Onları hiç görmedik, yaşadılar ve yok oldular biliyoruz; ama nasıl, gelin bakalım?
Onları hiç görmedik, yaşadılar ve yok oldular biliyoruz; ama nasıl, gelin bakalım?
Kaynak: BBC
Araştırmacılara göre o gün gezegenin en karanlık günüdür. Yüksek tahminlere göre göktaşı Meksika'nın Yucatan Yarımadası'na çarpar ve burada 1991'de keşfedilen 200 kilometrekarelik Chicxulub Krater'ini oluşturur.
O sırada dünyada yaşayan ve hakim tür olarak niteleyebileceğimiz, sıklıkla filmlerimize konu olan dinozorların yok oluşu işte böyle başlar. Ve düşünce o ki hakim türün ortadan çekilmesi sonucu omurgalı memeliler, yani biz, sudan çıkmak için fırsat buluruz.
Ve insanlar şu an burada keyif yapmakta. Ancak garibim dinolar 65 milyon önce bırakın keyif yapmayı bu 12 kilometre çağındaki göktaşını görünce ne düşündü acaba? Uzmanlara göre göktaşı çarptığında 100 km çapında ve 30 metre derinliğinde bir çukur oluşturur. Sonrasında ise çukurun kenarlarının çökmesi ile kraterin genişliği 200 metreyi bulur.
Bu kesitin en alt 20 metresine bakıldığında camsı molozlar görülür. Bu da demek oluyor ki çarpmanın ilk saniyelerinde ortaya çıkan ısı ve basınç kraterin dibine yayılır ve oradaki kayaları eritir. Çarpmanın şiddeti öyle ki kraterin dolması saatler alıyor ve deniz suyu krateri doldurdukça kısım kısım reaksiyonlar oluşarak son olarak moloz parçaları kratere yapışıyor.
Profesör Sean Gulick'e göre çarpmanın yalnızca ilk gününde oluşan dev dalgalar kraterin yüzlerce kilometre ötesine ulaşır. Ve giden dalgalar dönüşlerinde bol bol moloz taşır. Ayrıca kesitin üst kısmındaki toprak ve kömür, o an dünyanın alev alev olduğunun da ayrıca bir göstergesi oluyor.
Ancak kraterden alınan kesitin hiçbir tarafında sülfür bulunamaz! Yahu nereye gitti bu kadar kükürt içeren bileşik? İşte efendim, sülfür, su ile karışınca dışarı atılıyor yani göğe yükseliyor ve iklimin soğumasına neden oluyor.
Yapılan araştırmalar ise bunun 3'te 1'i kadar bir miktarın atmosfere girmesinin Dünya'nın sıcaklığını 25 derece düşüreceğini ve bu durumun 15 yıl süreceğini gösteriyor. İşte bu korkunç iklim değişikliği canım dinoları yeryüzünden siliyor ve biz memelilere gün doğuyor; çünkü bu dönemden sağ çıkmayı başarabiliyoruz!
İlk soru için uzmanlar diyor ki: İnsan zekasına yakın olmasa da dinozorların karga veya primatların karmaşık problemleri çözme yetisine sahip olabilmeleri işten bile değil; ancak biz insanlar mamutları nasıl yok ettiysek onları da yok edebilirmişiz yani biz her halükarda dünyaya geliyoruz!
Gerçi 470 milyon kilometre uzağımızda olsa da günler göz açıp kapatıncaya kadar geçer... Şaka bir yana uzmanlar önümüzdeki yüzyıl için büyük bir göktaşı çarpması beklemiyor. Ancak bir yok oluşa neden olabilecek taşlar için ise 'yerçekimi traktörü' adı verilen bir teknikle göktaşının yönlendirilmesi planlanıyor. İsterseniz bu tekniğe de başka bir içerikte değinelim, Dünya ile kalın dostlar!
Yabancı bir yayın 2135 yılında Dünya'ya çarpa riski yüksek bulunan Bennu isimli bir asteroitten bahsediyordu. Atmosfere giriş esnasında parçalanmayacak büyüklükte. Nasa bu riski ortadan kaldırmak için çalışmalar yapıyordu bahsettiğiniz "yerçekimi traktörü" tekniği de belki bununla ilgilidir. Diğer gezegenlerin çekim gücüne girip yön değiştirmez ise şimdilik iki planları var nükleer ve bennu planı. :)) 2036 yılında da başka bir göktaşı Dünya ile Ay arasından geçecek, Dünya'ya çarpma riski yüzde üç ve zarar verecek büyüklükte olmadığı için tehlikeli görünmüyor. Zaten her yıl Dünya'ya ortalama 40 - 60 bin ton civarında göktaşı veya toz halinde gök cisimleri düşmekte, hayatı sonlandırmaya çapları yetmiyor.
özlediğimiz içerikler.,Her gün tarih ve uzay hakkında yeni bilgiler keşfediyoruz.Yine de yeterli bilgiye sahip değiliz.Dipsiz bir kuyu kazdıkça kazıyoruz.
Konuyla ilgili olarak Dinozorların Yükselişi ve Çöküşü / Steve Brusatte kitabını okuyabilirsiniz. Şu an okuduğum Altıncı Yok Oluş / Elizabeth Kolbert'in kitabında ufak bir kısım buna ayrılmış. Kolbert'in kitabı biraz can yakıyor ama okumakta fayda var.