Çocukluğunda Fazla Oyuncağı Olmayanların Oyuncak Niyetine Oynadığı 12 Ivır Zıvır

Eskiden yoktu öyle 3 liraya, 5 liraya oyuncaklar. Çoğumuz 1 ya da 2 oyuncağa sahiptik. Mahalledeki uzaktan kumandalı arabası olan çocuğa imrenerek bakar, akülü arabası olanın arabasının peşinden koşardık.

Belki pek fazla oyuncağımız yoktu evet

Ama her şeyden bir oyun yaratabilecek hayal gücüne sahiptik...

1. Koltuk minderlerinden yapılan ev ya da çadır.

Zekamızın, mimariye çok fazla çalıştığı zamanlardı o yıllar. Ev içinde ev yaparak aileye karşı bir nevi özerkliğimizi ilan ederdik. Saatlerce o koltuk minderlerinin altında kalır, çıkmazdık. En büyük kabusumuz ise, aileden birinin yanlışlıkla evimize çarpıp yıkmasıydı. Tekrar yapmaya kalksak da ilki kadar güzel olmazdı.

2. Tahtadan ve çivilerden yapılan küçük futbol sahası.

Kimin babasının ya da dayısının elinden çıkmadır bilinmez ama mahallenin demirbaşlarından olmuştur bu ev yapımı langırt.

Tahtaya 20-22 adet çivinin düzenli bir şekilde çakılmasıyla ve çizgilerinin çizilmesiyle yapılan bu minyatür saha; bir çok zorlu müsabakaya ev sahipliği yapmıştır. Yine olsa, yine oynanır.

3. Pet şişeyle maç yapmak

Genellikle ilkokulda teneffüslerde 4'e 4 yapılan aktivitedir. Büyük ihtimalle futbol topu anneden izin alınamadığı için okula götürülememiştir. Zil çalınca koşarak bahçeye inilir. 10 dakika içinde 8 kişiden 6 kişi o pet şişeye vurmaya ve karşı takıma gol atmaya çalışır. Ayağa yenilen tekmelerin haddi hesabı yoktur.

4. Anne terliğinden araba yapıp, halıda çılgınca drift atmak.

Anne terliğiyle samimiyetimiz azımsanmamalı tabi. O terliğin tek rakibi isveç çakısı bence. Yeri geldiğinde oyuncak araba olur, yeri geldiğinde annenin elinde bumerang olur.

Halıdaki keskin virajlarda onunla drift atmanın tadı başkadır.'Bir uzaktan kumandalı arabam bile yok anlıyor musun?

Hadi Gülümse...'

5. Cam macunu

80'lerde ve 90'ların başında çocuk olanların Playdoh Oyun Hamuru niyetine kullandığı, ellerde keskin bir koku bırakan kahverengimsi zımbırtı.

Pencerelerin kenarlarından tırnaklarımızla kazırdık onu. Elimizde yuvarlardık sonra saçma sapan şekiller yapmaya çalışırdık.

6. Plastik borudan yapılan Tüf tüf

Kağıttan yapılan fişeklerle tam bir savaş malzemesi haline gelebilecek malzeme. İzole bantla yine aynı borudan, tutmak için kabza ve sözde uzağı görmek için dürbün yapılabilir.

Mahallede ikili gruplara ayrılır birbirimizi bunlarla vurmaya çalışırdık. Nefesi kuvvetli olan ve cephaneliği çok olan kazanırdı hep. 

Bir de fişeklerin ucuna iğne geçirenler vardı ki, Allahım nasıl bir sadistliktir o. Adeta gece kabuslarımıza giriyordu onunla vurulacağız diye.

7. İp ya da paket lastiği

Bir lastikle bile eğlenebilirdik o zamanlar. Birinin lastiği tutması diğerinin de bir ya da iki parmak hareketiyle o lastiği başka bir şekle sokup kendi parmaklarına alması şeklinde oynanan bir oyun vardı. Evet çok saçmaydı ama oynuyoduk hacı biz.

8. Kibrit kutusundan ev ya da çerçeve yapmak

Ortaokul iş eğitimi derslerinde de yaptırıyorlardı bunlardan. El becerimizin ne kadar gelişmiş olduğunun kanıtı.

Böyle şeyler yapan bir nesilden çok fazla mucit çıkmaması da içler acısı tabi.

9. Gazeteden ve dikiş ipliğinden yapılan şeytan uçurtma

Çocukluğumuzun en büyük eğlencesi.

Gazete yapraklarını özgürlüğüne kavuşturup gökyüzünü fethetmişliğimiz çoktur.

Çıraklık eserimizdir.

İleride yaptığımız çitalı uçurtmaların teminatıdır.

10. Kuş sapanı

İsmi pek hoş olmasa da yapıp oynadığımız, kim daha uzağa atacak diye taşı lastiğe koyup sonuna kadar çekip fırlattığımız oyuncak sapan.

Hiçbirimiz bununla kuşları vurmaya kıyamadı tabi. Ama yine de vardı çoğumuzda bir tane.

11. Gazoz kapağı

Daha tasoların çıkmadığı zamanlarda bunlar vardı. En çok çeşidi elinde bulunduran mahallenin kralıydı. Bütün kapaklar yan yana dizilerek uzaktan bir taş atılır ve vurulan kapaklar artık yeni sahibinin koleksiyonuna katılırdı.

Ütmek kavramının ortaya çıkması bu kapaklar vasıtasıyla olmuştu.

12. 5 taş

Aklınıza o ilk gelen pırlanta yüzük değil. Karıştırmayın.

Tamam bu da genellikle kızların oynadığı bir oyundu ama pırlantayla yüzükle falan bi ilgisi yok yani.

Nasıl oynandığına gelince; adı üstünde beş taşın olduğu, eldeki bir taşı atıp, yerdeki taşları birer-ikişer toplama prensibine dayanan bir oyundu.

Bonus-Evde Ucuza Lazerli Tüftüf Nasıl Yapılır

Popüler İçerikler

Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
Okullardaki Yılbaşı Kutlamalarına Gelen Yasağa Mustafa Sandal'dan "Onlara İnat 'Duble' Kutlayacağız!" Tepkisi
Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
YORUMLAR
15.04.2015

Geçenlerde mahalle de çocuk sesleri duydum ve çok şaşırdım. Sadece yazın çocuk sesleri olurdu, en fazla 3 saat filan. Oyun oynuyorlardı. Oyunun adı; Survivor All Stars. -''Banane ben Nadya olucam, sen Sahra ol!'' Ben küçükken arkadaşlarımla uçurtma uçururdum, saklambaç, evcilik, futbol vb. bir sürü oyun oynardık, ağaç yaprağını ezerdik, kına olurdu, kına gecesi yapardık :)

Pasif Kullanıcı
15.04.2015

evet yaa ne güzel günlerdi ama ne yazık ki artık yok 90larda kaldı onlar ama sen şanslısın yine de yazın çocuk seslerini duyabiliyorsun ben de o da yok malesef

16.04.2015

ne ara büyüdük ya.(((bizim çocuklarımız ne yazık ki, bizim gibi dolu-dolu bi çocukluk yaşayamayacak diye düşünüyorum. varsa yoksa bilgisayar, telefon bilmem ne.

çocukken benim tek oyuncağım yazı tahtasıydı..küçükken evcilikten nefret eden tek kız bendim sanırım:/

TÜM YORUMLARI OKU (16)