Çok Sevilen Dünyaca Ünlü Roman "Gone With the Wind" Hakkında Az Bilinen 10 Büyüleyici Gerçek

1936'da bugün, Margaret Mitchell'in 'Rüzgar Gibi Geçti' romanı yayımlandı. Doğum günü şerefine, Pulitzer Ödüllü bu roman hakkında bilmediğiniz 10 şeyi sıralıyoruz! İşte o liste...

1. Margaret Mitchell kitabı can sıkıntısından yazdı.

Can sıkıntısı, 25 yaşındaki Margaret Mitchell'in edebiyat tarihinin en sevilen 63 bölümünü yazmasına neden oldu. Margaret Mitchell House'a göre Mitchell, Atlanta Journal Sunday Magazine'de gazetecilik yaparken 'bir dizi sakatlık' nedeniyle iyileşmek için izne ayrılmıştı. Ayak bileği bu kez yavaş iyileşince, kendini yazarak meşgul etmeye karar verdi.

2. Neredeyse kimse onun kitap yazdığını bilmiyordu.

Mitchell sonraki on yılını karakterler ve olay örgüsü üzerinde çalışarak geçirmesine rağmen, neredeyse hiç kimse onun bir kitap yazdığını bilmiyordu. Çalışmalarını arkadaşlarından ve ailesinden gizlemek için, bir keresinde beklenmedik bir şekilde misafirleri geldiğinde oturma odasının zeminine saçılmış sayfaların üzerine aceleyle bir halı atmak da dahil olmak üzere, aşırı çaba sarf etti.

3. Mitchell'in kitabı yayınlamak gibi bir planı yoktu.

Hayatının 10 yılını bu kitap üzerinde çalışarak geçirmesine rağmen, Mitchell'in kitabı yayınlamak gibi bir niyeti yoktu. Bir 'arkadaşı' onun bir kitap yazmayı düşündüğünü duyduğunda (aslında kitap yazılmıştı), 'Düşünsene, sen bir kitap yazıyorsun!' gibi bir şey söyledi. Sinirlenen Mitchell, ertesi gün devasa taslağını bir Macmillan editörüne götürdü. Daha sonra bu hareketinden pişman oldu ve editöre bir telgraf göndererek 'Fikrimi değiştirdim. Taslağı geri gönderin.' yazdı.

4. Scarlett ilk başta Pansy olarak düşünülmüştü.

Siz onu artık Scarlett olarak tanıyorsunuz ama Rüzgâr Gibi Geçti'nin kadın kahramanının adı yıllarca Pansy olarak kaldı. Yayıncı isim değişikliği talep etmeseydi muhtemelen öyle kalacaktı. Mitchell arkadaşı ve kitabın yardımcı editörüne 'Ona 'Çöp O'Hara' da diyebiliriz,' diye yazmıştı. 'Sadece bu lanet şeyi bitirmek istiyorum.'

5. Tara'nın ismi de yazım aşamasında farklıydı.

İsim değişikliklerinden bahsetmişken, Rüzgar Gibi Geçti'nin ilk taslaklarında Tara'dan 'Fountenoy Hall' olarak bahsediliyordu.

6. Doktor Holliday Mitchell'in kuzeniydi.

Margaret Mitchell'in ailesinde başka bir Güney efsanesi daha vardı: Eski Batı silahşörü (ve diş hekimi) Doc Holliday, Mitchell'ın evlilik yoluyla kuzeniydi. Pek çok kişi Mitchell'ın Ashley Wilkes'ın ilham kaynağı olarak ünlü akrabasını kullandığına inanmaktadır.

7. Scarlett ve Rhett'e ne olduğunu Mitchell de bilmiyor.

Scarlett ve Rhett'e hikayenin sonunda ne olduğunu bilmeyenler listesine Mitchell'ı da ekleyin. Kendi kafasında bile 'gerçek' bir final olmadan sonu belirsiz bıraktı. 1945'te Yank dergisine verdiği demeçte, 'Tek bildiğim, Rhett'in daha az zor olan başka birini bulmuş olabileceği' diyor.

8. Kitabı okumamış olsanız bile son satırını bir yerlerden duymuşsunuzdur. "TOMORROW IS ANOTHER DAY."

Bu aynı zamanda kitabın geçici başlığıydı. Mitchell kitaba Bugles Sang True ya da Not in Our Stars isimlerini vermeyi de düşündü. Sonunda karar verdiği başlık Ernest Dowson'ın Non Sum Qualis Eram Bonae sub Regno Cynarae adlı şiirinden geliyor: 

'Çok şey unuttum, Cynara! Rüzgârla birlikte gitti (Gone With the Wind), Güller savurdu, güller kalabalığa karıştı, Dans etti, senin solgun, kayıp zambaklarını aklımdan çıkarmak için'

9. Romanın kötüleyenleri de vardı.

Rüzgar Gibi Geçti artık bir klasik olsa da, yayınlandığı dönemde herkes bu epik romanın hayranı değildi ve buna eleştirmenler de dahil. The New York Times'ın kitap eleştirmeni Ralph Thompson hiç etkilenmemişti. Eleştirileri arasında:

'Tarihsel arka plan kitabın başlıca erdemidir ve Bayan Mitchell'in eserine ne kadar önem atfedilirse atfedilsin, bu roman inandırıcı olmayan ve biraz da saçma olan olay örgüsünün yanında rükuş bir zamane hikayesidir.' gibi bir ifade de var.

10. Eser, film haklarıyla bir rekora imza attı.

Film kralı David O. Selznick 1936'da film haklarını 50.000 dolara satın aldığında, bu rakam o güne kadar bir kitap için ödenen en yüksek rakamdı. Mitchell filmin yapımına katılmayı reddetti, ancak birkaç ayrıntı dışında (örneğin Tara'yı fazla zengin buldu) filmi çok sevdiği söyleniyordu. Başyapıtını yazmak için on yılını harcamış olsa da, Mitchell bunun ardından gelen şöhretin tadını ancak kısa bür süre çıkarabildi (doğrusunu söylemek gerekirse, şöhretten pek de 'keyif alamadı'). Mitchell, 11 Ağustos 1949 akşamı kocasıyla birlikte film izlemeye giderken Atlanta'nın Peachtree Caddesi'nde hızla gelen bir araba çarptı. Yaraları nedeniyle birkaç gün sonra yaşamını yitirdi.

İçeriğimiz bu kadardı. Düşüncelerinizi yorumlarda belirtmekten çekinmeyin!👇

Bu içerikler de ilginizi çekebilir.👇

Ukraynalı Fotoğrafçı Marta Syrko Ölümle Yüzleşen Ukrayna Savaş Gazilerini Sanatına Konu Ediyor
Cillian Murphy'nin Travmatik ve Acı Dolu İrlandalı Babayı Oynadığı 'Small Things Like These' Hakkında Detaylar
Avustralya'nın Sadece 350 Kişi Tarafından Konuşulan Yeni Bir Dil Keşfedildi

Popüler İçerikler

Galatasaray'ın Yıldızı Osimhen İçin Fenerbahçe Napoli ile Temasa Geçti
Eski Bakan Işın Çelebi'den Fenerbahçe'ye Sert Yanıt: ''Devletin İmkanlarını Kullanıp ‘Yapı’ Diyemezsin''
Üç Milyon Emekliyi Bekleyen Tehlike: 2025'te 12 Bin 500 TL Maaş Almaya Devam Edebilirler!
YORUMLAR
11.04.2024

Kesinlikle okunması gereken bir kitap

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