Yüzyıllardır dünyanın dört bir yanında yüzlerce gizemli olay meydana gelse de bunlardan yalnızca çok az bir miktarı kesin sonuca ulaştı. Bunlardan birkaçını sizler için derledik!
İşte sonuca bağlanan gizemli olaylar...
Yüzyıllardır dünyanın dört bir yanında yüzlerce gizemli olay meydana gelse de bunlardan yalnızca çok az bir miktarı kesin sonuca ulaştı. Bunlardan birkaçını sizler için derledik!
İşte sonuca bağlanan gizemli olaylar...
İngiltere Kralı III. Richard, 22 Ağustos 1485'te Bosworth Field'da öldürüldü, fakat cesedi hiçbir zaman bulunamadı.
Çoğu kişi ölü vücudun zaman içerisinde kaybolduğuna inansa da tarihsel kayıtlar Kral III. Richard'ın bedeninin Leicester'deki Greyfriars Kilisesi'ne götürüldüğünü gösteriyordu.
Kral III. Richard'ın mezarının yeri Greyfriars Kilisesi olarak tespit edilse de yüzyıllar önce yıkıldığı için günümüzde böyle bir kilise yok.
2012 yılında bir araya gelen araştırmacılar, Kral III. Richard'ın mezarını bulabilmek için öncelikle Greyfiars Kilisesi'nin kalıntılarını bulmak için harekete geçti. Bir otoparkın altını kazarak kiliseye ulaşan arkeologlar, burada Kral III. Richard'ın mezarına eriştiler.
Ağustos 1980'de Avustralyalı Michael ve Lindy Chamberlain ve üç çocuğu kamp yapmak üzere Uluru bölgesine doğru seyahat etti. Çocuklardan en küçüğü olan 9 aylık Azaria, ailenin ifadesine göre vahşi bir Avustralya köpeği olan dingo tarafından kaçırıldı, fakat yetkililerin hiçbiri bu duruma inanmadı.
Anne Lindy, kızını öldürmekten hüküm giyip hapse atıldıktan yıllar sonra bölgede yürüyüş yapan bir turist, kayıp çocuk Azaria'nın parçalanmış kıyafetlerini dingoların yaşadığı mağaranın önünde buldu.
Golden State Katili, 1970'lerde Kaliforniya'da pek çok eve girip insanlara tecavüz ediyor ve sonra da öldürüyordu. Kimliği yıllar boyunca sır olarak kalan seri katil, tamamen rastlantısal bir şekilde 2018 yılında bulundu.
DNA testi sonucunda Golden State Katili çıkan polis memuru Joseph James DeAngelo, en sonunda hapse girdi.
Cheryl Miller ve Pamela Jackson, Mayıs 1971'de Güney Dakota'daki evlerinin yakınlarındaki bir açık hava partisine gitmek üzere yola çıksalar da oraya asla varamadılar.
İki genç kadının başına ne geldiği on yıllar boyunca polis ekiplerinin kafasını karıştırsa da tarihler Eylül 2013'ü gösterdiğinde yolculuk yaptıkları yolun kenarında yer alan gölün su seviyesinin azalması ile 1971'de kullandıkları araba gün yüzüne çıktı.
İki kadının cesedinin ve kişisel eşyalarının da yer aldığı araç tarandığında genç kadınların araçla kaza yaptıkları ve boğularak öldükleri tespit edildi.
17 Temmuz 1918'de Rus Çarı II. Nicholas, karısı Alexandra ve beş çocuğu öldürülse de çocuklardan en küçüğü Anastasia'nın bir şekilde hayatta kaldığına dair bir inanç vardı.
Anastasia'nın ölümden kaçışı üzerine sayısız tiyatro oyunu, sinema filmi ve kitap çıkartılsa da tarihler 1991'i gösterdiğinde Nicholas, Alexandra ve üç çocuğunun kalıntıları ortaya çıkarıldı ve bu kalıntılar arasında Anastasia'da vardı.
