Teknoloji geliştikçe her konuda olduğu gibi uzayla ilgili de birçok yeni bilgi açığa çıkıyor. Geçtiğimiz yıllarda dünyanın tek uydusunun Ay olmadığı keşfedilince bilim dünyası bu gelişmeyle resmen çalkalanmıştı. Kamo'oalewa adı verilen bu uyduyla ilgili yapılan araştırmaların sonuçları ise çok çarpıcı. Gelin, Dünya'nın diğer uydusunun gizemli yapısını mercek altına alalım.
Aslında asteroit yani bir tür 'küçük Güneş sistemi cismi' olan Kamo'oalewa, 27 Nisan 2016 tarihinde keşfedildi ve o dönem 2016 HO3 olarak adlandırılıyordu. Kamo'oalewa uydu değil, yarı uydu kategorisine giriyor ve yılda bir kez bile olsa teleskoplardan oldukça net görülebilecek bir şekilde parladığı için diğer yarı uydulara kıyasla kolayca incelenebiliyor. Apollo adlı asteroit grubunda yer alan Kamo'oalewa, Hawaii dilinde 'hareketli gök cismi' anlamına geliyor.
Sadece 50 metre çapıyla keşfedilmesi zor olan Kamo'oalewa, Ay'dan 70.000 kat daha küçük ve bu minik gök cisminin nereden geldiği tam olarak belirlenemedi. Güneş'in kütle çekiminden büyük oranda etkilendiği için ilginç bir yörüngeye sahip olan Kamo'oalewa hem Güneş'in hem Dünya'nın etrafında dönüyor. Ancak bilim insanlarının açıklamalarına göre Dünya olmasaydı da Kamo'oalewa'nın aynı yörüngede dönmeye devam edeceği düşünülüyor.
Kamo'oalewa'nın ne zamandır var olduğuna ve nereden geldiğine dair pek çok araştırma ve analiz yapılsa da yeterli bilgiye ulaşmak mümkün olmadı. Yine de bu yarı uydunun Ay'ın yüzeyine çarpan bir meteorun parçalarından biri olabileceğine dair görüşler bulunuyor.
Varlığının ortaya çıktığı ilk günden beri bilim dünyasını kasıp kavuran Kamo'oalewa ne yazık ki yılda sadece bir kez gece vaktinde görülebiliyor. Yani bu gök cisminin epey utangaç, belki biraz da asosyal olduğunu söyleyebiliriz. Dünya'ya yakın olan tüm asteroit spektrumlara bakıldığında onlarla bu cisim arasında herhangi bir eşleşme olmaması da merak uyandırıyor.
Sadece geceleri ortaya çıkan yarı uydunun özellikle ışık toplama gücü yüksek teleskoplar tarafından gözlemlenmesi daha net sonuçlar ortaya koyuyor. Böylece üzerindeki tüm yansımalar, renkler ve detaylar daha net şekilde görülebiliyor. Kamo'oalewa'nın utangaç ve asosyal olmasına naz yapmasını da ekleyebiliriz sanki, ne dersiniz?
Gök bilimciler uzun bir süre Kamo'oalewa'yı incelediler ve bunun sonucunda bu gök cisminin kırmızı renkli olduğunu tespit ettiler. Kamo'oalewa'nın kırmızı renkli olması, içinde metalik minerallerin bulunduğuna dair ipucu veriyor. Yarı uydunun doğru şekilde incelenmesi için Güneş ışınlarının gök cisminin yüzeyinden nasıl yansıdığına da bakıldı. Görünümünün Ay'ın yüzeyine benzemesi ise Ay'dan kopan bir parça olabileceği iddialarını kuvvetlendirdi. Çünkü daha önce bu yapıya benzeyen tek taş parçası yine Ay'dan alınan bir örnekti.
Kamo'oalewa'nın özelliklerini daha iyi anlayabilmek için daha detaylı bir inceleme yapmak gerekiyor. Bunun tek yolu ise bu gök cisminden örnek almak. Çin, 10 yıl içerisinde Kamo'oalewa'dan örnek parça alarak karşılaştırma yapmayı düşünüyor. Böylece bu cisminin Ay'dan kopan bir parça olup olmadığı da kesinleşecek. Yine de bazı araştırmacılara göre Kamo'oalewa'nın Ay'ın bir parçası olduğunu düşünmek yapılabilecek en kolay şey!
Ne yazık ki ikinci uydumuz bizimle çok uzun süre kalmayacakmış. Yapılan araştırmalar, bu parlak yarı uydunun yaklaşık 300 yıl sonra yörüngeden çıkarak kendi yoluna gideceğinin sinyallerini veriyor. Uzay boşluğunda ona ne olacağı ise bir soru işareti çünkü uzay bilinmezlerle ve sürprizlerle dolu. Ayrıca bu tarz oluşumların zaman zaman ortaya çıkıp sonra kaybolması da son derece normal kabul ediliyor.
Oyy çen utandın mı 😝
Önemli olan boyu değil işlevi
yeni yetme.