Türkiye'de her bir ev için günde ortalama 4,76 adet ekmek tüketildiği düşünülüyor. Ekmekler lezzetli, kullanışlı ve her yere kolayca taşınabildiği için bu kadar yenmesinin nedeni çok açıktır. Bununla birlikte, tadı çok güzel olan çoğu şey gibi, ekmeğin de insan vücudu üzerinde olumsuz etkileri vardır. Vücudumuz rahatsız olduğunda, sorunu halledebilmemiz için bize bazı işaretler gönderir.
Detaylar yazının devamında...
Glutene karşı toleranssız olan veya Çölyak hastalığından muzdarip olan ancak bunun farkında olmayan insanlar sürekli şişkinlik hissedebilirler. Ayrıca, bağırsaklarını tıkalı hissettikleri için tuvalete gitmekte zorlanabilirler. Glutene karşı toleranssız olmayabilirsiniz, ancak buğday ve diğer tahılları tükettiğinizde yüksek hassasiyete sahip olabilirsiniz. Bu durumda yapılacak en iyi şey, glütenin size zarar verip vermediğini öğrenebilmeniz için doktorunuzla bazı testler yapmaktır.
Beyaz ekmek, beyaz pirinç ve kraker gibi yüksek oranda rafine edilmiş tahılların kalorilerinin yüksek olduğu doğrudur. Bu gıdaların çalışma şekli, şeker içeriklerinden dolayı daha fazla yemek istemenizi sağlamaktır. Bu yüzden kendinizi daha üzgün veya stresli hissettiğinizde, bir an için kendinizi daha iyi hissettirecek rafine tahıllara ulaşırsınız.
Bu nedenle, tam tahıllı ürünlere geçerseniz kolayca önlenebilecek bir şey olan kilo alımını da engellemiş olursunuz. Bir çalışma, bu ürünlerin rafine tahıllardan daha hızlı karın yağı kaybetmenize yardımcı olabileceğini kanıtlamıştır. Ve bunun nedeni daha fazla vitamin ve mineral içermeleridir. Ancak bu, tüketimleriyle aşırıya kaçabileceğiniz anlamına gelmez.
Kendi pişirdiğiniz ekmeğiniz, yükselen kolesterolünüzden sorumlu olmayabilir, ancak marketlerden veya fırınlardan satın alınan unlu mamuller, kruvasanlar, tereyağlı börekler ve her türlü paketlenmiş ekmek ürünleri gibi ürünler trans yağ bakımından yüksektir. Bu ürünler düzenli olarak tüketilirse kolesterolünüzü artırabilecek çok miktarda tereyağı ve yumurta içerir.
Ayrıca, glüten içeren çoğu ürün aynı zararlı kategoriye girer. Bu ürünler, paketlenmiş kurabiyeler ve kekler, çörekler ve ticari olarak kızartılmış yiyeceklerin çoğunu içerebilir. Yapabileceğiniz en iyi şey, içerik kısmında olup olmadığını görmek için paketi her zaman kontrol etmektir.
Rafine tahıllar, karşılaşabileceğiniz başka bir sorunun suçlusudur. Makarna, beyaz pirinç, erişte, tahıl gevreği ve beyaz unla yapılan her yiyecek cildinizde bozulmalara neden olabilir. Bir çalışmaya göre, çok fazla rafine karbonhidrat tüketen kişilerde akne gelişme riski %30 daha yüksektir. Bunun nedeni, bu ürünlerin şeker bakımından yüksek olması ve insülin seviyenizi artırmasıdır.
Bu artışa yanıt olarak androjen hormonları daha aktif hale gelir ve akne oluşumu başlar. Öte yandan, çok fazla şeker tüketmeyen insanlar, daha az sayıda cilt sorununa sahip olurlar.
Günlük diyetinizde çok fazla ekmek tükettiğinizde, kan dolaşımınıza yüksek miktarda insülin salınır. İnsülin, triptofanın kanınızda istediğinizden daha uzun süre kalmasına yardımcı olur. Triptofan, ruh halinizi dengelemeye yardımcı olan 2 nörotransmiter olan serotonin ve melatonin üretmeye yardımcı olan bir amino asittir. Ayrıca uykuyu teşvik eder ve uyku-uyanıklık döngüsünü düzenlemeye yardımcı olurlar.
Bu yüzden rafine tahıllarla dolu büyük bir yemek yedikten sonra uykulu ve ekstra hareketsiz hissedebilirsiniz. Bu nedenle, yemekten sonra işe geri dönmeniz gerekiyorsa, beslenme seçimlerinizi yeniden düşünmek isteyebilirsiniz.
Fazla tuz tüketimi tansiyonumuzun artmasına neden olan büyük bir etkendir. Sade bir dilim ekmek, günlük üst sınırın %15'i olan 230 mg'a kadar tuza sahip olabilir. Basit bir sandviç bu miktarın iki katına çıkartacaktır. Pizza, ekmek ve sandviçler gibi yüksek oranda işlenmiş gıdalar sodyum miktarını daha da arttırır.
Yüksek sodyum alımının sonucu, kalp hastalığı ve felçten muzdarip birçok insan için olan kan basıncındaki bir artıştır..
Ekmek, yüksek şeker içeriği nedeniyle enerjiye neden olabilir, ancak bu enerjiyi halsizlik takip eder. Bir çalışma, rafine edilmiş tahılların düzgün bir şekilde sindirilmemesi durumunda, bileşiklerinin birinin beynine ulaşabileceğini ve bazı zihinsel sorunlara neden olabileceğini göstermiştir. Buğdaya duyarlı kişilerin şizofreni, bipolar bozukluk, depresyon ve anksiyeteden muzdarip olma eğiliminde olduklarına dair kanıtlar vardır. Buğday içermeyen bir beslenme tarzına başlayan birçok insan zihinsel sağlıklarında önemli bir iyileşme görmüştür.
Depresyona sokan ekmek değil fiyatı