Çar'ın oğlu Alexei ve kızı Maria'nın cesedi ise 2007 yılında başka bir mezarda ortaya çıktı.
1970'lerde, İngiltere'nin Wiltshire ilçesinde beklenmedik bir olay uluslararası çapta bir çılgınlık başlattı. Çünkü dün hiçbir şey olmayan bir buğday tarlasında ertesi gün devasa bir desen oluşmuştu.
Halkın büyük çoğunluğu bu olaya uzaylıların neden olduğunu söylese de tarihler 1991'i gösterdiğinde Doug Bower ve Dave Chorley adlı iki adam tahtalar ve ipler yardımıyla bir dizi ekin çemberi oluşturduklarını itiraf ettiler.
1960'lardan bu yana geceleri bir tepenin yamacında açıklanamayan bir şekilde ortaya çıkan ve hareket eden ışığın kaynağı çok uzun yıllar boyunca tespit edilemedi.
Her gece dünyaya dönen bir hayaletin saçtığı ışık olduğuna inanılan Paulding ışığını inceleme kararı alan Michigan Teknoloji Üniversitesi öğrencileri, tarihler 2010'u gösterdiğinde bu ışığın aslında otoyoldaki farlardan gelen bir ışık hilesi olduğunu açıkladı.
2 Ağustos 1947'de, British South American Airlines tarafından işletilen Star Dust adlı uçak, Arjantin'in başkenti Buenos Aires'ten havalanarak Santiago, Şili'ye doğru yola çıksa da kuledekiler inişe çok az kala uçağın pilotundan 3 kez STENDEC adlı bir sinyal aldı ve daha sonra uçak, 11 yolcusu ve tüm mürettebat kayıplara karıştı.
Tarihler 1998'i gösterdiğinde Tupungato Dağı'na tırmanan dağcılar, Star Dust uçağına ait kalıntıları buldu. Olay bu şekilde sonuca bağlansa da STENDEC'in ne anlama geldiği hala bilinmiyor.
1845'te Kaptan Sir John Franklin ve ekibi, Kuzeybatı Geçidi boyunca iki gemi ile bir keşif gezisine çıktı. Bu gemiler HMS Erebus ve HMS Terror'dü. Her şey yolunda ilerlese de keşif gemileri Kuzey Kutbu'nda kayboldu.
Gemileri bulmak için yapılan aramalarda birkaç nesne ve mürettebata ait cesetler bulunsa da gemilere asla rastlanamadı.
Tarihler 2014'ü gösterdiğinde araştırmacılar en sonunda HMS Erebus'un enkazını bulabildiler. HMS Terror adlı gemi ise hala kayıp.
1915 yılında bir kalem fabrikasının müdürü olan Leo Frank, fabrikada çalışan 13 yaşındaki bir çocuğu öldürmekle suçlandı. Bu suçu Frank'in işlediğine dair elle tutulur hiçbir kanıt olmasa da jüri üyeleri tarafından idamı istenen Frank, suçsuz olabileceği için Georgia Valisi John Slaton tarafından ömür boyu hapis cezası aldı.
Frank'in suçlu olduğunu düşünen Atlanta halkı, onu linç ederek öldürdüler.
Tarihler 1982'yi gösterdiğinde 13 yaşındaki Mary Phagan'ı fabrika kapıcısı Jim Conley'in öldürdüğü ortaya çıktı.
Jim Conley aynı zamanda cinayeti işleyen kişinin Leo Frank olduğunu söyleyen ilk tanıktı.
Allah kuru iftiradan saklasın derler ya, son madde tam olarak o işte. Çok kötü bir durum çok.
9 aylık bir bebeğin yendiğini hayal edemiyorum çok kötü
The word STENDEC means: "Severe Turbulence Encountered, Now Descending, Emergency Crash-Landing."