Bir oturuşta okuyabileceğiniz ama kitabın kapağını kapatınca etkisinden çıkamayacağınız kitaplar vardır. Kısa oluşuna aldanarak elinize alırsınız ancak kitap bitse de öykü kafanızda devam eder. Bu tür kitapların yer aldığı listeyi inceleyerek siz de en çok etkileneceğiniz kitabı kolaylıkla bulabilirsiniz.
Anlatıcının asıl öykü ile ilgilenmediği ve çocukluktan kalma birtakım öyküler… 99 sayfadan oluşan bu kitap ile aynı soyada sahip beş kişinin dünyasına iniyorsunuz. Ancak bu dünyada, yaşanılanlar sadece hatırlandığı gibi…
Türk edebiyatının karanlık prenseslerinden biri olan Leyla
Erbil, öykü ve romanlarının odağında her zaman bir kâbus çekirdeği barındırır.
Bu çekirdek ile onu okuyan kişilerin korkularını da kışkırtır. Delilik görünümlü
yelpazede yer alan bu eseri okurken, yazılanlarda anlam buldukça siz de
kendinizi sorgulamaya hazır olun!
Sevgi Soysal'ın bir çıkış öyküsü olan Tutkulu Perçem'in gerçekliğe dil çıkartan bir başkaldırı olduğu söylenebilir. Yaşamdan bunaldığınız, önünüze çıkan bütün engellere takıldığınızı düşündüğünüzde okumayı tercih edebileceğiniz bu kitap ile düşecekken yazıya tutunan Soysal'a eşlik edebilirsiniz.
Kısa ve etkili öyküleri ile öne çıkan Sine Ergün, hayata ve çevreye karşı olan farklı bakışlarıyla hemen dikkat çekiyor. Baştankara, gerçekliği kırarak ruhsal durumların daha derinine iniyor. Bilinçaltının anlık haykırışlarını dile getiren bu kısa öyküler ile kendinizle baş başa kalmanın tadını çıkarabilirsiniz.
Gamze Arslan, insanın çevresindeki her şeyle bağına odaklanarak, okurlarıyla konuşuyor. Ancak öykü dünyasında yer alan düğümlerin hepsi çıkmaz sokaklara dönüşüyor ve okurlar sırların çözülüşüne tanıklık ediyor. Bütün bunların arasında varoluşsal açmazlarla karşılaşarak sorulara cevap aramak için Çerçialan vazgeçilmez bir başucu öyküsü haline geliyor.
Ödlekler Cesurdur, kendini yaşadığı yere ait hissetmeyen herkesin dramını ele alıyor. Bir solukta okuyacağınız 14 öyküden oluşan bu kitapta çeşitli şehirlere uğrayarak insanların yaşama sevinçlerine ortak olabilirsiniz.
Stefan Zweig'ın anlatışıyla bir aşkın ne kadar derinden olabileceğini görebileceğiniz Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, aşk ile ile ilgili düşüncelerinizi sorgulamanıza neden olacak.
Kitabı sadece okumakla kalmayıp, kitabı yaşamaktan hoşlananlardansanız Kağıt Ev, tam size göre bir kitap.
Alice Miller, psikanalist ve sosyolog olmasına bağlı olarak Hayat Yolları'nda yedi farklı öykü kahramanıyla deneyimlerini aktarıyor. Kahramanların büyük bir kısmını kadınlar oluşturuyor. Miller, kadınların yaşadıkları çeşitli travmaları örnek hikayelerle okurlarına sunuyor.
Tek bir dilek hakkına sahip olunan bir doğum günü hikayesi... Oldukça kısa bir öyküyle adeta yüreklere büyü yapıyor Haruki Murakami.
'Görünmez bir güneş omuzlarımızı ısıtmaya başladı. Ama güneşin varlığı bile ilgimizi çekmiyordu. Mesafe, zaman ve yön kavramımızı kaybetmiş halde orada, nerede olduğunu bilmediğimiz bir yerde oturduk. Yanımızdan birçok ses geçti. 'Çulluklar gözlerimizi oydu,' dedik. Seslerden biriyse şöyle dedi: 'Bunlar gazeteleri fazla ciddiye almışlar.' Sesler ortadan kayboldu. Bizse öylece, omuz omuza oturmaya devam ettik.'
