KOCAELİ (AA) - ŞENGÜL AZBAY - Çocukluğunda kurduğu denizci olma hayalini gerçekleştiren Hilal Karademir, kimyasal madde taşıyan gemilerde 'uzakyol vardiya zabitliği' yapıyor.
Aylarca evine uğramadan uluslararası sularda mesleğini sürdüren 25 yaşındaki Hilal Karademir, 'uzakyol kaptanı' olacağı günü sabırsızlıkla bekliyor.
İstanbul'da yaşayan Hilal Karademir, AA muhabirine, 12 yaşında denizci olmaya karar verdiğini, o dönem gemi kaptanlığı için hangi bölümü okuması gerektiğini araştırdığını söyledi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği Bölümü'nü 2014'te kazandığını ve 2018'de mesleğe başladığını anlatan Karademir, şu anda uluslararası sularda hizmet veren, Türkiye'nin kimyasal tanker işletmeciliği alanında sayılı firmalarından birinde 'uzakyol vardiya zabitliği' yaptığını, bugüne kadar 3 ve 4. kaptan olarak görev aldığını belirtti.
Bölüm mezunlarının denizcilik sektöründe birçok alanda kariyer yapabildiğini kaydeden Karademir, zorunlu staj ve hizmet sürelerinin tamamlanmasıyla düzenlenen sınavlarda başarılı olunmasının ardından geminin asıl kumandanı kaptan olabildiklerini dile getirdi.
- 'Kadınsın, ne işin var gemide?'
Karademir, kadınların her sektörde olduğu gibi denizcilik alanında da bazı ön yargılarla karşılaştığını, bunları yıkmak için daha özverili çalışmaya devam ettiğini anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Kadınsın, denizde yapabilecek misin? Gemiyi sürebiliyor musun? Nasıl evleneceksin? Çocuğun olabilecek mi? Kadınsın, denizde uğursuzluktur. Kadınsın, ne işin var gemide? Bu gibi cümlelerle hala çok fazla karşılaşıyorum. Bu çok normal. Önceden beri erkeklerin egemen olduğu bir sektör. Hala da öyle ama bunu kadın denizciler olarak kırmaya çalışıyoruz çünkü okulda aynı bilgileri, aynı becerileri kazanıyoruz, aynı yeterliliğe sahibiz. Yaptığımız iş aynı. Zorluksa eğer bu erkek için de zor. Onlar da ailelerinden uzakta kalıyor, onlar da aylarca metal bir kutunun üzerinde yüzüyor. Bu yüzden, bunlara gerek olmadığını düşünüyorum. Özellikle eskiden erkeklerin daha egemen olduğu ve kadınların pek de tercih etmediği bir meslek olduğundan Türkiye'de kadın denizci sayısı azdı fakat bölümün gittikçe yaygınlaştığı son dönemlerde kadın denizci sayısı artmaya devam ediyor.'
Lise yıllarından beri ufkunu genişletecek, farklı insanlarla çalışmasını sağlayıp dünyayı göreceği bir mesleğin hayallerini kurduğunu ifade eden Karademir, deniz hayatının zor olduğunu ancak her türlü zorluğa rağmen görev aşkının kendilerine güç verdiğini söyledi.
- 'İstanbul Boğazı'ndan geçerken anneme dürbünle bakmıştım'
Karademir, evinden kesintisiz en uzak kaldığı sürenin 6,5 ay olduğunu, İstanbul Boğazı'ndan gemiye katıldığını ve tam 6 ay sonra Karadeniz'e çıkan bir sefer sebebiyle yine boğazdan geçtiğini bildirdi.
'O an memleketimi, evimi, ailemi ne kadar özlediğimi ve aslında insanların günlük hayatta farkına varmadan aileleriyle birlikte olma şansı bulunmasının ne kadar önemli olduğunu görmüştüm.' diyen Karademir, 'İstanbul Boğazı'ndan geçmeden önce anneme bilgi vermiştim. Anneme, 'Ben geçeceğim, gemime bakabilirsin.' demiştim. Annemi dürbünle gördüm ama onun beni görme şansı olmadı. Göremeyeceğini bildiğim için de kaptanımdan 'Düdük çalabilir miyim?' diye izin istemiştim. O şekilde anneme selam vermiştim. Hala hatırlarım ve duygulanırım.' ifadelerini kullandı.
Karademir, kimyasal tankerlerde çalıştığı için seferlerin genelde Avrupa limanları arasında kısa süreli olduğunu ve çok yoğun çalıştıklarını belirtti.
Kovid-19 salgını nedeniyle, gittikleri ülkelerde eskisi gibi gezme, stres atma ve alışveriş imkanı bulunmadığına değinen Karademir, hem liman otoritelerinin çeşitli kısıtlamaları sebebiyle hem de kendilerini riske atmak istemedikleri için dışarı çıkmadıklarını söyledi.
- 'Yöneteceğim gemiyi hayal ediyorum'
Seferde unutamadığı anlara değinen Karademir, şunları kaydetti:
'Korkmak değil de endişelendiğim bir seferim olmuştu. Unutamadığım an olarak şunu anlatabilirim, ikinci açık deniz stajımı tamamlıyordum. Uruguay'ın Montevideo Limanı'ndan Lübnan'ın Tripoli Limanı'na seyrediyorduk. Gemi çok eskiydi ve 1972 yapımıydı. Senelerce kızakta kaldığı için çok bakımsızdı. Atlantik Okyanusu'nu geçerken, öngörmediğim makine arızaları oluştu. Tabii o zamanlar işin bu derece riskli olduğunu, böyle arızalarla karşılaşılabildiğini bilmediğim için endişelenmiştim çünkü arıza tamir edilene kadar 1-2 gün boyunca sürüklenmiştik. 'Acaba ne olacak, seyre devam edebilecek miyiz? Okyanusun ortasındayız bizi kurtarmaya gelebilirler mi?' diye endişelenmiştim. Şimdi böyle durumlarla karşılaştığımda ne yapmam gerektiğini biliyorum, soğukkanlılığımızı koruyoruz.'
Öncelikli hedefinin 'uzakyol kaptanlığı' olduğunu dile getiren Karademir, 'Çünkü denizdeyken meslek büyüklerime baktıkça, bir gün kendi yöneteceğim gemiyi hayal ediyorum. Geminin süvarisi olmayı, kadın süvari olmayı hedefliyorum. Biz Türk kadınları, Türk denizcileri olarak bu işi yapabileceğimizi tüm dünyaya göstermeye çalışıyoruz.' dedi.
Karademir, denizcilikle ilgili akademik kariyer de hedeflediğini, deniz hukuku alanında yüksek lisans yapmak istediğini, her gün büyüyen ve değişen bu dinamik sektöre farklı yönlerden bakmanın kendisine olumlu katkılar sunacağını sözlerine ekledi.