İzmir'de yaşayan sınıf öğretmeni ve 2 çocuk annesi Canan Hacıkabak (48), çocuklarının internet ve telefon kullanım alışkanlıklarının bağımlılık düzeyine gelmesini kendi yöntemleriyle engelleyemeyince arabulucuya başvurdu. Arabuluculuk sözleşmesini karşılıklı imzalayan anne ve çocuklar, kazan kazan stratejisi sayesinde sorunu çözdü.
İzmir'de eşinden boşanan 2 çocuk annesi sınıf öğretmeni Canan Hacıkabak, 6 yıl önce 7'nci sınıfta okuyan internet kullanımını sınırlandıramadığı oğlu Emir Tuna Aslantaş (19) ile sorunlar yaşamaya başladı. Emir'in internete erişimini engellemek için her gün bilgisayar kablosunu iş yerine götürmeye başlayan Hacıkabak, kavgaların şiddetinin artmasıyla en son Müzakereci Arabulucular Derneği'nin kapısını çaldı. Dernekte yapılan anlaşma sonucu hazırlanan çizelgeyle Emir Tuna Aslantaş'ın internette geçireceği zaman sınırlandırıldı.
6 yıldır bağımlılık sorununa çözüm bulamadığını anlatan Canan Hacıkabak, 'Eşimle ayrıldığım için Emir üzerinde otorite kuramıyordum. Bilgisayar ile çok haşır neşirdi. Bu durum bağımlılık haline gelince 'bilgisayarı kullanamasın' diye fişi alıp yanımda götürüyordum. Mecbur kalınca kabloyu yok ederek sorunu çözmeye çalıştım. Evde ciddi kavgalarımız oluyordu, kapılar çarpılıyordu. Sonra Müzakereci Arabulucular Derneği'ne geldik. Burada bir zaman çizelgesi yaptık. Emir ne zaman bilgisayara gireceğini anlaşmaya bakarak ayarlamaya başladı' dedi. Aynı sorunları 12 yaşındaki 5'inci sınıf öğrencisi kızı İrem ile de yaşadığını belirten Hacıkabak, İrem ile de arabuluculuk derneğine gelerek sorunu çözdüklerini söyledi.
İzmir Yüksek Teknoloji Üniversitesi Matematik Bölümü'nde 1'inci sınıf öğrencisi Emir Tuna Aslantaş da arabulucuya gelirken hiçbir ön yargısı bulunmadığını belirterek şunları söyledi: 'Arabulucuya gelirken tedirgin değildim. Sonra memnun da oldum. Bir süre sonra internete fazla zaman ayırdığıma ben de ikna oldum. Buradan çıktıktan sonra hem anneme hem de kendime haksızlık ettiğimi düşündüğüm zamanlar oldu' diye konuştu. Cep telefonunu fazla kullandığı için benzer sorunlar yaşayan İrem Aslantaş da 'Yaz tatilinde telefonum bozuldu ve annem tamir ettirmedi. Daha sonra arabulucuya gelip, bir anlaşma yaptık. Buna göre hafta içi telefon kullanma hakkım 45 dakika, hafta sonu ise 1,5 saat olacak. Eskiden her elime aldığımda geçirdiğim süre 2 saati buluyordu. Ödevlerime vakit kalmıyordu. Gün içinde etüde ve okula gittiğim için ders çalışmaya zaman kalmıyordu. Annemle anlaşmazlıklarım başladı. Bu şekilde çözmeyi deniyoruz' ifadelerini kullandı.
Müzakereci Arabulucular Derneği Başkanı ve felsefe öğretmeni Feridun Balcı da kuşak çatışmasının karşılıklı iletişim kuramamaktan kaynaklandığını ifade ederek çatışmaların güçlünün istediği şekilde sona ermesinin geçici çözümler olduğunu anlattı. Arabulucuya gelen çocukların önce isteksiz olabildiğini kaydeden Balcı, 'İlk geldiklerinde bir arabuluculuk sözleşmesi imzalıyoruz. Eleştirmeme, yargılamama, suçlamama ve tarafsız olacağıma dair onlara sözler veriyorum. Çocuğun yaşadığı olayla ilgili onlarla bir duygudaşlık kurarak güven ilişkisi oluşturuyorum. Birkaç görüşme sonunda onun da annesinin de tarafında olmadığımı anlıyor' dedi. Ebeveynlerin bazen baskıcı yöntemler kullandığını ve sorunların büyüdüğünü anlatan Balcı şöyle devam etti: 'Çocuklar istediklerinde bir yolunu bulup, internete ulaşır. Kalıcı çözüm kazan kazandır. O zaman anlaşmayı bozması için bir sebep yoktur. İki taraf da anlaşmayı sürdürmek ister. Burada bir zaman yönetimi yapıyoruz. Okul, kişisel bakım, yol için gereken zamanları çıkardığımızda kalan boş zamanı ikiye ayırıp bir kısmında ders çalışmasını bir kısmında dinlenip, eğlenmesini öneriyoruz. Diyelim ki, 5 saat boş zamanı kaldı. Anneler 4,5 saat ders çalışıp yarım saat eğlenmesini isterken çocuk da 4,5 saat internete girip yarım saat ders çalışmaktan yana tercih kullanıyor. Uzlaşı sağlamak için sorular soruyorum. Bir süre sonra iki taraf da orta yolu buluyor. Sözleşmeyi imzalayıp telefonla takibini yapıyoruz.'