Arjantinli yazarın fantastik öykü durağının ilk durağı olan Ötekinin Rüyası, yazara aşina olan herkesin başucu kitabı haline gelecek bir kitap. Yazarla yeni tanışacaklar içinse mükemmel bir giriş kitabı.
“Doğrusu size ne kadar çok şey anlatırsam aslında o kadar az anlayacaksınız. Hayattaki bazı şeyler böyledir. Kendi başınıza çözmeniz gerekir…”
Herkesin içinde bir çocuk olduğu her zaman söylenir. Shaun Tan içindeki bu çocuğun meraklı yanıyla dünyanın tuhaflığını ortaya çıkarıyor. Kitabı okurkan bir noktada kendinizi farklı bir yerde yabancı olma durumu içinde hissedebiliyorsunuz...
Sokakta yürürken yanından geçtiğiniz herhangi bir insanın iç yüzüne ışık tutan Madalyonun İçi ile siz de kendinizi bulabilirsiniz!
Büyükten küçüğe her kesime kolaylıkla hitap edebilen Şermin Yaşar, Deli Tarla ile yeniden gülmeyi başarabilen insanlara odaklanıyor. Coşkulu ve merhamete muhtaç bir şekilde...
Gerçekle, gerçek dışının ortasında yürüyen çocukların yer aldığı bu kitapta, çocuklar cesaretlerini ceplerinde taşıyor. Yetişkinliğin sıkıcı dünyasından kaçıp çocukların dünyasına güzel bir şekilde inen Yekta Kopan, çocuklar var olduğu sürece umudun da var olacağını çok güzel bir şekilde hatırlatıyor.
İnsani ilişkilere değinmenin yanı sıra günümüz ilişkilerini de sorgulayan Mustafa Kutlu, yazdığı satırlarla okuyucuyu adeta kendi içine çekiyor...
'Güz.
Nedir güzün güzelliği?
Yaprakların kızırması, sararması, ardından dala elveda diyerek ayva kokan esintinin kolları arasında, bir o yana bir bu yana salınarak toprağa düşmesi. Şahane ayrılık, şahane ölüm. Toprak ve yaprak iki sevgili değil midir? Yahut ana-oğul. Yaprak düşer, bin parçaya ayrılır, ana kucağında ölür. Bu dramatik kavuşma için yağmurun sayısız bestesi vardır. Taze mezar üstüne yağar, yağar...
Ne zamana kadar?
Kara çevrilip tüm âlemi sessizlik kaplayana kadar. Sonra matem sona erer, güneş gülümser. Dallara su yürür ve tomurcuk patlar. Toprak ana yavrusunu hayata uçurur. Devran böyle döner.'
Hayatın insan için biriktirdiği kırık dökük aşklar, hayal kırıklıkları, bir çocukluk anısına Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu ile ulaşmaya hazırlanın. Okuduğunuz öykülerde kendinizden bir parça bularak 'insan'a dönüşün tadını çıkarabilirsiniz.
16 kentten 16 farklı hikaye...
Murathan Mungan ile farklı farklı kentleri dolaşmaya, dolaşırken gezdiğiniz sokakların içinde kendinizi bulmaya hazırlanın!
Kendi zamanını yaşatan ve hayatın içinden akan Geniş Zamanlar, kısa sürede sizi etkisi altına hapsedip uzun bir süre de bırakmayacak kitaplardan biri...
