berkecanlar yaşadı biz değil