Akıl mütevazı olmayı da beraberinde getirir. Belki siz dillendirmiyorsunuz ama akıllı olduğunuzu biz anlıyoruz.Aslında birçok şeyi anlamak sizin için hiç de zorlayıcı değil. Ancak karşınıza aklınızın almadığı, tam kavrayamadığınız bir şey çıktığında asla peşini bırakmıyorsunuz. O konuyu, o kavramı, o olguyu anlayana kadar kendinizi zorluyor, zorluyorsunuz. Pes etmek size göre değil.Çevrenizden kopuk biri değilsiniz. Ailenizden, mahallenize, okulunuzdan, ülkenize, dünya gündemine kadar her şeyden haberdarsınız. Yaşadığınız dünyada olup bitenler sizin için önemli ve bu önemi dikkatiniz ve ilginiz ile veriyorsunuz.Başka insanların hatalarını bulup bunları onların yüzüne vurmak çok basit. Ancak siz kesinlikle böyle biri değilsiniz. Sizin için aslolan insanların olumlu yönleri, bunları görüp teşvik etmede hiç sıkıntı yaşamıyorsunuz. Zaten hiçbir zaman kolay yoldan gitmediniz ki?Çünkü farklı ve karmaşık düşünüyorsunuz. Size çok basit gelen bir şeyi başkalarına söylediğinizde bocalıyorlar. Mesela ince esprileriniz hak ettiği ilgiyi hiç görmüyor, çünkü anlaşılamıyorsunuz.Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim lafı sizin için son derece geçerli. Seçtiğiniz arkadaşlarınız akıllı, kendini bilen, sizi yansıtan insanlar.Akıllı olduğunuzun aslında içten içe farkındasınız ve bu da haliyle sizin kendinize yönelik beklentilerinizi arttırıyor. Çevrenizin olduğu kadar, kendinizin de farkındasınız.Olaylara farklı açılardan bakarak, artıları ve eksileri ile değerlendirmesini biliyor, herkes için iyi olacak kararı verme konusunda aceleci davranmıyorsunuz.Hayatta farklı doğrular olabileceğini, bu doğru yolların günün birinde tek bir doğruda kesişebileceğini aklınızdan hiç çıkarmıyorsunuz. Hele kendi doğrularınızı başkalarına empoze etmeye çalışmak gibi bir kaygınız asla yok.Oyun ile zekanın ne alakası var diye düşünmeyin, çok alakası var. Bilgisayar oyunlarından kart oyunlarına, Monopoly'den Jenga'ya, Tabu'ya kadar pek çok oyunu keyif alarak oynuyorsunuz. Çünkü bulmaca çözmek, dikkat toplamak, bir şeylerin altından kalkmak beyninizin ihtiyacı.Her şeyi ben bilirim havasında değilsiniz. Her şeyi bilemeyeceğinizin farkındasınız, bu bilinç bile ne kadar akıllı olduğunuzun başlı başına bir işareti aslında.Her insanın bir bütünün farklı bir rengi, başka bir yüzü olduğuna inanıyorsunuz. İnsanları olduğu gibi kabul etmede hiçbir sıkıntınız yok.Hep daha fazlasını bilmek, görmek, öğrenmek istiyorsunuz. Bunun için bir şeyi kurcalamaktan, bozmaktan, söküp takmaktan asla imtina etmiyorsunuz. Sizin için her zaman görünenin ötesinde bir şeyler mutlaka var. Siz buz dağının görünmeyen kısmıyla da ilgileniyorsunuz.Boş konuşmak asla size göre değil. Konuşurken seçtiğiniz kelimelere, anlatım biçiminize özen gösteriyorsunuz. Bu insanları terimlere, süslü kelimelere boğduğunuz anlamına gelmiyor. Sade ve anlaşılırsınız.Biliyorsunuz ki çözüm yolları daima problemlerden daha fazladır. Oturup dertlenmek, ağlayıp sızlanmak yerine hemen bu çözümleri kovalamaya başlıyorsunuz. Kaybedecek vakit yok.Boş zaman diye bir kavram sizin için yok. Hayattaki her saatin, her dakikanın nasıl doldurulacağını iyi biliyorsunuz.