'Belki de hayat, bir şeylere yetişmeye çalışırken kaçırdığımız anların toplamıydı. Bir durup düşünsek yaşamın sırrına erecektik belki. Yahut kafayı sıyıracaktık kendimizi dinlemekten. Caddelerde gezinirken üzerimize üzerimize gelen insan selinde boğulmamak için saptığımız ara sokak denize çıkacaktı da, “Oh be,” diyecektik, “dünya varmış.” '
İstanbul'u bir binanın çatısından izlediğiniz hissine kapılmanızı sağlayacak olan Ben Orada Değildim Üstelik Siz de Yoktunuz, karakterlele sohbet etme isteğinizi artıracak. Üstelik bunu yaparken kendinizle ilgili kaçtığınız her şeyle de yüzleşebileceksiniz.
Alçalışın bile yok edemeyeceği bir insanlık onuru...
İnsanlığa dair sürekli ümit besleyen Orhan Kemal, 72. Koğuş ile bunu yine gözler önüne seriyor. İnsanın haysiyetinin düşebileceğin en son noktaya düşüşünü göstermesine rağmen yine bir direnişi dile getiriyor.
Küçükken okullarda mutlaka okutulan kitapların başını çeken İnsan Ne ile Yaşar, büyüyünce tekrar okunup farklı bakış açılarıyla incelenmesi ve düşünülmesi gereken kitaplardan biri olarak yer alıyor.
Erdal Öz'ün klasiği haline gelen; yaşantılardan yola çıkılıp, yaşanmış olmayanı anlatan öyküler...
Öykülerini belki yaşanacak belki yaşatacak olan şeklinde tanımlayan Öz, yaşanmışlıklardan yeni gerçekliklerin ortaya çıktığını söylüyor. Üstelik bunu öykünün büyüsü olarak tanımlayıp, yaşadığı hazzı dile getirmenin zor olduğunu belirtiyor.
Düşlerini alan herkesin düşlerin peşine düştüğü bir kitap...
Düşlerini yanına alıp yeni bir dünyaya girmeye hazırlan sen de!
Sırtındaki çantaya tüm düşleri doldurmuştu. Önce eşitliği koymuştu içine, sonra kardeşliği, sonra özgürlüğü. Barışa yürüyordu.
Arkadaşlık, tutku ve bağlılık...
Duygular arasında yaşanan git-geller, yaşanan çeşitli gönül kırıklıkları...
Kırgınlıkları onarmaya çalışan bir kitap; Peruk Gibi Hüzünlü
İmkansız Öyküler, biçim ve içerik bakımından edebiyatta yenilikler taşıyor. Yoğun dil işçiliği barındıran öyküler derin ve vurucu yönleriyle yeni bir yol açıyor.
En kısa hikâye parçasına an denir.
Bazı anlar bütün yaşamımızı belirler.
'Bütün yaşamımız' dediğimiz de o birkaç âna bakar aslında...
Bu yüzden yıllar sonra en çok hatırladıklarımız anlardır.
Gerisi bulanıktır. Geçmişi anlar berraklaştırır.
Salah Birsel'in klasik yazım çizgisi üzerinde ilerleyen, gerekli yerlerde okura molalarını veren Paf ve Puf, tarihin derinliklerinde edebiyat ve edebiyatçıların gizlerinde dolanıyor. Okura da gösterişsiz olmasına rağmen güçlü anlatıma sahip bu eserin keyfini çıkarmak kalıyor...
'Onu görünce değişeceksin. Aklına bir görüntü daha eklenecek. Bir tane daha yeşil bulacaksın. Onun varlığı sana bir nadirliği daha kanıtlayacak. Ama o, sen olsan da olmasan da değişmeye devam edecektir. Zamanı gelince bütün yeşillerin arasında yeşerecek, bütün sarıların içinde sararacaktır. Hani kadınlar bir bitkinin tüyünü, kökünü, yaprağını ve kokusunu ayrıştırır ya, bütün bunları bırakacaksın bir tarafa.'
13 öykünün bir arada bulunduğu Sandık Lekesi, satırların arasında kendinizi kaybederken düşüncelere boğulacağınız kitaplardan birisi...
Güzel özetlenmiş iyi tavsiyeler
İlgimi çeken güzel kitaplar oldu teşekkür ederimmmm :))