Çoğu İnsanın Adını Bile Bilmediği Tarihin En Kötü Adamlarından Biri: Belçika Kralı II. Leopold

Kötü hükümdarlar denince akla genellikle belli başlı isimler gelir ancak esasında pek çok insanın ölümüne sebep olmuş başka hükümdarlar da bulunuyor ve II. Leopold da bunlardan bir tanesi. II. Leopold'ın tarihte neler yaptığını öğrenmek için buyrun sizi aşağıya alalım. 👇

Uyarı: Rahatsız edici detaylar ve görüntüler içerir.

Tarihte "kötü insanlar" denilince aklımıza genellikle Hitler, Stalin veya Kazıklı Voyvoda gibi kişiler gelir.

II. Leopold ise genellikle akla gelmeyen bir isimdir ancak kendisinin hükmettiği dönem boyunca 1 ila 15 milyon insanın ölümünden sorumlu olduğu tahmin ediliyor. Bu kişiler ise özellikle II. Leopald'ın acımasız sömürgeciliğine maruz kalan Kongolulardı.

Leopold II, babası I. Leopold'un unvanını alan ve 1885'ten 1908'e kadar 44 yıl hüküm süren Belçika'nın ikinci kralıydı.

Leopold II aslında oldukça popülerdi. Hükümdarlığı, yaptırdığı bir dizi büyük bina, kentsel proje ve diğer bayındırlık işleriyle damgasını vurmuştu hatta halk arasında 'İnşaatçı Kral' olarak biliniyordu. Onun yönetimi sırasında bir dizi büyük sosyal reform da yasalaştırıldı. İşçi sendikası ve çocuk işçiliği yasalarının kabul edildiğini gördü.

II. Leopold'un ülke içinde en çok tanınan özelliği, Fransa-Prusya Savaşı sırasındaki liderliğiydi.

Böyle bir tehlike ve belirsizlik döneminde II. Leopold, Belçika'nın ordusunu ve savunmasını reformdan geçirip iyileştirmenin yanı sıra Belçika'nın tarafsızlığını korumayı başardı. Örneğin 1887'de, kilit şehirler olan Liege ve Namur'daki savunmaları finanse etmesi için parlamentoyu ikna edebilmişti. Yurtiçinde, Leopold II sağlamdı ama dış ilişkiler açısından, o kadar da değildi.

Leopold II, bir ülkenin büyüklüğünün denizaşırı kolonilerle ilişkili olduğuna inanan biriydi.

Belçika' nın bir gün güçlü bir imparatorluk olacağını öngörüyor ve bu nedenle toprak elde etmek için çok çalışmıştı. Bununla birlikte, Belçika hükümetinin geri kalanı kolonileri Belçika'nın deniz donanması olmadığı için onlara pek faydası olmayacak bir savurganlık olarak görüyordu. Ancak Leopold II, hükümetin desteğini almasa bile kararlıydı ve bu durumdan etkilenmemişti. İlk olarak 1876 civarında, Leopold II, Kongo bölgesini gezmesi ve keşfetmesi için kaşif Henry Morton Stanley'i işe aldı. Stanley orada Kongo Nehri havzası boyunca seyahat etti, ticaret karakolları kurdu, yollar inşa etti ve II. Leopold adına yerel şeflerle anlaşmalar müzakere etti.

1884 yılında Berlin Konferansı'nda Afrika yerlilerine medeniyet ve Hıristiyanlığın faydalarını getirme bahanesiyle,diğer Avrupa güçleri, Leopold II'ye 1 milyon 994 bin kilometrekarelik bir arazi verdi.

Bu koloni onun kişisel mülkü olacaktı ve bölgesine 'Özgür Kongo Devleti' adını verdi. Kongo'da fildişi ve özellikle kauçuk gibi bol miktarda malzeme keşfettiğindeyse, hükümdarlığı gitgide kötüleşti. O zamanlar, dünya çapında kauçuk için olan arz patlaması, malzemeyi çok kazançlı hale getirmişti. Ancak kauçuk ağaçları sadece tropik bölgelerde yetişiyordu ve hasat için hazır hale gelmeleri yıllar alabilirdi.

O esnada orta Afrika yağmur ormanlarında, Landolphia asmaları adı verilen, bol miktarda kauçuk içeren bir bitki bulundu ve bu bitkiden II. Leopold'un topraklarında bol bol bulunuyordu.

Leopold II, 19 bin kişilik özel ordusuyla yerel Kongolu yerlileri ağır işlere ve kauçuk ağaçlarında çalışmaya zorlamaya başladı. Askerler bir köyün kadınlarını rehin alıyor ve erkekleri aylık bir lastik kotası toplamaya zorluyordu. Köyler kauçuk kotalarını karşılayamazlar ise, genellikle dövülüyor ve kırbaçlanıyordu.

Ancak verdikleri bir ceza aralarında en korkuncuydu. Askerler rutin olarak Kongoluların uzuvlarını kesiyordu.

Hatta çoğu zaman kestikleri uzuvları kişisel bir ganimet olarak götürüyorlardı. Kadın rehineler açlıktan ölüyor, erkekler ise ölümüne çalıştırılıyordu. Çocuklar, ailelerinden kaçırılıyor ve asker olarak eğitilmeleri için çocuk kolonilerine naklediliyordu. Köylerde isyan çıkarsa vahşice bastırılıyor ve yerle bir ediliyordu.

Kadınların çoğunun rehin alınması ve de erkeklerin kauçuk fabrikasında çalışması nedeniyle köyde avlanacak veya barınak inşa edecek çok az kişi kalmıştı.

Bu, Kongoluları hastalık ve kıtlığa karşı savunmasız hale getirdi. Sonuç olarak, doğrudan cinayetler, hastalık ve kıtlık nedeniyle, 1 ila 15 milyon arasında insan II. Leopold'un acımasız sömürüsünden öldü ve bu, o sırada Kongo nüfusunun yaklaşık yüzde 50'si demekti.

Leopold II'nin yöntemleri o kadar acımasızdı ki, diğer Avrupalı liderler bu konuda bir şey yapmaları gerektiğine karar verdiler.

Önce söylentiler, misyonerler ve ardından İngiliz gazeteci Edmund Dene Morel rejimi ifşa ettiğinde tüm gerçekler yayıldı. Sonuç olarak, Belçika parlamentosu Leopold'u toprakları Belçika hükümetinin kontrolüne bırakmaya zorladı. 1908'de kontrolü ele aldılar ve Kongo'nun resmi olarak bağımsız olup kendini Kongo Cumhuriyeti olarak kurmasından önce 1960'a kadar hüküm sürdüler.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Suçlular Tarafından Kaçırılıp Yine Organize Suç Örgütü Tarafından Kurtarılan Nell Donnelly'nin Hikayesi
Bugüne Kadar Hâlâ Çözülememiş ve Muhtemelen Asla Çözülemeyecek 6 Büyük Tarihi Gizem
Gelmiş Geçmiş En Acımasız Diktatörlerden Adolf Hitler Hakkında Bilinmeyenler

Popüler İçerikler

Mauro Icardi'den Olay Wanda Nara Paylaşımı: ''Evimde 2 Saat Boyunca Beni Taciz Etti''
Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı
Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi
YORUMLAR
28.02.2023

Fils de pute , bu şerefsiz ve daha anlarcası Afrikalıların kabusu oldu yıllarca, Avrupanın zenginliğinin sırrı Afrika, Hindistan ve Avustralya, Kanada'da ve bilimum koloni sayesindedir.

Leopold'ü eleştiriyor görünüp, fırsattan istifade Stalin’i, Hitler ve Kazıklı Voyvoda ile eşitlemek. Çok güzel, devam edin öyle, magazin sayfalarından abartılmış tarih bilginizle liberalizm propagandası yapmaya. Şurada ekşi sözlük iki kıvamında küçük burjuva sıkılganlığı paylaşımları görmek ne mutlu ediyor bizi bir bilseniz.

01.03.2023

stalini de güzellemezsiniz sanırım

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