Çocuklarımız Risk Altında! Dünya Çevre Günü’nde Geleceğimiz İçin Harekete Geçelim

5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) korunan alanlar raporunu yayımladı. Avrupa genelinde korunan alanların, ülke yüz ölçümüne oranı %25'in üzerinde, Türkiye'de ise %8,7 olarak kaydedilmesiyle ülkemiz büyük tehdit altında. Raporda sürdürülebilir bir Türkiye için yapılması gerekenler, yeni uluslararası hedeflerle beraber 2030 yılına kadar korunan alanların %30 oranına ulaşması amaçlandı. 

5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde, dikkat çektiğimiz bu konu üzerinde bir an önce harekete geçmezsek, ülkemiz için büyük felaketlerle sonuçlanabilir. Geleceğimiz için birlikte hareket etmemiz gereken şu zamanlarda, doğadaki bütün canlıların sesi olmalıyız. Detaylar içeriğimizde.👇

Bu yıl dünya genelinde "Ekosistem Restorasyonu" temasıyla kutlanacak 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde, WWF-Türkiye'nin yayımlanan raporu doğrultusunda korunan alanların arttırılması gündemde.

Tehlike altındaki yabani bitki ve hayvan türlerinin bilinçli ve planlı bir şekilde koruması gerçekleştirilen yerler olarak tanımlanan korunan alanlar, insan eli değmemiş son doğal kalelerdir. WWF-Türkiye tarafından, Korumazsak Kaybederiz: Sürdürülebilir Bir Türkiye İçin Korunan Alanlar Hedef: 2030'a Kadar %30 başlıklı raporda, iklim düzenleme, toprak oluşumu, canlı topluluklarının göçleri, karbon ve su döngüsü gibi ekolojik süreçlerin, genetik kaynakların ve tehlike altındaki türlerin devamına yardımcı olan bu alanların, parçası olduğumuz ekolojik sistemin sürdürülebilirliği için hayati öneme sahip olduğuna dikkat çekilmekte.

Raporda korunan alanlarının arttırılması için sunulan gerekçeler;

Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi'nin  kabulünden (1992) günümüze gerçekleşen hedefler ve çabalar doğadaki yok oluş sürecini yavaşlatsa da, biyoçeşitlilik kaybındaki düşüşü durdurmaya yetmedi. WWF'in 2020 Yaşayan Gezegen Raporu'na göre, son 50 yılda omurgalı canlı popülasyonunda %68 azalma görülmüş. Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi doğrultusunda 2010'da kabul edilen ve korunan alanların, karasal ekosistemlerde %17'ye, deniz ve kıyılarda %10'a çıkarılması istenilen 2020 hedefleri sonuç bulmadı.

Şimdi ise 2030 hedeflerinin belirlenmesi gündemde!

Bilim insanları Dünya'nın sağlıklı bir şekilde işleyişini garanti etmek amacıyla, karasal ve denizsel ekosistemlerin en az üçte birini (%30) koruma altına alınması gerektiğini söylüyor.

Türkiye'de korunan alanların ülke yüz ölçümüne oranı sadece %8,7

Yayımlanan raporda, dünya genelinde karşılaştırılmalı verilere de yer veriliyor: 1970 yılında küresel ölçekte korunan alanların, karasal yüzeye oranı %2,6 iken aradan geçen 50 yılda beş kat artarak %13,2'ye ulaştı. AB ortalaması %25,9 olan korunan alanların ülke yüzölçümüne oranı Polonya, Almanya, Yunanistan gibi ülkelerde %30'un üzerinde.

Tür ve habitat bakımında zengin olan ülkemizin verilerine göre, 2020 yılı itibarıyla korunan alanların toplam net büyüklüğü 67,773 km² ve bu alanların ülke yüzölçümüne oranı ise %8,7.

