Çocukluk ve Bebeklik Döneminde Kitap Okumanın Gelişime Etkileri

Yeğenlerim Aren’e ve  Aras’a ithaf ediyorum… 

Bebeklerin ve çocukların dil gelişimi, doğumdan itibaren hızlı bir şekilde başlayarak, yaşam boyu devam eden bir süreçtir. Genel çerçevede çocuklar ve bebekler dış çevrede konuşulanları anlayabilecek biyolojik bir yapı da dünyaya gelirler. Bebeklerin ve çocukların öğrenmesi, başlangıçta sözcükleri işitmeye ve anlamlandırmaya başlaması anne ve baba ile nitelikli zaman geçirmesi ile ilişkilidir. Bu süreç ilerleyen dönemlerde çocukların iletişim kurma amaçlı dilin aktif bir şekilde kullanılmasına doğrulur evrilmektedir. Çocuklar bebeklik sürecini tamamladıktan sonra gelişimsel olarak 1 yaşında konuşmaya, 2 yaşında kelimeleri bir araya getirerek basit cümleler kurmaya, 3 yaşında ise kolay basit hikâyeler anlatmaya daha sonraki dönemlerde ise karmaşık yollarla düşüncelerini ifade etmeye başlarlar (Finnegan, Telfer, Warren, Lawton ve Nutbrown).  Okul dönemi içerisinde daha yetenekli iletişim kurmaya başladıkları görülmüştür. Temel olarak dil edinimleri her çocuk için benzer sıralamayı takip etmiş olsa da, bazı farklılıklar vardır. Bu farklılıklar sosyal çevresi, bireysel özellikleri olarak sıralanabilir. Örneğin; bazı bebekler 1 yaşına girmeden ilk sözcüklerini üretirken, bazılar ise daha geç konuşmaya başlamaktadır. Bazı bebekler, geç konuşmaya başlasa da kısa zaman içerisinde yaşına uygun bir sözcük dağarcığına sahip olurken bazıları için bu süre çok daha yavaş ilerlemektedir (Fenson vd. 2006’dan aktaran Fernald, Marchman ve Weisleder).

Bu noktada erken dönemde bebeklerin dil ve beyin gelişimi açısından ebeveynin etkisi var mıdır?

Yapılan pek çok araştırmada, ebeveynlerin çocukları ile kurduğu iletişim dil ve beyin gelişimi açısından oldukça önemli olduğunu göstermektedir. Anlar vd. göre, bu durum kritik dönem olarak adlandırılmaktadır. Bebeklerin ve çocukların anne – baba ile olan etkileşimli iletişim sağlamaları bilişsel gelişimi ve beyin gelişiminin altında yatan temel işlevleri biçimlendirmektedir. Anne ve babanın bebeği ile konuşması bazı sinirsel bağların güçlenmesini ve kalıcı olmasını sağlarken, 2 yaşından sonra diğerlerini budama yöntemine geçerek katalizör etmektedir. 

Ebeveyn-çocuk etkileşimindeki rolü nedir? 

Kitap okuma, bebeklerin ve çocukların öğrenme ve anne – baba ile nitelikli zaman geçirmesine fırsat sunan bir tecrübedir. Beraber kitap okumaya yönelik ilk çalışmalar 1970’li yıllara dayanır. Pek çok araştırma 5 ve 6 yaş çocukların kitaplarla olabildiğince erken buluşmaları için ulusal çapta çalışmalar yürütülmektedir. 

Erken çocukluk ve bebeklik döneminde kitap okumak çocuğun kelime darağacı açısından önemli bir fırsattır. Bebek ile annenin ortak dikkat gerektiren etkileşimlerde bulunma süresi zamanla arttıkça, bebeğinde sözel ve sözsüz iletişim becerileri artmaktadır. Ortak dikkat annenin bebeği ile zaman geçirirken çıkardığı seslere tepki vermesidir. Bebeklerin 16 ay gibi bir döneme geldiklerinde kelimeleri ve nesneleri eşleştirebildikleri düşünüldüğünde, daha erken dönemde etkileşimli kitap okumanın ise bu beceriler için hazırlık niteliği taşıdığıdır (Werker JF, Lloyd VL, Cohen LB, Casasola M, Stager C). 

Literatürde etkileşimli kitap okuma ile ilgili yapılan çalışmalarda Lonigan ve Whitehurst (1998) 3-4 yaş alt sosyo ekonomik düzeydeki çocuklarla çalıştıkları çalışma sonucunda çocukların dil gelişimlerinde etkileşimli kitap okumanın etkili olduğunu açıklamışlardır. Kitap okumanın çocukların kelime haznelerinin normal yapılan okumalara göre daha çok genişlediğini vurgulamışlardır. Okuma yazmayı öğrenmede en önemli unsurlardan kelime haznesi ve harf farkındalığı üzerindeki etkileri sözel dil gelişimi üzerinde normal düzeyde etkisi olduğu, okumanın kalitesinin ve sıklığının okuma yazmada önemli derecede etkilediği.  Bu nedenle çocukların okuma yazma becerilerini desteklemede ebeveynlerin çocuklarına etkileşimli kitap okumalarının başta kelime haznesi olmak üzere dil yeterliliklerini geliştirmektedir.

Sonuç olarak, kitap okurken ebeveynlerin bebek ile etkileşim hâlinde olması önemlidir. Başka bir deyişle, bireylerin sahip olduğu genetik potansiyele ulaşabilmelerinde çocukken ebeveynler tarafından sunulan dil ortamının niteliği önemli bir konumdadır ve erken dönemde dil gelişiminde farklılıklar görülebilmektedir. Çocuklara soru sormak, açıklamak, işaret etmek, yorum yapmak ya da dikkati sağlamak için ses tonu ve vurguyu değiştirmek etkilidir.

Beyinde frontal bölgedeki aktivasyonu artırma bebeklerin dil ve diğer bilişsel becerilerini gelişmesini desteklemektedir. Kitap okuma, bilişsel becerilerinin yanı sıra çocukların duygudaşlık gelişimine de etkisi olduğudur. Bu ne demek, kitap okuma esnasında annenin ya da babanın farklı duygulardan bahsetmesi, çocuğun yaşamı ile ilişkilendirmesi, hikâyedeki kahramanın yaşadıkları ve hissettikleri ile ilgili sorular yöneltmesi,  çocukların diğer insanlara bakış açılarını dair pek çok farkındalık geliştirmesine yardımcı olacaktır. 

Bu nedenle bebeklerle beraber düzenli kitap okumanın, duygusal gelişimini, dil gelişimini, empati yeteneğini, erken okur- yazarlık becerileri için bir hazırlık olduğunu, aile çocuk arasındaki iletişimini ev ortamına katkı sağladığı görülmektedir. Unutmamak gerekir ki, çocukların işittiği dilsel eğitimin miktarı ve kalitesi oldukça önemlidir. Yetişkinlerin çocukları ile konuştuğu sözcük sayısı konuşma şekli ve çeşitliliği ilerleyen dönem içinde uzamsal akıl yürütme, matematik ve sözel olmayan ya da sözel olan becerilerin gelişmesinin temelini oluşturur. 

Bu durum biz yetişkinler içinde farklı değildir. İnsanoğlunun yüzü aynı bir kitap gibidir. 

Cihan Taş

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!
Önce Meydan Okuyup Sonra R Yapmıştı: Murat Övüç "Bülentinkiler Sahte" Dediği Diva'nın Eteklerine Kapandı!
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?