"Daha yaşanılabilir bir dünya yolunda her şeyi tekrar rayına oturtabilmemiz için son şansımız 2030"

WWF-Türkiye Doğa Koruma Direktörü Dr. Sedat Kalem, konuya ilişkin açıklamaları ise: 'Doğal alan ve biyolojik çeşitlilik kaybındaki hız alarm verici düzeyde; insanın geleceği de risk altında daha yaşanılabilir bir dünya yolunda her şeyi tekrar rayına oturtabilmemiz için son şansımız 2030. Yani, gelecek 10 yıl içerisinde kaydedeceğimiz ilerleme önümüzdeki yüzyılları şekillendirecek. Bu yeni 10 yılın başlangıcında kamu, iş dünyasının ve sivil toplum arasında güçlü bir işbirliğinin hayata geçirilmesi şart. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından beyan edilen, Cumhuriyetimizin 100'üncü yılında korunan alanlarımızın %17'ye çıkartılması yönündeki açıklamalar, 2030'da %30 gibi iddialı bir hedef için gerekli siyasi iradenin ülkemizde var olduğunu gösteriyor. 2022 yılında ülkemizde düzenlenecek olan Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi'nin 16. Taraflar Konferansı'na doğru Türkiye olarak atacağımız büyük adımlarla dünyaya örnek olabiliriz.'

WWF-Türkiye'nin, 2030'a kadar atılması gereken adımları ise;👇

  • Türkiye'de daha fazla sayıda ve daha geniş alana sahip (%30) bir korunan alanlar ağının oluşturulması; daha güçlü, daha iyi korunan bir korunan alan yönetiminin gerçekleştirilmesi.

  • Bu hedeflerin gerçekleşmesini sağlayacak, kapsayıcı, paydaş katılımına açık; bilimsel esaslarla, uluslararası doğa koruma sözleşmeleriyle ve AB doğa koruma direktifleriyle uyumlu bir çerçeve Doğa Koruma Kanunu'nun kabulü.

  • Korunan alanların etkin yönetiminde önemli sıkıntılara yol açan parçalı kurumsal yapının giderilmesi. İlgili kurumların (Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü, Doğa koruma Genel Müdürlüğü) birleştirilmesiyle doğa korumadan sorumlu kurumlar arasında daha iyi eşgüdümün ve korunan alanlarda daha etkin denetim, koruma ve yönetimin sağlanması.

  • Tür ve alan koruma/denetim çalışmalarından ziyaretçi hizmetlerine, yaban hayatı yönetiminden altyapı çalışmalarına, eğitim-araştırma-izleme faaliyetlerinden gönüllü ilişkilerine kadar geniş bir yelpaze içeren korunan alan yönetiminde etkinliğin arttırılması için yerel düzeyde, daha güçlü mali ve idari olanaklara ve personele sahip olan bazı yeni bir yapılanmanın gerçekleştirilmesi.

  • Korunan alanlarda statü değişikliklerinden kaçınılması.

Ülkemizin geleceği ve canlı türünün geleceği için koruma alanı oranlarının arttırılması yönündeki hedefleri sorumluluk bilinciyle sonuca ulaştırmalıyız. 2030 hedeflerinin %30 oranına ulaşması yaşadığımız dünya için yapacağımız en büyük iyiliktir.

'Korumazsak Kaybederiz: Sürdürülebilir Bir Türkiye İçin Korunan Alanlar Hedef: 2030'a Kadar %30' raporunu buradan indirebilirsiniz.

Bu içerikler de ilgini çekebilir.

Dünya Çevre Kirliliği ile Savaşıp Sıfır Atık İçin Çabalarken Türkiye Nasıl En Çok Atık İthal Eden Ülke Oldu?
Çevre Kirliliğinde 'Yeni Normal': Su Altındaki Maske ve Eldivenler
Çevre Bilinci Desen Var(!) Kumsala Loca Kondurup Foseptik Çukurları Açtılar
Çevre Profesörü Mustafa Öztürk Uyardı: 'Marmara’yı Kurtarın'

Popüler İçerikler

İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti